Lüleburgaz’da “Kanal İstanbul’a HAYIR “ açıklaması

Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Lüleburgaz Şubesi geçtiğimiz önceki gün Lüleburgaz İş Bankası önünde bulunan Üçgen Parkta basın açıklaması yaparak “Kanal İstanbul’a HAYIR” dedi.
Lüleburgaz’da “Kanal İstanbul’a HAYIR “ açıklaması  

 

Basın açıklaması öncesinde DİSK’e bağlı Emekli Sen Lüleburgaz Şubesi üyesi Aysel Balkan Tan, basın açıklamasına katılanları bilgilendirdi.

Daha sonra  DİSK Emekli Sen Lüleburgaz Şube Başkanı Kemal Andoğlu basın açıklamasın okudu.

 

Lüleburgaz’da saat 17.00’de yapılan basın açıklaması şöyle; “Şu an burada yapacağımız Basın Açıklamasının konusu, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün web sayfasında 23.12.2019 tarihinde halkın görüş ve önerilerine açıldığı duyurulan, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan Kanal İstanbul Projesi (Kıyı Yapıları [Yat Limanları, Konteyner Limanları ve Lojistik Merkezler], Denizden Alan Kazanımı, Dip Taraması ve Beton Santralleri Dâhil) ile ilgili olarak hazırlanan ve İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunca yeterli bulunarak nihai şekli verilen Çevresel Etki Değerlendirme Raporuna karşı itirazlarımızın sunulması, ÇED Olumsuz Kararı verilmesi talebidir.
İTİRAZLARIMIZ :İstanbul İli, Küçükçekmece Gölü - Sazlıdere Barajı - Terkos Gölü doğusunu takip eden güzergâhta yaklaşık 45 km uzunlukta, 20,75 m derinlikte ve 275 m genişlikte bir Kanal açılması için hazırlanan projeye ilişkin ÇED Raporuna aşağıda belirttiğimiz nedenlerle itiraz ediyoruz.
Kanal İstanbul Projesi,
1.İstanbul’un yaşam destek sistemleri olan Kuzey Ormanları, su havzaları, su havzalarını besleyen su kaynakları, tarım ve mera alanları yok olacaktır, Bununla da kalmayacak ve bu proje Trakya'nın su kaynaklarına ve dolayısıyla tarım topraklarına geri dönüşümü olmayan zararlar verecektir.

2.İstanbul’un önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı yok olacaktır,

3.Doğal yaşam alanları ve ekosistem bozulacaktır,
4.Doğal ve arkeolojik sit alanları, tabiat parkları, milli parklar vb. koruma alanları yok olacaktır,
5.Sadece İstanbul’da değil, Trakya’ya kadar tatlı suların beslediği tarım alanları yok edileceği için bölgede tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecektir. Aslında bir rant projesi olan "Kanal İstanbul" projesine ayrılan bütçenin, istihdama, emekçinin ve emeklinin yaşam standartlarını yükseltmeye harcanması gerekmektedir. Bu bütçe ile öncelikle Ergene nehrinin islahı sağlanmalıdır.
6.ÇED Raporuna göre 1.155.668.000 m3 olan kazı materyalinin taşınmasıyla bozulan ekosistem halkın sağlığını tehdit edecektir,
7.Üç aktif fay hattının geçtiği bölgeye nüfus ve yapılaşma baskısı yükleyerek afet riskini artıracaktır. ÇED Raporu, projenin olumsuz çevresel etkilerini bertaraf edecek değerlendirmeler içermemektedir, yukarıda açıklanan sakıncalara dair kaygılarımızı gidermekten uzaktır ve bilimsel yeterliliği konusunda şüphe uyandırmaktadır. Bu Rapor ile Projenin hayata geçirilmesi, Çevre Kanunu’nun 3. Maddesinde idareye yüklenen görevlere aykırılık oluşturmaktadır. Anayasa’nın 56. maddesine göre “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” Buna göre Anayasa’da, vatandaşların da çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek konusunda ödevli olduğu açıkça belirtilmiştir. Kanal İstanbul doğal çevreyi değiştirerek olumsuz etkileyecek, bir başka deyişle çevre ve halk sağlığını bozacak bir proje olduğundan “sağlıklı çevrede yaşama hakkı”mızın ihlal edilmesini kabul etmiyoruz. Anayasal yetkilerimizi kullanarak Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 11. maddesinin 4. fıkrası çerçevesinde ÇED Raporuna itiraz ediyor, proje için ÇED Olumsuz Kararı verilmesini talep ediyoruz.”

 

Ertan BAYER

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 29 Kasım 2024, 20:35 tarihinde yazdırılmıştır.