Lüleburgaz’dan Suriye’ye uzanan yardım eli

Suriye’de beşinci yıla giren iç savaşta, gönüllü olarak Suriye’ye gidip ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunan Lüleburgazlı Mucteba Bektaş, Suriye’de yaşanan savaş dramını, Suriyelilerin hayatla ölüm arasında ki yaşam mücadelesini anlattı.
Lüleburgaz’dan Suriye’ye uzanan yardım eli

Özel Röportaj: Uğur PİRPOR

Suriye topraklarında, insanların her an ölümle burun buruna yaşama hissinin her zaman yanı başlarında olduğunu söyleyen Bektaş, fotoğraf makinasını silah zannedip korkan çocukların dramından, hayatında ilk kez bir oyuncağı olan çocukların mutluluğuna dair yaşadıklarını dile getirdi.

Seni tanıyabilir miyiz?

M.B. Adım Mucteba Bektaş.  19 yaşındayım.  İlk ve orta öğrenimi Çanakkale, İnegöl ve Kırklareli merkezde tamamladım. Geçtiğimiz yıl Lüleburgaz İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldum. Şu an, Anadolu Üniversitesi’nde Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf öğrencisiyim. Hayrat İnsani Yardım Derneği’nde gönüllü olarak Saha Koordinatörlük görevini yürütüyorum.

Suriye’ye gitmeye nasıl karar verdin ?

M.B. Ben, her zaman mazlumun, ihtiyaç sahibi insanların yanında yer almayı idol olarak gördüm. Suriye’de ki iç savaştan dolayı yaşananları tvden, gazetelerden takip ediyordum. Lüleburgaz’da dernek çatısı altında yardımlar topladık. Ama ben bu yaşananları yerinden görmek, insanlara daha faydalı olabilmek için Suriye’ye gitmeye karar verdim. 

Suriye’ye ne zaman gittin?

M.B. Suriye’ye 21 Kasım 2015 tarihinde de Hayrat İnsani Yardım Derneği çatısı altında 7 ekip arkadaşımla birlikte gittik. 3 gün boyunca Halep, Salkin İlçesi, Bayırbucak, İdlip, Harim gibi savaşın yaralarını sarmaya çalışan bölgelerde yardıma muhtaç, ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunduk.

Hayrat İnsani Yardım Derneği hakkında bilgi verir misin?

M.B. Hayrat İnsani Yardım Derneği, 2013 yılının Mart ayında kurulan, Hayrat Vakfı’na bağlı bir kuruluştur.  Dernek’te bine yakın gönüllü var. Bununla 5 resmi temsilcisi bulunmakta.  Hayrat İnsani Yardım Derneği, kısa süre içerisinde ihtiyaç sahibi yüzbinlerce aileye yardım edebilecek kapasitedir.

Dernek ne gibi yardımlarda bulunuyor?

M.B. Hayrat İnsani Yardım Derneği’nin yetim, kurban, Ramazan, su kuyusu, acil yardım, Suriye gibi belli başlı ana projeleri var.  Dernek,  bu projeler doğrultusunda ihtiyaç sahibi kişilere tırlarla yardımlar ulaştırıyor.

Lüleburgaz’da ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?

M.B. Lüleburgaz’da da yardım konusunda çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Geçtiğimiz günlerde, 35 gönüllü lise öğrencisi ve 15 gönüllü üniversite öğrencisi ile birlikte 1 ayda 35 bin 240 parça eşya topladık.  Bay, bayan kıyafetlerin ve  gıda battaniye gibi acil temel ihtiyaç malzemelerin yer aldığı yardım tırını Suriye’ye gönderdik. Bu gibi yardım faaliyetlerimiz devam ettirmeyi hedefliyoruz. 

 

Suriye’de Türkiye’den gitmiş biri olarak nasıl karşılandınız?

M.B. Türkiye Suriye’ye hem insani hem de siyasi yardım noktasında önemli yardımlarda bulunduğu için bizleri çok sıcak karşıladılar. Suriye’de giydiğimiz Dernek yeleklerinin üzerinde Türk Bayrağı var.  Orada Türk Bayrağı’nı gören Suriyeliler, bizleri el üstünde tuttular. Yemeklerini paylaşıp, evlerini açtılar.  Suriye’de yaşayan 70 yaşlarında bir Türk nineyle karşılaştık. Bizim Türk olduğumuzu görünce sımsıkı sarıldı. Yıllar önce Türkiye’den Suriye’ye gelin gitmiş. Tüm ailesi Türkiye’de yaşıyormuş.  Bizden, onu Türkiye’ye götürmemizi istedi.

Suriye’de ne gibi deneyimler elde ettin, nelerle karşılaştın?

M.B. 5 yıldır süren Suriye’de ki iç savaşta ne yazık ki insanlar yardıma muhtaçlar. Hayatlarından endişeli, her gün başlarına neyin geleceğini bilmeden hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Ne yazık ki inanması güç, birçok acı tabloya şahit oldum.

‘ÇOCUKLAR ÇIPLAK AYAKLARIYLA EĞİTİM ALMAYA ÇALIŞIYOR’

Yetim çocuklar için kurulan Çadırkentlerde yaşayan yetim çocukların durumunu görünce gözyaşlarıma hakim olamadım. Çıplak ayakları ile halı olmayan buz gibi çakıl taşlarına basmak zorunda kalan çocuklar zorlu şartlar altında yaşam mücadelesi veriyorlardı.  Okulları olmadığı için, çadırda kurulan sınıflarda eğitim alıyor, sınıflarda üşüdükleri için birbirlerine sarılarak dersi dinlemeye çalışıyorlardı.  

‘FOTOĞRAF MAKİNASINI SİLAH ZANNEDİP KORKTULAR’

Suriye’de ki iç savaşın en büyük kurbanları olan çocukları fotoğraf çekmek istedim. Fotoğraf makinasını onlara doğru gösterdiğimde fotoğraf makinasını silah zannedip korktular. Çocukların ölümle burun buruna yaşama hissi her zaman yanı başlarında, savaşın ne olduğunu en iyi o zaman anladım.

‘1 DAKİKADA 5 BOMBA SESİ DUYDUM’

Türkmenlerin ağırlıklı olarak yaşadığı Bayırbucak Yayladağ sınır kapısında, Mazn Abdullah isimli bir komutanla konuşma fırsatı yakaladım. Mazım Abdullah, çatışmaların en şiddetli yaşandığı bölgede, Suriye’ye gelen yardımları kontrol ediyormuş. Onunla sohbet ederken,  sadece bir dakikada patlayan beş bomba sesi duydum. Havadan, denizden, karadan atılan bombaların sesi yankılandı kulaklarımda. O zaman insan hayatının ne kadar önemli olduğunu anladım.

‘HAYATINDA İLK DEFA OYUNCAĞI OLAN ÇOCUKLARIN MUTLULUĞUNU GÖRDÜM’ 

Suriye’de yardım tırlarında götürdüğümüz oyuncakları ulaştırdığımız çocukların mutluluğunu görmek tüm acıları unutturmuştu bir an. 5-6 yaşlarında ki çocuk, oyuncağı aldığında ona sımsıkı sarıldı. Annesi, çocuğun hayatında ilk defa böyle bir oyuncağı olduğunu söyleyip teşekkür etti.

Son olarak ne söylemek istersin? Tekrar Suriye’ye gitmeyi düşünüyor musun?

M.B. Evet, ileride Suriye’ye tekrar gitmeyi düşünüyorum.  Son olarak şunu belirtmek istiyorum “Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır. Dünde olduğu gibi bugün de hiçbir zaman zulme sessiz kalmayacağız. Her zaman mazlumun, insanlığın yanında olmaya devam edeceğiz, dedi.

Uğur PİRPOR

 

 

 

                                                                       

 

 

                                                 

 

 

 

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 27 Aralık 2024, 14:02 tarihinde yazdırılmıştır.