15Ttemmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain darbe girişiminin arkasında nasıl ABD ve onun gayrı meşru çocukları var ise dün gece ki cunta özentisi bildirinin de arkasında Rusya’nın olması kuvvetle muhtemeldir.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi de dahil, tüm uluslararası sözleşmelerin iptal veya devamı Türk devletinin yetkisindedir.
Menfaat ve durum gerektirdiğinde Lozan'da revize edilebilir, Montrö'den de çekilinebilir.
Zira örnek vermek gerekirse Lozan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından defalarca bizzihati ihlal edilmiştir, Hatay meselesi de bunun en büyük örneğidir. Şimdi ben sizlere soruyorum; Yunanistan ile olası bir savaştayız diyelim. Bizim taarruz uçaklarımızın Antalya veyahut Ege sahillerinden kalkması gayet tabiidir. Ama biz Lozan da attığımız imza gereği taarruzu ancak Eskişehir hava üssünden yapabiliriz. Zira biz Ege'de uçağımızı havalandırdığımız gibi Yunanistan'ın hava sahasını ihlal ediyoruz ki bana inanmayanlar, İş bankası yayınlarından Lozan zabıtalarını okuyabilirler.
Günümüzde Montrö bir bakıma en çok Rusya’ya yarayan bir anlaşmadır. Meclis başkanımızın açıklamasına paralel, kendi dönemlerinde Doğu Akdeniz meselesine eğilmeyen 103 cuntacı amiral açıklama yapıyorsa benim aklıma direk gelecek olan mesele şudur;
Bundan bir kaç ay önce RandCorparation adlı kuruluşun TSK'nın içinde ki bir grup Kemalist subayın rahatsız olmasını dile getirmesine binaen, Montrö meselesinden sonra 15 Temmuz'a 103 gün kala, 103 gözaltı yapıldığını bile bile 103 amiralin bu tarz bir muhtıravari açıklama yapması, mutlaka ordu içinde cuntacı bir kanat olduğunun ispatıdır.
Tarihimizde darbe 4 asırlık bir geçmiş ve hastalık göstergesidir. Allah aşkına vicdanınıza soruyorum; Bir şerefli Türk askerinin sarık takıp namaz kılması ve kıldırmasında Türkiye açısından ne gibi bir gericilik veya bölücülük vardır?
Türk ordusu Allah’ın ordusu, taarruz zikri' de Allah Allah olduğuna göre namaz kılarken Hz. Peygamberin sünnetine uyarak sarık takmanın ne gibi bir yanlışlığı vardır?
Bu 103 emekli amiralin derhal rütbeleri sökülmeli, maaşları kesilmelidir. Acilen yargılanmaları ve ordu içinde kimlerle irtibatta oldukları acilen çözümlenmelidir. 21. Yüzyılda bu ülkede darbe girişimlerinin konuşulması üstelik bu duruma binaen belli muhalefet partilerinin de bunun altına imza atması kabullenilemez bir prestij ve zaman kaybı olmasının yanında, rezalettir, rezilliktir, milli vicdana terstir.
Şahsen, dün nerde isem bu gün ordayım. Namlusunu millete doğrultan tanka selam durmadım, durmayacağım. Devletimin ve meşru şekilde seçilen siyasi iradenin olası bir darbe girişimine karşı her daim yanında oldum olacağım.
Yüce Rabbim milletimizi, ümmetimizi ve devletimizi korusun. AMİN.