“15 Temmuz 2016 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan Fetullah Gülen’in liderliğini yaptığı Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’ye bağlı bir grup tarafından, TSK içindeki mensupları öncülüğünde askeri darbe girişiminde bulunuldu. 251 vatandaşımız şehit düşmüş, 2 bin 196 vatandaşımız da gazi olmuştur.
Darbe girişimi milletimizin korkusuzca direnişi ve devletin diğer unsurlarının karşı koymasıyla başarısızlığa uğratıldı.
Fetullah Gülen isimli ilkokul mezunu emekli bir din görevlisinin(!) başında olduğu FETÖ terör örgütü 1970’li yıllarda, bu şahsın sapkın görüşleri etrafında toplanan ve genelde açtıkları özel okullar, kurslar, öğrenci evleri ve yurtları gibi faaliyetlerle öne çıkan bir dini grup ve hareket olarak ortaya çıkmıştır.
FETÖ terör örgütü illegal çalışmalarını tam bir gizlilik içinde yürütmüş ülke sınırları içinde ve yurt dışında sadece sivil toplum ve eğitim faaliyetleri yaptığı algısı oluşturmaya çalışmıştır. Üyelerini dinler arası diyalog,sevgi ve hoşgörü gibi masallarla uyutmuş ve her yerde kendilerini demokrasi, dinler arası diyalog ve hoş görü, eğitim ve barış gönüllüsü gibi gösterme stratejisi izlemiştir. Oysa yapısal durumlarına örgütlenmelerine bakıldığında; Türkiye’de ve diğer ülkelerde gerçek kimliklerini gizlemişler çok farklı kimliklerle (sol, sağ, liberal, dindar) ordu, yargı, emniyet, istihbarat ve bürokrasi gibi devletlerin kritik yerlerine yerleşmişlerdir. Bu durum ise, faaliyet gösterdiği ülkelerde kendilerini hizmet hareketi olarak tanıtan örgütün gerçek amacını ortaya koymaktadır.
FETÖ örgütlendiği ülkelerde özellikle okul, eğitim/kültür merkezi, meslek kuruluşu veya STK gibi görünerek gizlice stratejik kurumlara yerleşerek devletleri ele geçirmeye çalışmaktadır. Ufak yaştan itibaren bozuk ve sapkın din anlayışını öğreterek kontrol altında tuttuğu ve etkin yerlere getirdiği üyeleri aracılığıyla, devletleri, toplumları, hatta dünyayı “kâinat imamı”(!) olarak adlandırdıkları liderlerinin görüşleri ve fikirleri dizayn etmektir.
Sapkın dini anlayışlarından dolayı, illegal amaçlarına ulaşabilmek için her türlü takiye, iftira, komplo, tuzak ve illegal tüm faaliyetleri meşru görmektedirler. Özellikle insanların dini duygularını istismar ederek uzun yıllara dayanan gizli eğitim ve ikna faaliyetleriyle yaptıkları işlerde sıradan insanların çözemeyeceği bir profesyonellik kazanmışlardır. Örgüt üyeleri, “seçilmişlik ruhu” ve “adanmışlık” kavramlarını kullanarak kimlikten kimliğe girebilmekte, yeri geldiğinde cinayet de dahil, her türlü ahlaksızlık ve illegal faaliyeti gerçekleştirebilmektedir.
Özellikle son yıllarda , örgütün gizli ve hain amacına kendini adamış ve hizmet eden hakim, savcı ve emniyet mensuplarıyla, kendilerine engel gördükleri çok sayıda asker, polis, bürokrat, gazeteci, akademisyen ve yazarları yalan ve uydurma delillerle ağır hapis cezalarına mahkum ettirmişlerdir. Bununla devletin bütün makamlarını ele geçirmeyi amaçlamışlar ve çalışmışlardır. Sistemi ele geçirmek için FETÖ ilk darbe girişimini Şubat 2012 tarihinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Kürt Sorunu’nun çözümü için yürüttüğü çalışmaları gerekçe göstererek yapmaya kalkmıştır.
17-25 Aralık 2013’te ikinci darbe denemesinde ise uydurma yolsuzluk iddialarıyla hükümet üyelerini tutuklama girişiminde bulunmuşlardır. Kendisini dünya barışına katkı sağlayan, barışçıl dini bir hareket gibi gösteren, dinler arası diyalog ve hoşgörü gibi kavramları kullanan FETÖ, terör örgütü hiçbir şekilde o alanlarda kalmayıp güvenlik, yargı ve istihbarat gibi bir çok alanda kadrolaşıp yasa dışı faaliyetlerde bulunmuşlardır.
15 Temmuz 2016 tarihinde TSK içerisinde örgütlenmiş olan FETÖ terör örgütü mensupları, savaş uçakları, helikopter ve tanklarla kanlı ve acımasız darbe girişiminde bulunmuştur. Sokakta darbeye karşı çıkan vatandaşların üzerine tankları sürmüşlerdir. Ankara ve İstanbul’da, Cumhurbaşkanlığı, parlamento, emniyet ve kamu binaları ile darbeye karşı çıkan insanları savaş uçaklarıyla bombalayan FETÖ terör örgütü, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a da suikast girişiminde bulunmuştur. Darbe girişimi halkın ve devletin diğer unsurlarının karşı koymasıyla başarısız olmuştur.Darbe girişimi başarılı olsaydı, binlerce masum insan hayatını kaybetmiş ve özgürlükler ortadan kaldırılmış ve Fetullah Gülen’in sapkın dini görüşleri ekseninde askeri bir diktatörlük kurulmuş olacaktı.
Bu çağ dışı darbe girişimine farklı düşünceden toplumun her kesiminden; siyasal partiler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, medya ve iş dünyası şiddetle karşı koymuşlardır. Gelinen noktada kanlı darbe girişimi bastırılmış, devlet kurumları olağan işleyişine dönmüştür.
15 Temmuz darbe girişiminde görüleceği üzere “Ehl-i Sünnet ve Cemaat İman ve İtikadından” uzak sapkın bir dini inanışa dayanarak askeri bir diktatörlük kurmak isteyen FETÖ, amacına ulaşmak için hiçbir sınır, ilke, dini değer ve kural tanımamaktadır. FETÖ terör örgütü 15 Temmuz’daki darbe girişiminde silahsız masum insanları doğrudan öldürmeye yönelik saldırılarda bulunmuştur. Diyalog, hoşgörü gibi kavramları kullanan örgüt, bir Sivil toplum hareketinin hiçbir şekilde ilişkisinin olmaması gereken stratejik alanlarda örgütlenmiştir. Geçmişe dayalı aldıkları eğitim ve kendilerine öğretilen kendilerini profesyonelce gizlemişler ve yaptıklarını hiçbir şekilde sahiplenmemişlerdir. FETÖ terör örgütü, gizli sapkın dini anlayışı, gizli ajandası, amaca ulaşmak için her türlü yöntemi kullanabilmesi nedeniyle sadece Türkiye için değil faaliyet gösterdikleri bütün ülkelerde devletler ve insanlık için bir tehdit olmuşlardır. Örgüt, illegal olarak çalışma yaptığı ülkelerde, Türkiye’de daha önce izlediği stratejinin benzerini izlemekte, şimdilik kitlelere şirin görünecek faaliyetler gerçekleştirmektedir.
Dini değerleri kendi sapkın inanışlarına göre yorumlayan FETÖ ve diğer örgütlerle mücadele edilmelidir. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın, soydaş ve akrabalarımızın, dini değerlerimize, milli iradeye, insan haklarına ve özgürlüklere saygılı tüm uluslararası kuruluşların ve bireylerin, milletimizin şanlı direnişine vereceği destek unutulmayacaktır. Bu vesileyle, bir kez daha insanlık dışı bu kanlı darbe girişimini lanetliyor, şehit düşen sivil vatandaşlarımıza, polis ve askerlerimize rahmet diliyor, aziz milletimize bir daha geçmiş olsun diyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce ifade ettiklerini bir daha tekrar ediyoruz; Başaramayacaksınız.
Milletimizi bölemeyeceksiniz.
Bayrağımızı indiremeyeceksiniz.
Vatanımızı parçalayamayacaksınız.
Devletimizi yıkamayacaksınız.
Ezanlarımızı susturamayacaksınız.
Ülkemize diz çöktüremeyeceksiniz. Halkımıza boyunduruk vuramayacaksınız.
Bizi yolumuzdan geri döndüremeyeceksiniz.
Selam ve Dua ile