CHP’de 38. kurultay yapıldı. Güzel bir kurultay oldu. Eleştiriler dozundaydı. Heyecan vardı. CHP’lisi, AKP’lisi, MHP’lisi, İyi Partilisi herkes heyecanla sonucu takip etti. Böyle olmalıydı. Sonunda biz değişimciyiz diyenler kazandı. Dinazorlar kaybetti.
Akp veya Mhp kurultaylarında en ufak bir heyecan oluyor mu? Olmaz, olamaz. Tek kişinin aday olduğu, kimin seçileceğini liderin belirlediği kurultayda hiç heyecan olur mu? Kimsenin gıkının çıkamadığı, en ufak bir eleştirinin yapılamadığı, seçilecek kişilerin zaten belli olduğu kurultaylar neden yapılır ki. Yapılan masrafa yazık. Delegeler hiçbir söz hakkı olmayan kurultaya neden gidiyorlar ki. Ama bu kurultaylarda yarış oluyor mu dersen evet oluyor. Kim daha fazla liderine övgüler yağdıracak onun yarışı oluyor. Kazanan partide bir yerlere geliyor.
Demokrasiye bu kadar hasret kaldığımız bir zamanda bu demokratik kurultay CHP’ye ilaç gibi geldi. İlk defa bir genel başkan bir kurultayda delege oylarıyla değişti. Değişimi savunan Özgür Özel yeni Genel Başkan oldu. Tebrik ederiz. Buraya kadar tamam da gerçekten CHP’de bir değişim olacak mı?
Kemal Kılıçdaroğlu’na bir türlü ısınamadım. Çok başarısız bir başkandı. CHP’ye demokrasi getirmedi. Hiçbir seçimi kazanamadı. Başarısızdı derken herkes gibi ben de yanlış söyledim. Pardon. Şimdi doğrusunu yazayım. Bence oldukça başarılıydı. Onu bir kasetle bu göreve getiren kişilere karşı görevini kusursuz bir şekilde yerine getirdi. Görevi AKPyi iktidarda tutmak ve Erdoğan’a her seferinde seçim kazandırmaktı. Ve bunu son derece başarılı bir şekilde yaptı. Olaya buradan bakarsak çok başarılıydı.
İroni yaptığımı düşünüyorsunuz değil mi? Hayır, yapmıyorum. Aynen böyle düşünüyorum. Bir CHP genel başkanı asla böyle bir şey yapmaz diyenlere şunu söyleyeyim. Yasaklı Erdoğan’ın önünü açan eski genel başkan Baykal’dı. Yasağını o kaldırdı. Sosyal demokrasiyi iktidar yapsın diye seçtiğimiz Baykal rakip partiyi iktidar yapsın diye uğraşmış. Zülfü Livaneli yıllar sonra Baykal bunun için kendini yırttı dedi. Demek ki oluyormuş. Sakın bana Baykal demokrasi için yaptı falan demeyin.
Bunları neden rahat yazıyorum. Çünkü ben bunları seçimden önce de çokça yazdığım için rahat yazıyorum. Kılıçdaroğlu aday olmamalı, seçimi kazanması çok zor diye defalarca yazdığım için rahat yazıyorum. Kılıçdaroğlu gazeteci Levent Gültekin’e ‘Ülke bitmiş, kimin aday olacağına ben karar veremiyorum’ dediği için rahat yazıyorum. Net yazıyorum. Bu seçim tamamen onun yüzünden kaybedildi.
Kılıçdaroğlu adam gibi gitmesini bile beceremedi. Seçimi kaybedince bırakmalıydı. Tekrar CHP genel başkanlığına aday olmamalıydı. Kurultay seçiminde ilk turda geride kalınca yarıştan çekilmeliydi. Çekilmedi. Başkanlığı kaybedince Özel’in elini havaya kaldırıp tebrik etmeliydi. Bunu bile yapamadı. Tam yarıştan çekilecekken İmambakır Üküş denen bir adam ‘Çekilemezsin, izin vermiyorum’ diye odada bağırdı. Bu adam kim ya. Yoksa CHP’yi arka perdeden bu tip adamlar mı yönetti. Kendisine yakışmayan bir şekilde gitti. Belki de kendisine yakışan bu şekilde gitmekti. Bilemiyorum.
Özgür Özel kendini kanıtlamak için yerel seçimlerde başarılı olmak zorunda. Kılıçdaroğlu kalsaydı yerel seçimler CHP için yıkım olacaktı. Şimdi umut var. Seçimlere az bir süre kaldığı için önseçim yapılamayacak gibi görünüyor. Önseçim olsaydı kim çıkarsa parti yasal olarak O’nu göstermek zorundaydı. Bunun yerine temayül yoklaması yapılacak. Yani partililer bazında resmi olmayan bir seçim yapılacak. Çıkan sonuca yasal olarak uymak zorunda değil ama kim çıkarsa o aday gösterilecek dedi. Bakalım buna uyacak mı? Burası çok önemli.
Şu an ağzı sütten yanan CHP seçmeni Özgür Özel’in seçilmesine son derece temkinli yaklaşıyor. Çok iyi olacak falan diyemiyor. Görelim bakalım diyor. Ben de aynı şeyi söylüyorum. Görelim bakalım. Özgür Özel ilk sınavında başarılı oldu. CHP kadrosunu neredeyse tamamen yeniledi. Bu onun için iyi bir başlangıç oldu. Kendisine zaman tanıyacağız. Devamını getirecek diye umutla bekleyeceğiz. Bekleyip göreceğiz.