Organ naklinde kapalı yöntem önemli

Acıbadem Sağlık Grubu International Hospital Organ Nakli Merkezi tarafından Lüleburgaz’daki Derman Diyaliz Merkezi işbirliği ile 16 Aralık Pazar günü diyaliz hastalarına ve halka yönelik olarak bir bilgilendirme toplantısı yapıldı.
Organ naklinde kapalı yöntem önemli
Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi ve International Hospital Organ Nakli Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan ve Merkez Koordinatörü Dr. Ahmet Çakıroğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı toplantıya, çok sayıda hasta, hasta yakını katılarak yaşadıkları sorunlara ilişkin çeşitli sorular sordu.
Organ bağışı konusunda umut verici gelişmeler yaşansa da, nakildeki bağış oranımızın yüzde 24 olduğuna değinen International Hospital Organ Nakli Merkez Koordinatörü Dr. Ahmet Çakıroğlu, “Türkiye’de canlı vericiden yapılan 11 bin 239 böbrek nakli vakasına karşılık, kadavradan yapılan böbrek nakli 3 bin 290’larda kalmış. Arada yaklaşık 3,5 kat fark var, canlıdan daha fazla böbrek nakli yapıyoruz. Oysa kadavradan nakli her zaman canlı vericili nakle tercih edilmeli. Bu alandaki bilincin artırılması için daha çok çalışmamız lazım” dedi. Ülkemizde yapılan organ nakillerindeki sayıları dinleyicilerle paylaşan Dr. Çakıroğlu, 2011 yılı sonuna itibariyle; tüm nakillerin içinde 14 bin 559 ile böbrek naklinin başı çektiğini, ancak böbrek naklinde canlı vericili nakillerin çoğunlukta olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Canlıdan nakil sayısı 11 bin 239 iken kadavradan nakil sayısı yalnızca 3 bin 290. Yaklaşık her dört böbrek naklinden birinin canlı vericiden olduğunun altını çizmek istiyorum. Karaciğer nakillerinde yine 2011 sonu itibariyle toplam 4 bin 489 nakil yapılmış. Bu toplam sonuç içinde canlıdan nakil sayısı 2 bin 831, kadavradan olanı ise bin 658.”
 
NOTES YÖNTEMİYLE DOĞAL BOŞLUKLARDAN BÖBREK ALINIYOR!
Organ naklinin olmazsa olmazı sağlıklı bir organ ve sağlıklı verici olduğunu belirtenInternational Hospital Organ Nakli Bölüm Başkanı ve Acıbadem Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alihan Gürkan,, “Ancak organ nakli ekiplerince aksi söylenmediği sürece herkes alıcı ve verici adayı olabilir. Normal şartlarda ameliyat edilebilecek her hastaya nakil yapılabilir. Artık organ nakli ameliyatlarını kapalı yöntemle, vücutta 15-20 cm’lik kesilere gerek kalmadan yapıyoruz. Bu sayede günlük hayata geri dönüş daha hızlı oluyor. Enfeksiyon, kanama, ağrı azalıyor” diye konuşuyor. Son yıllarda cerrahi tekniklerin gelişmesiyle birlikte özellikle de kadın vericilerden böbrek alınması gerektiğinde vücuttaki doğal açıklıkların kullanıldığını, göbek deliğinden girilerek kamera eşliğinde böbreğin çıkarılabildiğini belirten Prof. Gürkan, şunları söylüyor: “Bir anne çocuğunu kurtarmak için böbreğini bağışladığında vücudunda derin yaralar açmak istemiyoruz. Annelerimiz, teyzelerimiz, kızkardeşlerimiz bizler için bir fedakarlıkta bulunuyor, onları bir de klasik cerrahinin yöntemleriyle ameliyat ederek üzmek istemiyoruz. Artık modern merkezlerde açık yöntemle ameliyat yapılmıyor. Anneden böbrek alıp çocuğuna nakledeceğimiz zaman, adeta çocuk doğurtur gibi vücuttaki doğal açıklıkları kullanarak organı çıkarabiliyoruz.” Dedi.
 
Organ nakli hakkında merak edilen soruları yanıtlayan Prof. Dr. Alihan ülkemizde; 62 Böbrek Nakli Merkezi,  40 Karaciğer Nakli Merkezi, 13 Kalp Nakli Merkezi, 3 Akciğer Nakli Merkezi, 5 Pankreas Nakli Merkezi, 4 İnce Barsak Nakli Merkezi, 5 Kompozit Doku Nakli Merkezi, 21 Kornea Nakli Merkezi bulunuyor. Cerrah sayısını tahmin etmek ise zor. Çünkü doğrudan ve dolaylı uğraşanlar ayrı ayrı olduğundan sağlıklı bir sayı vermek mümkün olmayabilir.
Ülkemizde son yıllarda beyin ölümü tespit sayıları artmış ve 2011 sonu itibarı ile bin 300 civarında beyin ölümü tespit edilmiştir. Bu gelişme olumlu olsa da yeterli beyin ölümü tespiti yapamadığımızı söyleyebiliriz. Ayrıca halkın organ nakli konusunda bilgilendirilmesi ve günümüzde yüzde 24 olan organ bağış oranının artırılmasına çalışılmalıdır.  Yazılı ve görsel basında konunun sıcak tutulmasına yönelik çalışmalar yapılması çok önemlidir. Bu eğitim okulda başlamalı, hayatın her safhasında devam ettirilmelidir.  Aksine organ nakli olmayan çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği daha fazla yaşanıyor. Takılan böbrek zaten erişkinden alındığından daha fazla büyümüyor, ama çocuklar büyüdüğünden bu organların varlığı çocuğun sağlığı açısından sorun yaratmıyor. Biz hastalarımızın diyalize girmeden nakil olabilme şansına kavuşabilmesini istiyoruz. Ancak bu her zaman mümkün olamıyor. Bize göre böbrek nakli, böbrek yetmezliğinin tedavisindeki en kaliteli çözümdür” Dedi.
Ertan BAYER  
http://www.hurfikir.com.tr adresinden 24 Ekim 2024, 23:20 tarihinde yazdırılmıştır.