Yeşil Sol Parti referandumda neden “Hayır” dediklerini açıkladı

Lüleburgaz’da Yeşil Sol Parti, 7 Nisan Cuma günü Kongre Meydanında “Bir Hayır Yeter” sloganıyla stant kurdu ve basın açıklaması düzenledi.
Yeşil Sol Parti referandumda neden “Hayır” dediklerini açıkladı

Kurulan stantta vatandaşlara broşür dağıtıldı ve basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını Yeşil Sol Parti(YSP) Eş Sözcüsü Naci Sönmez ile YSP Lüleburgaz İlçe Temsilcisi Hüseyin Bağcı gerçekleştirdi. CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı Özgür Kaya’nın da katıldığı basın açıklamasında YSP Lüleburgaz İlçe Temsilcisi Hüseyin Bağcı, hazırladıkları bildiriyi okudu.

Ohal Yönetiminde devletin tüm imkanlarının Evet için kullanıldığını, demokrasinin vazgeçilmez ilkesi kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırıldığını söyledi.

Ardından söz alan YSP Eş Sözcüsü Naci Sönmez, partilerinin neden hayır dediğini anlattı. Sönmez, “Bizim demokratik, katılımcı, özgürlükçü, eşitlikçi, çoğulcu bir anayasaya ihtiyacımız var. Anayasa tartışması ne zaman gündeme geldiyse bu ülkenin vicdan sahibi olan, demokratik geleceğinden yana tavır koyan bizler her daim 12 Eylül anayasasının tümden ortadan kaldırılması gerektiğini bu darbe anayasasının 21.yy’da Türkiye’yi demokratik bir geleceğe taşıyamayacağını ifade etmeye çalıştık. 12 Eylül 1980’den bu yana nerede baskı ve otoriter rejimin uygulamalarıyla karşı karşıya kaldıysak, ne zaman bu güne kadar gelmiş merkez partilerin demokratik Türkiye’nin geleceğine dair işaret vermeyen politikalarına ve hükümet uygulamalarına tanıklık ettiysek tüm bu aşamalarda sesimiz çıktıkça biz Türkiye’nin demokratik geleceğinden yana tavır koyduk. Şimdi siyasi iktidar sözüm ona Türkiye’yi demokratikleştirme vaadiyle hızlı ve işleyen bir Türkiye inşa edeceğiz, parlamenter sistemle yürüyemiyoruz edebiyatı altında esasen yüzünü Ortadoğu’daki 19.yy’ın ulus devletçi anlayışlarına dönmüş durumdadır. Bugün Ortadoğu bataklığında Türkiye’nin nelerle karşı karşıya olduğunu hepimiz görmekteyiz. Bugün Saddam Hüseyinlerin, Esadların, dikta rejimleriyle benzer bir dikta rejimi inşa etmekte ve Türkiye 21.yy’da Batının demokratik kriterleriyle buluşturmanın mümkün olmadığının altını çizmek istiyoruz. Bu ülkenin kadınları bu ülkenin gençleri bu ülkenin vicdan sahibi insanları böyle bir dikta ve rejimi hak etmemektedirler. Türkiye’de bu güne kadar ne kadar reform yapıldıysa, ne kadar demokratik adım atıldıysa, Avrupa Birliği müzakerelerine bağlı yapılan bütün değişikliklerde tavrımız pozitif olmuştur. Evet, yeterli görmedik ama asla negatif bir tutum içinde olmadık. İktidarda kimin olduğuna da bakmadık. İdam yasası kaldırılırken, siyasi yasaklara son verilirken bunlar halkın oylarıyla referandumla getirilirken tavrımız hep pozitif oldu. Ön yargıyla hareket etmedik. Bu gün iktidarın dediği gibi biz tipik bir karşıtlık için siyaset yapmıyoruz. Bu ülkede kim doğrudan yana iyiden yana değişikliğe imza attıysa evet bunlar gereklidir ve bunun karşısında durmamak gerekir dedik. Ama bu gün bir gram bile bu anayasa maddelerinde evet diyebileceğiniz bir madde görmüyoruz. Ne yazık ki iktidar yine kutuplaştırma üzerinden, yine siyasal derinleştirme üzerinden bu ülkede adeta bölücülük ve ayrıştırıcılık yapmaktadır. Bu gün bu ülkede bizler hayır diyenler çoğulculuğu destekliyoruz. Bakın Hayır cephesine tek bir ses yok, tek bir renk yok, çok sesli, çok renkli bir mozaikle karşı karşıyasınız. Ama evet cephesinde tekcilik var, dayatmacılık var, otoriterlik var. Buna olur vermemizin mümkünatı yoktur.

Biz bugün hayır diyerek 12 Eylül anayasa kalsın demiyoruz. İktidar bu anlamda da büyük bir çarpıtma yapmaktadır. Bu ülkede bu güne kadar bu darbe anayasasının her türlü şiddetine maruz kalmış olanlar, gencecik yaşarında hayatlarının baharını hapishanelerde geçirmiş olanlar, bu ülkede birey hak ve özgürlüklerinden oldukça nasibini almış olanlar nasıl olurda bugün 12 Eylül anayasasını sahipleniyor denilebilir. Bizim hayır’ımız böyle hayır değildir. 12 Eylül anayasasını değiştirmek istiyorsak bu 12 Eylül anayasasını daha da pekiştiren, daha da kalıcı hale getiren iktidarın bu 18 maddelik anayasa paketine hayır diyerek 12 Eylül anayasasının değiştirileceği bir sürecin başlangıcını yapabiliriz diye inanıyoruz. Yoksa evet çıkması halinde emin olun 12 Eylül anayasasını bile aratacak bir rejimle karşı karşıya kalacağız. Bunun işaretlerini nerden görüyoruz? Siyasi iktidarın son 1,5 yıl içerisindeki uygulamalarında görüyoruz. En son 17-25 Aralık girişimi dediler, evet tamam size iktidar içerisindeki bir darbe girişimidir bu dedik, 15 Temmuz’u yaşadık evet bu darbe girişimidir reddediyoruz kime yapılırsa yapılsın hiçbir darbe girişimine ve darbeye onay vermek mümkün değildir parlamentoya sahip çıkıyoruz dedik. Ama bir darbe girişimi ancak bu kadar fırsata çevrilebilir, ancak bu kadar kendi istikameti için kullanılabilir. Bu darbe girişiminde iktidarın tavrına iyi bakmak gereklidir. Gece yarısı bir darbe girişimi oldu, eli ayağına bulaştı ama esas darbeyi biz ondan sonra yaşadık. Bu ülkenin aydınlık yüzü olan akademilerimizin biricik evlatları, değerli akademisyen öğretim üyeleri açığa almak değil, bu bir sabah uyanıyorsunuz elinize bir tebligat geliyor, devlet memuriyetinize ve akademideki görevinize son verilmiştir deniyor. Hangi hukuk sisteminde bugüne kadar dünyada böyle bir uygulama olmuştur. İnsanların yıllarca biriktirdiklerini gasp ediyorsunuz. OHAL ilan ediyorsunuz, biz bu OHAL’i devlete ilan ettik diyorsunuz, halka ilan etmedik diyorsunuz. Ama devletin içerisinde FETÖ’cü aramanız gerekirken toplumun, demokratik muhalefetin temsilcilerini, yıllarını FETÖ’yle mücadele ederek geçmiş insanları FETÖ’cü diyerek birer birer içeri tıkıyorsunuz. Sizi Allah ıslah etsin demekten başka bir şey diyemiyoruz artık. Halkın iradesiyle geldik diyeceksiniz. 15 yıldır millet ne dediyse o oldu diyeceksiniz. Sandığı demokrasinin en vazgeçilmez unsuru olarak göstereceksiniz. Halkın seçtiği insanları, parti yöneticilerini ceza evlerine dolduracaksınız. Sizin gibi düşünenlere demokrasi, sizin gibi düşünmeyenlere gelince başka bir uygulama yapacaksınız.”diye konuştu.

 

Cüneyt ÜNLÜSOY

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 24 Ekim 2024, 23:17 tarihinde yazdırılmıştır.