Hayat Psikolojik Danışmanlık hizmetinizde

Yeni açtığı Hayat Psikolojik Danışmanlık Merkeziyle Lüleburgazlılara hizmet vermeye başlayan Psikolog Candan Özefsun Uzunca, karşılaşılan sorunlar ve yaşanan sıkıntıların insanlar üzerindeki etkileri anlattı.
Hayat Psikolojik Danışmanlık hizmetinizde

Kendisiyle yaptığımız röportajı olduğu gibi yayınlıyoruz;

 

C.Ü. -Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

C.Ö.U. -1988 Lüleburgaz doğumluyum, Lüleburgaz Anadolu Lisesini bitirdikten sonra Lisans eğitimimi Hacettepe üniversitesi psikoloji bölümünden mezun olarak tamamladım. Hemen ardından Ankara’da bir özel eğitim merkezinde çocuklarda ve yetişkinlerde konuşma bozuklukları üstüne çalışan bir özel eğitim merkezinde çalışmaya başladım. 1 yılın sonunda Lüleburgaz’a dönüş yapıp 4 yıl boyunca Özel Lüleburgaz tıp merkezindeki görevimi sürdürdüm. Şuanda kendime ait olan Hayat Psikolojik Danışmanlık Merkezinde çalışma hayatımı sürdürmekteyim.

Çalışma hayatına devam ederken alanım için faydalı olacağını düşündüğüm birçok eğitimi tamamlamaya çalıştım. Bunlar arasında Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur’un verdiği Kognitif – davranışçı terapi eğitimi başta gelmektedir. Bunun yanı sıra danışanların sorunlarına daha iyi şekilde yardımcı olmak adına davranış bilimleri enstitüsünden EMDR I. ve II. düzey eğitimlerimi, Aile danışmanlığı ve Aile arabuluculuğu eğitimimi, Dr. Alp Karaosmanoğlu’ndan Şema terapi Model ve teknikler eğitimimi ve Hipnoz eğitimimi tamamladım.

 

C.Ü. – En çok karşılaştığınız sorun nedir?

 

C.Ö.U. -Çocuklarla çalışırken ben daha çok aile eğitimine önem vermekteyim. Çocuk ve ergen gruplarında ailelerini de süreç boyunca çalışmalarımıza dahil etmeyi daha uygun buluyorum.  Sıklıkla karşılaştığım sorun kuralsızlık, davranış ve uyum problemleri, bakım veren kişi ile bağımlılık seviyesinde ilişki, karşıt gelme bozukluğu bulunmaktadır. Ek olarak okul eğitim döneminin başlaması ile beraber dikkat eksikliği ve hiperaktivite, öğrenme güçlüğü, okul kurallarına uyum zorluğu ve sosyal çevreye uyum sorunu ortaya çıkmakta ve aileler yardım arayışına girmektedir. Sorunların çözümünde öncelikli sorumluluk aileye verilmeyi uygun buluyorum, çocuk ile çalışırken oyun terapisini kullanmak süreci çocuk açısından kolay hale getirmektedir.

Çocuklarla çalışırken süreç boyunca bir çok testten de yardım almaktayız.

WISC-R ( 6 – 16 yaş grubuna uygulanan bir zeka testidir. 10 farklı alanda ölçüm yapmakta ve çocuğun hem kendi içinde hem de yaşıtları arasında bulunduğu konumu anlamada bizlere yardımcı olmaktadır )  

Denver 2 gelişimsel tarama testi ( 0 – 6 yaş grubuna uygulanan bir gelişim testidir çocuğun doğumundan başlayarak 4 alanda hangi becerilere sahip olması gerektiği ile ilgili veri sunmaktadır ),

 Burdon dikkat testi ( okul çağı çocuklarından başlayarak 20 yaşına kadar uygulanmakta ve dikkat ile ilgili bilgi vermektedir ),

 Beier cümle tamamlama testi ( 2 formu bulunmakta ve A formu 8 ile 16 yaş arası için daha uygun olup bize çocuğun iç dünyası ile ilgili bilgiler vermektedir ),

Çizim testi ( projektif bir testtir daha çok küçük çocuklarda uygulanmakta ve çocuğun hikayeleştirme yoluyla iç dünyası kaygıları sıkıntıları hakkında daha kolay bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır.)  Bu yardımcı testler süreci hızlandırmaktadır.

 

C.Ü. Çocuklarda sınav korkusu ve yarattığı durumlar nelerdir?

C.Ö.U. -Eğitim sistemimiz çocukların birçoğunu sınav dönemlerinde kaygı bozukluğu yaşama seviyesine getirmektedir. Bu durum aile içi krize yol açmakta ve son dönemde ergenlerle en çok çalıştığım alanlar içinde bulunmaktadır. Sınav kaygısı, başarısızlık korkusu, sınav sonucu doğrultusunda sevilmeme ve değersiz hissetme gibi durumların varlığı zorlayıcı süreçler arasındadır.

 

C.Ü. – Yetişkinlerde yaşanan problemler?

C.Ö.U. -Yetişkinler söz konusu olduğunda yaşanan problemler çok çeşitli olabilmektedir. Ama en sık rastladığım problemler arasında; anksiyete ( kaygı bozukluğu ), panik bozukluk, OKB ( takıntı hastalığı ), depresyon ve geçmiş travmalar bulunmaktadır. Getirilen sorunun doğasına göre seçilecek en doğru terapi şekli değişmektedir. Örneğin geçmiş travmalarda EMDR terapisi en uygunken, kaygı bozukluklarını Bilişsel – Davranışçı terapi ile çözüme gitmeye çalışmaktayım. Bu sebeple aslında her danışan için ihtiyacına en uygun olan yöntemi seçmeye çalışmakta, bazen birkaç yöntemden birden yararlanmaktayım.

Ayrıca yetişkin gruplar içinde uyguladığım testler bulunmaktadır.  MMPI ( bir kişilik testidir, 10 alt kısımda ölçüm yaparak bize bireyin kişilik örüntüleri hakkında detaylı bilgi vermektedir. Birçok alanda kısa sürede ayrıntılı bilgi sunmasından dolayı avantaj sağlamaktadır. ) SCL-90 ( bir semptom tarama testidir ve yaşanan sıkıntıların gruplanması tanının konmasını kolaylaştırma avantajı sunmaktadır.) Beier cümle tamamlama testi B formu ( kişinin iç dünyası ile ilgili bilgi sunmakta, etrafına ve kendisine olan algısını anlamamıza yardımcı olmaktadır.) Yale Brown OKB testi ( kişinin sahip olduğu takıntıların günlük hayatına etkisi ve hangi alanlarda olduğu hakkında ayrıntılı ve kullanışlı bilgiler sunmaktadır. )

 

C.Ü. -Hipnoz nedir?

C.Ö.U. -Genelde danışanlarım en çok hipnozu merak ediyorlar. Hipnoz en basit tanımıyla trans halidir. Trans ise uyku ile uyanıklık arasında bir durum olup, telkin almayı kolaylaştıran bir ruh halidir diyebiliriz. Olumlu telkin tedavi edici bir terapi metodu olup trans halinde uygulandığında bilinçdışında olumlu değişikliklere ve iyileşmeye yol açmaktadır. Bu seanslar yeteri kadar tekrarlandığında bilinçdışında kalıcı değişiklikler ve iyileşmeler meydana gelmektedir. Kısacası hipnotik trans hali tedaviyi etkili bir şekilde uygulayabilmemiz için bize olanak sağlar. Ancak tedaviyi asıl oluşturan olumlu telkinler ve bu esnada uygulanan psikoterapi yöntemleridir.

 

 

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 18:40 tarihinde yazdırılmıştır.