Geçtiğimiz perşembe akşamı HAVAŞ'la Samsun'a, oradan da uçakla İstanbul'a uçtuk. Sabah namazını İstanbul Havalimanı'nda edâ ettik. Oradan da Metrobüs'le Aksaray'a geçtik. Sonrasını o günün bir paylaşımıyla arz edelim.
ÖNCE ALAETTİN DURALİ
Önce; hemşehrimiz olmasına rağmen henüz rûberû tanışma fırsatı bulamadığımız ve fakat sosyâl medyada yakın gibi arkadaş olduğumuz Alaettin DURALİ Ağabey'in paylaşımı. Sonrası, bu bağlamda bizim yorum mevkiinde o güne dâir yazdıklarımız:
ESKİ DOSTLAR, ESKİ DOSTLAR
Alaettin DURALİ: "Bugün İstanbul'da Ali Ay abi ile birlikte, Avukat Yıldırım Kemal Akıncı abiyi ve Boğaziçi Yayinevi sahibi Gazi Altun abiyi ziyaret ettik. Yanımızda eski Çapalılardan Ahmet Erçil de vardı. Daha sonra Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan da geldi. Güzel bir sohbet oldu."
BOĞAZİÇİ, AYASOFYA, EDEBİYAT FAKÜLTESİ
Nûri KAHRAMAN: "Bugün biz de oralardaydık. Hattâ dedim; "BOĞAZİÇİ DERGİSİ hâlâ çıkıyor mu acabâ?" diye. 80'li yıllarda bir şiirim yayınlanmıştı onda.
Cumâyı Ayasofya'da kıldıktan sonra dönüşte Türk Edebiyâtı Vakfı, Yahya Kemâl Enstitüsü, Sultan Abdülhamid Türbelerinin fotoğraflarını çektim. Yazarlar Birliği Şûbesi'ne uğradım. Mekki YASSIKAYA ile tevâfuk edip tanışarak bir miktar hasbihâl eyledik.
YAHYA KEMÂL'DEN ZİYÂ GÖKÂLP'E
Okuduğumuz yıllardan bildiğimiz ve İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’ndeyken ilk boykot istişâre toplantılarının yapıldığı bahçe içerisindeki türbeye geçtiğimizde Pâdişahlarımız ve âile efrâdına, paşalarına ve maiyyetine fâtihalar okuduk. Ziya GÖKALP'in bir Osmanlı gibi düzenlenen hat yazılı ve tezyin edilmiş kabrinin fotoğrafını çektim. Doğrusu, Türkçülüğün ideoloğu olan bir şahsın Latin harfinden başkasıyla yazılmış bir kabrinin olacağını hiç düşünemezdim.
ESKİ BEYAZSARAY, YENİ ÇARŞI
Bizim 70'li yıllarda kitap dünyasının merkezi niteliğindeki BEYAZSARAY KİTAPÇILAR ÇARŞISI'nı aradım. Artık kitapçıların taşındığını biliyorum ama çok hâtıralarımızın olduğu o binâ hangisiydi? Merak işte, ya da ayak sürüklüyordu. Orası bizim kitap-kültür merkezimizdi. Çok hâtıralarımız vardı. Neyse, zor da olsa buldum. Zâten üst katları BEYAZSARAY adıyla otel. Ama yazısını yan caddeye koydukları için zorlanma durumu yaşadık.
*BEKİR ÂBİ; NERDESİN?
Bir de tevâfukan, 70'li yıllarda çarşının alt civarlarında bir ciltçi Bekir Âbi vardı. Ensar Vakfı'na giderken tevâfuk ettiğim ve adının H. Mustafa VARLI olduğunu öğrendiğim bir sahafa onu sordum. Hâlâ devam ediyor dedi ama yine aynı yerde mi diye sormamıştım. Aradım, bulamadım. Sordum tanıyan bilen yok. Yaklaşık elli yıllık mesele. Yeniler zaten bilmezler. Eskilerdense, kim öle kim kala?!
HANGİ ARA BU KADAR BEYİM?
Cumâ'dan önce de, 80'li yıllarda kayıt yaptırıp bir zaman devam ettiğim fakat devam mecbûriyeti dolayısıyla, öğretmenliğe devâm tercih ettiğim için tedrîsâtını sürdüremediğim İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni hasretle dolaştım. Bizim OSMANLI MEDENİYETLERİ ve MÜESSESELERİ TÂRİHİ Bölümü yokmuş artık. Târih olmak böyle bir şey işte. Siz artık çok uzaklardasınız. Bu kadar yılı ne zaman yaşayıp ta mesâfeyi açtınız beyim?
İNŞÂLLÂH O GÜNLER YAKIN
Evet böyle; demekki Ordu'da görüşemediğimiz Durali Ağabeyle İstanbul'da burun buruna gelmişiz. Anlaşılıyor ki buluşmamız yakın. İnşâllâh. Sizleri ve de bol olmasını dilediğim muhabbetinizi selâmlıyorum...
YÜKSEK BİNÂLAR, YORGUN ÇINARLAR
Çok lüks bir ilçe ve semt olarak kurulduğunu müşâhede ettiğimiz Beylikdüzü Esenyurt'tan, kafe ve lüks yeme-içme yerleri arasında sora sora nispeten sâdesini zor bulduğum Anadolu usulüne yakın mekândan sizlere çay buğulu sevgiler-saygılar sunuyorum değerli ağabeyler wes'selâm..."
NAMAZ GÖNÜLLÜLERİ İSTİŞÂRE TOPLANTISI
Cumartesi sabah, program başladı. Burası özel okul olarak yapılmış bir binâ. Fakat daha sonra büyüğü yapılmakla müessese başka yere taşınmış. Yeni hâliyle İSLÂM ALİMLERİ VAKFI olmuş. Çok güzel dizayn edilmiş. Uzman hocalar ve yurdun dört bir yanından katılımcılar bir aradayız. Bu etkinliği de özet olarak grupta da paylaştığımız hâliyle veriyoruz:
GAZZE MEKTEBİ, NAMAZ ÖĞRETMENİ
Hafta sonu, Namaz Gönüllüleri Platformu'nun organizasyonu, Başkan Abdullah YILDIZ ve yardımcısı Ahmet BULUT'un koordinesiyle, Mustafa KARATAŞ, Kerim BULADI, Ramazan KAYAN, Mehmet KESKİN, Fâruk TAŞÇI, Bülent ACUN gibi hoca ve uzmanlarımızın sohbetleri, bizim de Ordu adına katıldığımız, memleketin dört bir yanından gelen 40 civârında namaz gönüllüleri ile İstanbul Esenyurt'ta bir araya geldik.
İSLÂM ÂLİMLERİ VAKFI (UMAD) ın ev sâhipliğinde, her katılımcının tek tek duygu, düşünce ve tekliflerini sunduğu, her biri kitaplık boyutta yaşanmışlıklar, tecrübe ve tavsiyeler niteliğinde birbirinden güzel sunumlarla yıllık istişare programı gerçekleştirildi.
DÎNÎN DİREĞİ, GAZZE'NİN YÜREĞİ
Dînin direği namazı gençler arasında ve toplumda nasıl yaygınlaştırabilirizin, 7'den 70'e Gazzeli müslümanların namaz eksenli mücâdeleleri örneği üzerinden mütâlaa yapılıp müzâkere edildi.
NAMAZ-NİYÂZ, ÇEDES
Bu yıl özellikle, derdimize derman olacak, NAMAZLA DİRİLİŞ meyânındaki faaliyetlerin bir başka keyfiyetle, değerler eğitimi çerçevesinde olarak, daha yeni ihdâs edilen ve yaygınlaştırılmaya çalışılan ÇEDES'le beraber, onun etkinliği kapsamında nasıl yürütülebileceği husûsu tartışıldı.
Bu meyânda, projenin fikir babası, ÇEDES KOORDİNATÖRÜ arkadaşımız proje hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Sözünün sonunda da ÇEDES'İ anlatmak için tüm illeri dolaşacaklarını ifâde etti.
DUÂ, TEŞEKKÜR, VEDÂ
Program, başkan AbdullahYILDIZ'ın, hem katılım ve de bizzat katkılarından dolayı katılımcılara ve de organizasyona ev sahipliği yapan, İslam Âlimleri Vakfı (UMAD) yöneticilerine teşekkürleriyle berâber, ASR SÛRESİ tilâvetiyle sona erdi....
ÖZBEKİSTAN'DAN AYASOFYA'YA
Son olarak bir husûsu daha arz edeceğiz ki, tam 2 AY önce 16 kişilik grupla bulunduğumuz BUHÂRÂ'da kıldığımız cumâdan sonra bugün de bir ilk olmak üzere AYASOFYA'da nasîp oldu. Onunla ilgili de bir paylaşımımız oldu. Onu da paylaşarak notumuzu düşmüş olalım. O da şöyle:
BEŞ KAZAN'DAN ESENYURT'A
3 gündür NAMAZ GÖNÜLLÜLERİNİN dâvetlisi olarak İstanbul ESENYURT'tayız. Kısaca, çok verimli oldu deyip geçelim.
Benim asıl paylaşacağım şey, daha ilk gün LÂLELİ'de ÖZBEK Turizm şirketlerinin gözüme çarpmasıydı.
BEYLİKDÜZÜ tarafında, ESENYURT'a geldiğimde de ÖZBEK SOFRASI levhası gözüktü uzaktan.
ÖZBEK HAVASI, MUHABBET SOFRASI
Esenyurt çok lüks bir yer. Bu lokanta da öyle. Hem yapı, hem de bulunduğu mevkî olarak.
TAŞKENT HAVASI, "BEŞ KAZAN" MUHABBETİ!
Misâfirhâneye yerleştikten sonra Şöyle bir ziyâret edip ÖZBEK HAVASI teneffüs edeyim, Özbekistanlı hemşehrilerimize selâm vereyim, iki TAŞKENT "BEŞ KAZAN" PİLÂVI falan muhabbeti yapayım dedim ama yaklaşınca bir de ne göreyim?
BELKİ BİRGÜN, YENİDEN
Sizlerin de fotoğrafta gördüğünüz gibi DEVREN KİRALIK değil miymiş? Olsun, biz de inşâllâh gider yerinde yaparız birgün bunu sizler, hattâ yeni güzel arkadaşlar ve de katılımcılarla berâber tekrardan belki inşâllâh. Sağlık olsun. Ordu'ya dönüş yolu İstanbul Havalimanı'ndan cümleye sevgiler-saygılarla hayırlı akşamlar wes'selâm...
UZUN YAZ'DAN ORDU'YA
Ve çok şükür bu sabah hayırlısıyla, gittiğimiz şekliyle dönüp evimize ulaştık. Bu yaz; Hani ne derler; LEYLEĞİ HAVADA GÖRDÜĞÜMÜZ BİR YAZ oldu. Yazılarımızda da değinildiği şekliyle çok dolaşmak nasip oldu. En sonu da buydu.
DÜNYÂDA İSTİKÂMET, UKBÂDA SELÂMET
Rabbimiz güzel gidişler, bereketli dönüşler, hayırlı sonuçlar nasîp eyleyip, son tahlilde ebedî dönüş yerimizin Efendimiz SAV in LİVÂÜL'HAMD SANCAĞI'nın altı olması niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, başta;
GAZZE ve DOĞU TÜRKİSTAN
olmak üzere cümle mazlumların kurtuluşunu görmeyi ve bunun bizlerin eliyle olmasını lûtfetmesi duâsıyla cümleye sevgiler-saygılar ve de sevdiklerinizle berâber ebedî saâdet dileklerimizi sunuyor, tüm dostlar için hayırlı günler, üstün başarılar temennî ediyoruz wes'selâm...