Kırklareli Sağlık Müdürü Cerit, yeni aile hekimliği yönetmeliğini tanıttı
İYİ PARTİ İLÇE BAŞKANLIĞI’NA OKTAY MUTLU ATANDI
Aşırı tuz tüketimi böbrek ve kalp hastalıkları riskini artırıyor
Bu haber 23 Nisan 2018, Pazartesi 10:47 tarihinde eklendi. 4229 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Lüleburgaz’ın her yerinden tarih fışkırıyor

Lüleburgaz’da son zamanlarda özellikle Dere, Yıldırım ve Yılmaz Mahallesi’nde eski binaların yıkılmasıyla tarihi buluntular ortaya çıkıyor.
Lüleburgaz’ın her yerinden tarih fışkırıyor  

Lüleburgazlı araştırmacı yazar Bahri Berberoğulları, tarihi dokuya rastlayan müteahhitlerin bu buluntuları hızla yok edip üzerine yeni bina yaptığını belirtti.

Lüleburgazlı tarihçi ve araştırmacı yazar Bahri Berberoğlu, özellikle Lüleburgaz’ın en eski mahalleleri olan Dere, Yıldırım ve Yılmaz Mahallelerinde imara açılır açılmaz eski binaların yıkılmasıyla tarihi 5.yy’a uzanan Roma Dönemi Arcadiaopolisin (Lüleburgaz) kalıntılarını ortaya çıktığını ve bu tarihi dokunun müteahhitler tarafından hızla yok edilip üzerine yeni binaların yapıldığını belirtti.

Berberoğlu, Dere Mahallesi Hava Sokak’ta en son ortaya çıkan Roma dönemi buluntuları önünde açıklamalarda bulundu. Berberoğlu, “Lüleburgaz’ın Dere, Yılmaz, Yıldırım Mahallelerinde yıkılan eski bina veya boş arsalara yapılmakta olan inşaatları bir grup tarihi araştırmacısı ve duyarlı Lüleburgazlılar olarak endişe ve üzüntü ile izliyoruz. 5.yy da Roma İmparatoru Arcadius (Arkadyüs) tarafından kurulmuş İmparator Kenti Arcadiopolis (Lüleburgaz)’ın kuruluş alanı olan bugünkü Yılmaz Mahallesi, Dere Mahallesi ve Yıldırım Mahallesi’nin olduğu alandır. Bu alan fırdolayı dönemin en modern ve sağlam sur duvarlarıyla çevrili ünlü Arcadiopolis Kalesi içinde kalmaktadır.

Türkiye Trakya’sı sınırları içersinde Roma İmparatorlarının kurduğu kentler Konstinopolis (İstanbul), Adrianopolis (Edirne) ve Arcadiopolis (Lüleburgaz)olduğunu, 5.yy’da şehir inşa edilirken Roma İmparatorluğu sınırları içersinde en seçkin, suyolu, kale, inşaat mimarlarının ve ustalarının getirilip çalıştırıldığını, Kaynarca’dan şehre getirilip çeşmelere, Agora ve ünlü Arcadiopolis Hamamına suyun dağıtıldığını kentin ilk altyapı yani kanalizasyonun 5. yy da var ve mükemmel çalıştığını, yağmur sularının Arnavut kaplamalı yollardan Lüleburgaz Deresi’ne ustalıkla akıtıldığını söylersek nasıl bir kente sahip olduğumuzu, nasıl bir kentte yaşadığımızı bilmem anlatabiliyor muyum? O nedenle yeri geldikçe; “Lüleburgaz yaşanmış ama yazılmamış Kenttir” diyorum, haksız mıyım?

Gelelim Dere Mahallesi’nde ortaya çıkan tarihi kalıntılara; Lüleburgaz, Roma Dönemi’nden önce Yerli Trakya Halkı, Trak, Klasik Yunan, Roma-Bizans ve en son Osmanlı-Türk dönemlerini yaşamış, yaşamaya tanıklık etmiş halen etmekte olan 11 Bin yıllık tarihiyle her dönemde Trakya’nın en önemli yerleşim yeri olmuştur. Bu sözünü ettiğim kültürlerin her birinin canlı tanık ve kanıtları tüm doğal afet ve şehri rantiyeye dönüştüren Belediye ve müteahhitlerin tahribatına rağmen halen mevcuttur. İşte Yerli Trakya Halkı’nın Menhir Taşları, Trakların Höyük ve Tümülüsleri, Klasik Yunan’ın Edirne Müzesi’ndeki her biri şahane Heykelleri, Roma Dönemi’nin şehrin Yılmaz, Dere, Yıldırım Mahalleleri inşaat temellerinden çıkan buluntular ve Osmanlı-Türk Döneminin hayatta olan tarihi eserleri bu kentin soyadının değil adının, sözünün, özünün Kültür Kenti olduğunun kanıtlarıdır. Adı ne olursa olsun, Trak, Klasik Yunan, Roma-Bizans, Osmanlı-Türk hangi dönemde olursa olsun Lüleburgaz tarihle yıkanmış, her dönem renkli, canlı sanatla yoğrulmuş Kültür Kenti’dir. Sanat olmadan Kültür olabilir mi?

Özetle anlattığımız Kent’in tarihine canlı tanıklık eden olgu ve bulguların önündeyiz. Bu kadarıyla bile bizlere; ‘Ben İmparator Arcadius (Arkadyüs)’un kurduğu Arcadiopolis(Lüleburgaz)’in önemli bir yapısının parçasıyım.’ diye seslenen, ya da sevgili Ferhat Başgedik kardeşimin dediği gibi belki de Arcadiopolis’in Anfi Tiyatrosu’nun önündesiniz diyen tarihi bir yapı önündeyiz şu anda. Bu tarihi yapıları ve eserleri ortaya çıkaracak işlemler için bu bölgedeki inşaat izinleri hemen durdurulmalı. Kazılara geçilmeli, bu yörede ev arsaları olanlar mağdur edilmemelidir. Bu nedenle başta Kırklareli İl Kültür Müdürlüğü, Edirne Tarihi Eserleri Koruma Müdürlüğü’nü göreve davet ediyor, Lüleburgaz Belediyesi’nin de Yılmaz, Dere, Yıldırım Mahallelerindeki imar izinleri ile SİT alanını yeniden gözden geçirmesini bu mahalde inşaat temellerinin açılmasında İl Kültür yetkilisinin mutlaka bulunmasını istiyoruz.” ifadelerinde bulundu.

Cüneyt ÜNLÜSOY

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek