Lüleburgaz’a bir fakülte yetmez

Röportaj: Ömer MUTLU Hürfikir Gazetesi olarak Lüleburgaz’a fakülte kurulmasını kentimizin önemli isimlerinden Mümin Dere ile konuştuk. Lüleburgaz’ın Trakya’nın tam ortasında kalan bir yerleşim birimi olarak, oldukça hareketli bir şehir olduğunu belirten Mümin Dere “Lüleburgaz’a fakülte kurulsun mu kurulmasın mı diye konuşuluyor. Lüleburgaz’a bir fakülte değil birkaç fakülte kurulmalı” dedi. İşte Muhabirimiz Ömer Mutlu’nun Mümin Dere ile röportajı;
Lüleburgaz’a bir fakülte yetmez
Ömer Mutlu (Ö.M.): Hocam öncelikle kendinizi okurlarımıza tanıtır mısınız?
Mümin Dere (M.D.)1945 yılında Bulgaristan’da doğdum. 1951 yılında, Anavatan’a “Serbest Göçmen” olarak geldim. İlk, orta ve Lise öğrenimimi Lüleburgaz’da, Edirne Erkek İlköğretmen Okulu’nu da dışarıdan bitirerek tamamladım. Erzurum Eğitim Enstitüsü’nden mezun oldum. 15 yıl süre ile ortaokul ve lise müdürlükleri, kız meslek lisesi, ticaret meslek lisesi edebiyat öğretmenliği yaptım.
12 yıl Lüleburgaz Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreterliği görevinden emekli oldum.
22-24 yaşlarında müdür olarak Anadolu’da iki ortaokulu , 30 yaşında  Lüleburgaz’da ikâmet ettiğim mahalleme dernek başkanı olarak  bir ilkokulu , 31 yaşında Lüleburgaz’a dernek başkanı olarak  Ticaret Meslek Lisesi’nin öğretime açılmasına vesile oldum.
12 yıl serbest piyasada kendime ait iş yerimde, çok sayıda sivil toplum kuruluşunda görev aldım.Şu anda da Kırklareli Üniversitesi bünyesinde Lüleburgaz’a birkaç fakültenin, TOBB Üniversitesi’nin, olmazsa vakıf üniversitesi’nin açılması kapsamında yerel gazetede, diğer yerel gazetelerdeki köşe yazarları ile birlikte yazılar yazarak öncülük etmekte, ülkemizin okullaşma çabalarına öğretmen olmanın verdiği sorumlulukla yaptığım bireysel katkılara ilâve bunları kaleme alarak, insanımızla da paylaşmaktayım.Emekli öğretmen Emine Dere ile evliyim,  biri erkek uzman hekim,  biri kız bankacı olmak üzere iki çocuk babasıyım, Lüleburgaz’da ikâmet etmekteyim. Yazdığım iki eser var. Bunlardan bir tanesi, “BİR ÖĞRETMENİN YAŞAM ÖYKÜSÜ”: Kendi yaşam öyküm ile de özdeşleşen bire bir yaşadığım deneyimlerimi kendi anlatımım ile  okurlarımla paylaştığım kitabımda her  insanımızın ülkemizin okullaşmasına nasıl katkı yapabileceğini,  ülkemizin muasır medeniyet seviyesine yükselmesinde devlet ve özel sektörde gerekli olan girişimcilik ruhuna yönelik deneyimlerimi de anlatarak hayata hazırlanmalarında gençlerin önünü açmayı hedeflemekteyim.
Bir diğeri de, -“LÜLEBURGAZ’A BİRKAÇ FAKÜLTE AÇILMALIDIR.”: Trakya’nın merkezinde, uluslararası yol güzergâhı üzerinde fakülteleşme konusunda hiç bir çivinin çakılmadığı Kırklareli merkez ilçesi 66 226 nüfusunun yanında 103 723 nüfusu ile İl olmayı bile ilinden önce hak eden Trakya’nın ikinci büyük, Kırklareli ilinin, en büyük ilçesi Lüleburgaz’da birkaç fakültenin niçin açılması gerektiği kapsamında Lüleburgaz insanının; Kırklareli milletvekillerinin, Lüleburgaz belediye ve belde belediye başkanlarının, siyasi parti ilçe başkanlarının, sivil toplum kuruluşlarının, odaların, borsaların, esnaf odalarının, Lüleburgaz yerel gazete köşe yazarlarının düşünce ve önerilerini içinde toplayan ilgili resmi zevatın da masasının üzerine konabilecek tarzda hazırlanmış Lüleburgaz’ın tarihi, coğrafyası, ulaşımı, imar, inşa, belediyecilik, okullaşması, eğitimi, sanayisi, ticareti, tarımı, turizmi, kültürü, nüfusu kısacası; geçmişini, bugünkü durumunu ve geleceğini gözler önüne sererek Lüleburgaz’ın haklı talebini devletimize ve milletimize  meşru yollarla dile getiren bir arzuhal dilekçesi kapsamındadır.Facebook’ta da“Lüleburgaz Üniversite İsteyenler Gurubu” Kurucu Başkanıyım.
 
(Ö.M.): Röportajımıza “Lüleburgaz’a Birkaç Fakülte Açılmalıdır” kitabınızla başlayalım. Neden Lüleburgaz’a birkaç fakülte açılmalıdır?
16. Yüz yıla kadar Lüleburgaz bir köy görünümünde iken Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa’nın ileri görüşü sayesinde önce kasaba sonra kaza durumuna dönüşmesine imkân verecek yatırımların Lüleburgaz’a yapılması ile Lüleburgaz  çeşitli savaşlarla badireler atlatmasına rağmen bu günlere gelmiş, gün geçtikçe de büyümektedir. Sokollu Mehmet Paşa 1500’lü yıllarda hangi sebeplerle bu yatırımları yapmıştır.
Askeri sebepler: İstanbul- Edirne- Belgrad arasında bağlantıyı sağlayan her mevki “menzil” adı verilen “ordunun duraklama ve konaklama ve iaşesini  sağlama ihtiyacı.”
Ekonomik sebepleri:  Mal alım satımlarının gerektirdiği ihtiyaçlar.
Sosyal Sebepler:  Balkanlarda Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan insanların hacca gidebilmesi için Lüleburgaz önem arz etmiştir.
Ulaşım, haberleşmeye dair sebepler: Haber ve evrak taşımanın ancak atla mümkün olduğu yıllarda bunların ihtiyaçlarını karşılama adına köy boyutlarını oldukça aşan Sokullu Mehmet Paşa adı ile anılan külliye ve varlığını günümüze kadar koruyan  diğer tarihi eserlerle beraber bu günkü Lüleburgaz’ın temeli atılmıştır. Sonuçta Lüleburgaz bölgesel bir merkez olarak belirlendiğinden kent dokusu oluşturulacak şekilde imar ve iskâna sahne olmuştur.
            Günümüzdeki Lüleburgaz: Lüleburgaz Ankara- İstanbul- Edirne Uluslar arası yol güzergâhı üzerinde Tem ve D-100 karayolu, TCDD Yolu ve yakın gelecekte (YHT) Yüksek Hızlı Tren Yolu üzerinde, hava ve deniz limanlarına çok yakın,  bütün yolların kendisinde kesiştiği Trakya’nın merkezinde Trakya’nın ikinci büyük ilçesi, ilimiz Kırklareli merkez nüfusundan da nerede ise iki misli fazla ilimizin en büyük ilçesi, sanayileşmede Trakya’da Çerkezköy’den sonra ikinci büyük, Tarihi, coğrafi özelliklerinin yanında tarımda, ticarette, sanayide, eğitimde, kültürde, turizmde, imar ve inşada, belediyecilik gibi bir çok sorununu aşmış, ilimizden çok daha önce il olmayı bile hak etmiş ülkemizin en büyük ilçelerinden biridir.
Lüleburgaz’ın tek problemi bu güne kadar kendisini bu konuda ifade edememiş olmasıdır. Artık ifade etmektedir. Facebook’ta “Lüleburgaz Üniversite İsteyenler Gurubu” benim kurucu başkanlığımda 12. 06.2012 tarihinde kuruldu. Bu gün için 156 üyesi var. Karşılıklı katılımda olduğumuz guruplar ile üye sayımız bu gün için 20 000’i aşmıştır. Yakın, orta ve uzak gelecekte hitap edeceğimiz insan sayısını en mütevazi rakamlarla tahmin edebiliyoruz ancak telâffuz etmek istemiyoruz.
 
(Ö.M.): Hocam, eskiye göre oranla Lüleburgaz’ın okullaşma durumuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Lüleburgaz  Cumhuriyetin ilânından bu yana, Kepirtepe Köy Enstitüsü, Kepirtepe İlköğretmen Okulu, Kepirtepe Eğitim Enstitüsü, Lüleburgaz Ortaokulu ile ve Lüleburgaz Lisesi ile Trakya’nın  eğitimine ve kültürüne yön vermiş bir ilçedir. Günümüz Lüleburgaz’ına bakacak olursak: İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 3 Ekim 2011 tarihli verilerine göre:
(LMY) Lüleburgaz Meslek Yüksek Okulu dahil  62 adet eğitim kurumu var. Bunların içinde 4 adet Anadolu Lisesi, 1 adet Anadolu Öğretmen Lisesi, 1 adet Anadolu Ticaret Meslek Lisesi, 1 adet Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi (Trakya’da ondan büyük yok), 1 adet İmam Hatip Lisesi, 1 adet Kız Teknik ve Meslek Lisesi, (en önemlisi ilçelerde olmayan ve fakat bizde olan) Ramazan Yaman Fen Lisesi, 1 adet Ahmetbey Lisesi, geri kalanı okul öncesi, İlköğretim ve diğer okullar. Özel Öğretim Kurumları, Özel Dershaneler, Özel Okullar, Özel Bilgisayar ve Yabancı Dil Kursları, Özel Öğrenci Yurtları. Bunların da hepsini topladığınız zaman 26 adet ediyor.
İlköğretim ve okul öncesi toplam öğrenci sayısı: 15670, İlköğretim öğrenci toplamı: 14243, İlköğretim Öğretmen sayısı: 671, Çeşitli türlerde Liselerdeki Öğrenci sayısı: 6818, Çeşitli türlerde Liselerdeki öğretmen sayısı: 410 .
            2009 yılında Kırklareli ilimiz ÖYS sınav sonuçlarında Türkiye 1. sidir. Bu başarıda en büyük etken Lüleburgaz’ın rakamsal özelliklerinde aranmalıdır.
 
(Ö.M.): Lüleburgaz’ı mercek altına aldığınızda, açılacak fakültenin faydaları ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Kırklareli Üniversitesi’nin 25 Mayıs 2007 tarihinde öğrenime açılmasından bu yana Kırklareli’nin nüfusu da değişmiş Kırklareli’de hizmet sektörleri de değişmiştir. Üç yıl içerisinde Kırklareli’de öğrenci adedinin üç misline çıkacağı hesaplanmaktadır.
            Edirne’yi ele alalım Osmanlı İmparatorluğu’na Payitahtlık yapmış tarihi bir şehir olmasına rağmen düne kadar kargacık burgacık yollardan geçilemez halde iken Üniversite açıldıktan sonra Edirne’nin şekli değişmiştir.
            1976 yılında temeli atılan beğenmediğimiz Edirne Tıp Fakültesi şimdi mucizeler yaratmaktadır. Değil Trakya’da Balkanlar’da bir GAP Projesi olarak ortaya çıktığını ancak yaşayanlar anlayabilmektedir. Ben bire bir yaşadım da anlayabildim. Gözlerim de ondan sonra manda gözü gibi açıldı. Hangi para ile? Hangi bina ile? Hangi öğretim üyesi ile? Hangi alet edevat ile? Sorularını sormadan, bu süreçlerde bazı sıkıntıları göğüslemek  zorundayız. Fazla müşkülpesent olmamalıyız. Tekirdağ için de aynı şeyleri söyleyebiliriz.
            Sonuç olarak; Edirne Tıp Fakültesi 35 yılda bu günlere geldi ise ben de Lüleburgaz’ın 35 yıl sonrasını daha şimdiden düşünmek zorundayım. Benim Lüleburgazlı hemşerim de bunu düşünmek zorunda. Vatan, millet, Sakarya türünden gösteriş yapmak için edebi lâf üreterek vatan sevilmez. M.Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.” Bu konuda görevimizi en iyi şekilde yaptık, yapıyoruz diyebiliyor muyuz? Hayır. Öyle ise biz ne işe yararız?  Şayet bir işe yarıyorsak bunun zamanı ne zamandır? Zaman işte bu zamandır. Demir tavında dövülmelidir. Yaz sezonunun bitiminden sonra Üniversite ve Yüksekokul Yapım Onarım Derneği yetkilileri umarım bir çalışma takvimi ile insanımızın karşısına çıkacaklardır. Haydi hayırlısı.
(Ö.M.): Lüleburgaz’a kurulması planlanan Özel Üniversite hakkında neler söylemek istersiniz?
Bu konuda insanımıza gerçekleri ifade etmeden yanayım. Kırklareli Üniversitesi bünyesinde açılan fakültelerin hepsinin Kırklareli’de açılması değirmenine su taşıma imkânı veren biz şimdi de bu açığımızı özel üniversite ile nasıl kapatırız derdine düştük. TOBB Başkanı Sayın Rıfat Hisarcıklıoğlu’nu Lüleburgaz’a getirdik ve kendisine beyanatlar verdirdik. Ben de dahil herkes TOBB Türkiye’de güçlü bir kuruluştur. Tuttuğunu koparır. Arsayı alır, binayı yapar (YÖK)’ten üniversitenin açılışını da alır, işletir de. Diye düşünmeye başladık. Meraklandık.
            Neticede 18.06.2012 tarihinde Ankara’da-TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Genel Sekreteri Prof.Dr. Adem Şahin’i makamında ziyaret ettim. Ziyaretimde TOBB Başkanı Sayın Rıfat Hisarcıklıoğlu’na gönderdiğim “Lüleburgaz’a Birkaç Fakülte Açılmalıdır” adlı kitabımdan 5-6 adedi masasının üzerinde idi. Kendisinin bu konulara görevleri gereği ilgili olduğunu gördüm. Daha önce beni telefonumdan aramış idi.
            -Sayın hocam bu iş nasıl olacak? Biz TOBB  ETÜ Üniversitesi’ni istiyoruz. Ama neler yapmamız lâzım. Diye sordum. Kendisi;
            -İnsanımızın kafasında genelde şöyle bir kanaat var. TOBB ETÜ Üniversitesi güçlü bir kuruluş, tuttuğunu koparır. Arsayı da alır. Binaları da yapar, (YÖK)’ten üniversitenin açılışını da alır, işletir de. Bizim böyle alınmış bir kararımız yok.
            -Nasıl alınmış kararınız var?
            -Önce biz şuna bakarız. TOBB’nin Lüleburgaz’daki temsilcileri olan Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası olaya nasıl bakmaktadırlar? Bütçeleri nedir? Bu konuya ne kadar bütçe ayırmışlardır? Sonra belediyenin tutumuna bakarız. O  bu projenin içinde hangi şartlarda var? Nasıl bir bütçe ayırmıştır?
            -Peki hocam Belediye Başkanımız Emin Halebak sizin de hazır bulunduğunuz Lüleburgaz Ticaret ve Sanayi Odası’nda TOBB Başkanı Sayın Rıfat Hisarcıklıoğlu’na 5 milyon dolar nakit, 5 milyon dolarlık da arsa vereceğini taahhüt etti!
            -Doğrudur. İyi para, ama yetmez. Yeri temin edeceksiniz. Binaları yapacaksınız, belediye işin içinde olacak yol, su, elektrik gelecek. Biz üniversiteyi açacağız ve işleteceğiz.  Diyarbakır’da ve Ödemiş’te bunun örnekleri var.
            İster beğen ister beğenme durum bu. Sen şimdi gel Lüleburgaz’da yerel gazetelerdeki manşetleri bir oku bakalım nelerden bahsetmektedir. Bu konularda kendimizi aşmamız lâzım. Ben TOBB  ETÜ Üniversitesi’ne karşı değilim. Onun da açılmasından yanayım. Lüleburgaz için bir marka olur. Ama biz uykudayız ya! Bunun olabilirliği çok zor.
Başka vakıf üniversiteleri de olabilir. Onlara da karşı değilim. Lüleburgaz’ın coğrafyası bizim için çok büyük bir şans. Merak etmeyin Lüleburgaz’da öyle bir gelişme ivmesi var ki on sene sonra bunlar da az gelecek. Yalnız önce kendimizi keşfetmemiz lâzım. Lüleburgaz olarak kaç okka geldiğimizi ve geleceğimizi bilmemiz lâzım. Önce Dimyat’taki pirinci düşüneceğimize evdeki bulgurdan da yoksun kalmamayı düşünmemiz lâzım. KÜ’ne bağlı bir değil birkaç fakülte Lüleburgaz’a açılmalıdır. Dersimizi buna göre çalışmalıyız. Havanda su dövmekten vazgeçmeliyiz.
 
(Ö.M.): Kurulacak bir fakülte hangi alanda olmalı, neden?
Bu konuda şimdiye kadar hiç yorum yapmadım. Sonra etkili de olamayız. Devletin bu konuda uzman kariyer sahibi görevlileri var. Kendilerine güveniyoruz. Ama ilk defa düşüncemi belirtmem isteniyorsa; artık Lüleburgaz Çorlu gibi bir sanayi şehri. Çorlu Mühendislik Fakültesi’ni açtırmayı başarmış. Bence de Lüleburgaz’a Mühendislik Fakültesi olmalı. Tıp Fakültesi, Veterinerlik Fakültesi neden olmasın? Kırklareli’de sanayinin S’si yok Mühendislik Fakültesi oraya açılmış. Lüleburgaz’da fakülte anlamında tek çivi çakılmamış.  Şimdiye kadar açılmış fakülteler hep hazırda bekleyen yeni binalar vardı da mı açıldı? Anlayabilen beri gelip bana lütfen anlatsın.
(Ö.M.): Son olarak söylemek istedikleriniz hocam?
Kırklareli Üniversitesi’ne (KÜ) bağlı Öğretime açılmış Fakülte, Yüksekokul, bölümler araştırma Merkezlere bir göz attığımızda, Teknik Eğitim Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Turizm Fakültesi, Teknoloji Fakültesi, Mühendislik Fakültesi bulunuyor. Bunun yanında, Fen Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü de KÜ’ye bağlı birimlerde arasında yer alıyor. Yüksekokullara göz attığımızda ise, Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu, Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Lüleburgaz Meslek Yüksek Okulu, Babaeski Meslek Yüksek Okulu, Pınarhisar Meslek Yüksek Okulu, Vize Meslek Yüksek Okulu var. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü, Türk Dili Bölümü ve Yabancı Diller Bölümü’de rektörlüğe bağlı birimler. Son olarak da uygulama araştırma merkezlerine göz atarsak, Türkçe Öğretim uygulama ve Araştırma Merkezi, Avrupa Uygulama ve Araştırma Merkezi, Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi, Afrika Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi bulunuyor.
            Vatan, millet, bayrak sevgisinde, askerlikte, şehit ve gazi olmada, vergi ödemede, benzine, elektriğe, suya v.s. zam dendiğinde, kaçak elektrik faturalarını eline aldığında gıkı çıkmayan, benim cefakâr, vefakâr Lüleburgazlı hemşerilerim!
            “Listede Lüleburgaz’ı ancak büyüteç ile bulabilirsiniz.” Bunu hiç bir şekilde hak etmiyoruz.
            Bir insanın yaşamında kuyruklu yıldız bir defa ya geçer ya geçmez. Şayet olur da geçerse, sende onu yakalamaya hazırsan yakaladın, yakaladın. Hazır değilsen kuyruklu yıldız bütün olanca hızı ile senin keyfini beklemeyerek kaçar gider. Bu da Lüleburgaz için bir kuyruklu yıldızdır.
Zamanlama itibariyle bu gün Lüleburgaz’ın 1. derecede en önemli sorunu Lüleburgaz’a birkaç fakülte açılmasıdır. İnsanlar için ekmek, su ne kadar ihtiyaç ise bu da  o kadar ihtiyaçtır.
 
KUTU : Lüleburgaz’ın tek problemi bu güne kadar kendisini bu konuda ifade edememiş olmasıdır. Artık ifade etmektedir.
 
KUTU: Lüleburgaz olarak kaç okka geldiğimizi ve geleceğimizi bilmemiz lâzım.
 
KUTU: Şimdiye kadar açılmış fakülteler hep hazırda bekleyen yeni binalar vardı da mı açıldı?
http://www.hurfikir.com.tr adresinden 27 Aralık 2024, 12:59 tarihinde yazdırılmıştır.