Lüleburgaz’da 1 Eylül kutlandıLüleburgaz’da Emek ve Demokrasi Platformu tarafından 1 Eylül Dünya Barış Günü kutlandı
Kutlamaya CHP, İYİ Parti, EMEK Partisi, ÖDP, Yeşil Sol Parti, Petrol İş, Kristal İş, SES, Eğitim Sen, BES, TÜM BEL SEN, GENEL İŞ, EMEKLİ SEN ile birlikte diğer Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri katıldı.
CHP Lüleburgaz İlçe Genel Meclis Üyesi Zeki Akın, CHP’li Lüleburgaz Belediye Meclis Üyesi Eren Gürtekin’de katılımcılar arasında ki
Programda; “ Bugün, kime sorsan, savaşa karşı olduğunu söyler, savaşı savunan bir kişi dahi bulamazsınız...
En ateşli barış savunucuları da, her zaman, çok ilginçtir, savaşları çıkaranlar olmuştur!
Kapitalizmle birlikte dünyada yaşanan hiçbir savaş, tekellerin iktidarı olan emperyalizmin sömürü ve talan politikalarından bağımsız değildir.
Aralarındaki çelişki ve çatışmaları, barışçı politikalarla çözemeyen emperyalist güçler, çareyi, her zaman, “ülke menfaatleri”, “ülkenin bekası”, “vatan savunması” gibi yalanlar arkasına sığınarak, halkları birbirine kırdırmakta bulurlar...
1 Eylül 1939’da, Hitler, Polonya’ya saldırdığında da bu böyleydi, daha sonra tankların yönünü, sömürüsüz bir dünya kurma özlemi içindeki işçi devleti Sovyetler’e çevirdiğinde de bu böyleydi!..
Amaç onlar için hep, daha çok sömürü, daha çok talan olmuştur. Çünkü kapitalist emperyalist devletlerin varlığı, sınırsız sömürü, sınırsız talana bağlıdır.
Dünya savaşlarına, bu nedenle, “Birinci Paylaşım Savaşı”, “İkinci Paylaşım Savaşı” denmiştir...
Bugün de dünyamız, sömürü ve talana doymayan emperyalist güçlerin çıkardığı ya da kışkırttığı bölgesel paylaşım savaşları ve halkların birbirine düşman edildiği iç savaşlarla karşı karşıyadır.
Ülkemizin de içinde yer aldığı Ortadoğu, bu savaşların en yoğun yaşandığı bölgedir.
Çıkar savaşı yürüten uluslararası tekellerin hizmetindeki emperyalist devletler, gerici ve halk
düşmanı işbirlikçi yönetimleri... Yetmeyince; kurdurdukları, besledikleri, silahlandırdıkları paravan
örgütleri sahaya sürerek, kadim halkların yurdu, dünya medeniyetlerinin beşiği Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdiler.
Maalesef, ülkemizin yöneticileri de bu suça ortak olmaktan kaçınmamış, “Yeni Osmanlı” hayalleriyle,
Libya’dan Yemen’e, Irak’tan Suriye’ye, oradan Mısır’a kadar, emperyalist tekellerin yarattığı bataklığa
boğazına kadar saplanmıştır. En kötüsü de, siyasal iktidar, bu suçunu, “ülkenin
bekası” palavrasıyla örtüp; Sürekli bir gerginlik politikasını ile halklar arasında
düşmanlığı kışkırtarak... İşçi ve emekçilerin gözünü kör ederek kendi
politikalarına dayanak yaparak... Halk kitleleri arasındaki dinsel ve etnik farklılıkları
kışkırtarak birleşmelerini, iş ve ekmek mücadelesi vermelerini engelleyerek...
Ekonomideki başarısızlıklarını unutturup halkın dikkatini başka yere yönelterek...
İşçi ve emekçilerin grevlerini yasaklayarak, yürüyüş ve gösterilerini engelleyerek, basın ve yayına yasaklar getirerek, halkın bilgi edinme ve hak arama yollarını kapatarak, siyasal ömrünü uzatmaya çabalıyor...
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, siyasal iktidar, emperyalist tekellerin bir dediğini iki etmeyerek, ekonomik çıkmazdan da kurtulmak umuduyla, dağlarımızı, ovalarımızı, ormanlarımızı, sularımızı, topraklarımızı yağmaya açmaktan çekinmiyor...
İşte Kıyıköy’de yaşanan orman katliamı, işte Kazdağları’nda yaşanan ve daha da yaşanacak olan
ekolojik yıkım, işte Ergene’nin hali, işte oraya buraya kurulmak istenen nükleer santraller, termik santraller, jeotermal santraller, ‘hes’ler, ‘res’ler ve yollar, alanlar, millet bahçeleri, AVM’ler, rezidanslar vs vs vs... Emperyalist tekellerin emrinde olduğu iyice açığa çıkmış olan siyasal iktidar, doğaya da savaş açmış durumdadır...
Evet, barış, işçi ve emekçi kitlelerinin, halkların en güzel, en temiz, en ucuz, en organik gıdasıdır...
Halklar, barış mücadelesinden vaz geçemezler... Ancak barış mücadelesini, kapitalizme karşı, emperyalizme karşı, sömürü ve talana karşı mücadeleden koparmadan...
Ekonomik ve politik mücadeleyle, demokrasi
ve özgürlük mücadelesiyle, hak, hukuk, adalet
mücadelesiyle, eşitlik ve kardeşlik mücadelesiyle
birleştirerek, büyüterek, zenginleştirerek verilmesi
gerekir; barış mücadelesinin...
Bu duygu ve düşüncelerle, Lüleburgaz Emek ve
Demokrasi Platformu adına, hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyor, mücadelemizde başarılar diliyoruz.” Şeklindeki basın açıklamasının okunmasının ardından Umut Yolcu ve arkadaşlarının müzik dinletisi gerçekleştirdi.
Saat 17.00’de başlayan program saat 18.00’de olaysız bir şekilde tamamlandı.
KIRKLARELİ’NDE 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ KUTLANDI
Kırklareli Emek Platformu tarafından Kurklareli’nden 1 Eylül Dünya Barış günü bir basın açıklaması ile kutlandı.
Basın açıklamasını Kırklareli Emek Platformu DİSK üyesi Harun Karaçayır okudu.
Harun Karaçayır açıklamasında şunları söyledi; “İnsanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve kirli savaşı olan İkinci Dünya Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı geride en az elli iki milyon ölü, milyonlarca engelli büyük bir acı ve gözyaşı bırakmıştır.
Silah harcamaları sürekli artıyor, nükleer silahların sınırlandırılması antlaşmaları bir bir iptal ediliyor, yeni nükleer silah denemelerinin ardı arkası kesilmiyor. Bu sırada çoğunluğu çocuk olmak üzere milyonlarca insan açlıktan, hastalıktan yaşamını yitiriyor.
Halkın seçme seçilme hakkını elinden alıyor, seçim sonuçlarını tanımıyor, halkın seçtiklerini görevden alarak yerlerine partili memur durumuna gelmiş Valileri atıyorlar. Tepkileri ise devlet zoruyla ve aygıtlarıyla engelliyorlar. Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, bir arada yaşama irademizi de iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar.
Tüm halkların eşit, özgür, insanca ve kardeşçe yaşayacağı bir dünyayı kendi ellerimizle kurmanın yolunu açmak için emek ve demokrasiden yana olan herkesi 1 Eylül Barış Meydanlarında yan yana, omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz.”
Ertan BAYER
http://www.hurfikir.com.tr adresinden 30 Kasım 2024, 07:26 tarihinde yazdırılmıştır. |