Uzman Doktor Osman El Jundi'den uyku bozukluklarıLüleburgaz Özel Medikent Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Osman El Jundi uyku bozuklukları hakkında önemli bilgiler aktardı.
Basit Horlama İle Uykuda Solunum Bozuklukları Karıştırılmamalıdır
Basit horlama daha masum bir hastalık durumu olup hastanın çevresindekilere ve özellikle aynı odayı veya yatağı paylaşan kişileri rahatsızlık veren bir problemdir. Çoğu zaman yumuşak damağının ve uzamış küçük dilinin titremesine ve etrafındaki yapılarına çarpması sonucu çıkan bir gürültü durumudur. “Uykuda solunum bozuklukları” olarak bilinen hastalık grubunda ise hastalarda uyku esnasında horlama ile birlikte solunumun durması ( apne) ve ona bağlı kandaki oksijenin azalmasından kaynaklanan ve ciddi sağlık problemlerine, kalp ve akciğer hastalıklarına ve hatta ani ölüme neden olabilecek bir tablo ile karşı karşıyayız demektir. Bu nedenle horlamanın sıklığı, süresi ve hastanın uykudaki genel durumu mutlaka takip edilmelidir.
Horlama Veya Apnenin Olması Hastanın Kendisi Farkında Olmayabilir.
Horlama veya uykuda solunumun durması gibi yakınması olan hastadan daha çok yatak arkadaşı veya aile fertleri ile beraber ayrıntılı bir şekilde sorgulanmaldır. Yatma ve uyanma zamanı, uyku sırasında vücudun pozisyonu, horlamanın geçtiği bir pozisyon olup olmadığı, uykuda nefes kesilmesi veya apne varlığı ile abartılı horlama varlığı sorgulanmalıdır ve çoğu zaman hastanın kendisi bu şikayetlerinin olmasında farkında olmayabilir.
Uyku “Kalitenizi” Veya “Hijyeninizi” Nasıl Ölçtürürsünüz
Uyku bozukluğu araştırıken hasta ve/veya eşi tararfından belirtilen şikayetlerine ek olarak bazı kullanılan belirleyici yöntemler mevcuttur. Bunlardan biri olan “Epworth uykululuk skalası”na göre; hastaya “okurken, televizyon izlerken, topluma açık yerlerde otururken, arabada yolculuk yaparken, biri ile sohbet anında, öğle yemeği sonrası sakince otururken ve kırmızı ışıkta beklerken uyuklama veya uykuya dalma ihtimaliniz nedir?” soruları sorularak cevapları alınır ve her cevap için bir puan verilir. Yüksek puanlar alan hastalara ise kesin tanı yöntemi olan UYKU TESTİ yani “POLİSOMNOGRAFİ” uygulanır.
Uyku Apnesinin Belirtileri
Horlama, tanıklı apne ( yani aynı yatak veya yatak odasında bulunan bir kişi tarafından tanıklık edilen 10 saniye süren uyku esnasında nefes durmasıdır), sabah yorgunluğu, sabah baş ağrısı, gündüz birden uyuklamak, dikkati toplama bozukluğu, sosyal hayatın etkilenmesi, işte başarısızlık, trafik kazalarında artış, kalp sorunları ve hipertansiyon, cinsel isteksizlik, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, sabah dinç uyanamama ve aşırı derecede uykulu ve yorgunluk hali uyku apne sendromun başlıca belirtileridir.
AŞAĞIDAKİ 3 SORUYA EVET CEVABI VEREN BİRİSİNE MUTLAKA UYKU BOZUKLUĞU AÇISINDAN HEKİM TARAFINDAN DEĞERLENDİRİLMELİDİR.
1. Horlama var mı?
Uyku apnesi sendromu tedavisi mümkün olan bir hastalıktır ancak temel sorun tanının konulmasıdır. Dünyadaki uyku apnesi hastalarının %80-90’ına henüz tanı konulamadığı gibi bu oranın Türkiye’de %95-98 olduğu sanılmaktadır. Amerika’da uyku apnesi hastalarına, ortalama 10 yıl yaşadıktan sonra tanı konulabilmektedir.
Uyku apnesi belirtileri ve tedavisi
Ukuda huzursuzluk, horlama ve terlemeye dikkat!
Uyku Testinde Neler Yapılıyor
Uyku bozukluğu ile basit horlama hastalığı olan kişilerde aşağıdaki adımlar yapılmaldır:
Kesin tanı, “polisomnografi”; uyku testi ile konur.
Hasta bir gece uyku laboratuvarında uyur ve gece boyunca izlenir.Polisomnografide aşağıdaki kayıtlar alınır kaydedilir sonra uyku uzmanı tarafından değerlendirilir ve tanı konulur.
1. Elektroensefalografi – EEG ( beyin dalgaları kayıtları- uyku derinliğini ve uyuma süresi içim kullanılır)
II. SOLUNUM KAYITLARI
5. Horlama mikrofonu
Uyku apnesi hastalığı bu değerlere göre hafif, orta ve şiddetli olarak 3 sınıfa ayrılır.
• HAFİF UYKU APNE HASTALIĞI: SAATTE 5-15 APNE KAYDEDİLİRSE
• ORTA UYKU APNE HASTALIĞI: SAATTE 16-30 APNE KAYDEDİLİRSE
• AĞIR UYKU APNE HASTALIĞI: SAATTE >31 APNE KAYDEDİLİRSE
Uyku apnesi tedavi edilmezse kalp krizi, inme ve depresyona neden olabilir
Uyku Apnesinde Tedavi Yöntemleri
Tedavide öncelikle hastanın kilo vermesi, yaşam koşullarını düzenlemesi, sigara ve alkolü bırakması, spor yapması gerekir. Hastalığın hafif ve orta derecedeki tipleri üst solunum yollarında cerrahi müdahele ile tedavi edilebilirken, hastalığı ileri derecede olanlara genellikle CPAP olarak bilinen basınçlı hava maskesi önerilir. Başarı şansı %100 olan tek uygulama sürekli pozitif hava basıncı CPAP denilen maske yöntemidir. Bu yöntemi hastaların ancak %50’si uzun süre kullanabilmektedir: 20 yıl önce bulunan yöntem bu süre zarfında çok geliştirilmiş, çeşitli tipleri değişik pozitif basınç vererek hastaların apne ve horlamalarından kurtulmalarını sağlamıştır. Ancak bu rahatlama maske kullanıldığı sürece devam etmekte, maske kullanılmadığında hasta kendisini eski durumunda, yani horlayan, uykuda nefesi duran ve ertesi gün yorgun gezer bir halde bulmaktadır.
http://www.hurfikir.com.tr adresinden 15 Ocak 2025, 12:12 tarihinde yazdırılmıştır. |