Zatürre ve belirtileri

Özel Bir Nefes Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Tülay Sönmez, 12 Kasım Dünya Zatürre Günü olması nedeniyle zatürreyle ilgili önemli bilgiler verdi.
Zatürre ve belirtileri  

Tıptaki adı ile pnömoni olan zatürrenin akciğer dokusunun iltihabı olduğunu söyleyen Uzm.Dr.Tülay Sönmez, “ Zatürre; bakteri, virüs, mantar gibi farklı mikroplarla oluşabilir.

En sık görülen, en fazla ölüme neden olabilen hastalıklar arasındadır. Toplumda gelişen pnömoniler (TGP), tüm dünyada hastane başvurularının, yüksek tedavi giderlerinin, iş-okul günü kayıplarının ve ölümlerin önemli bir kısmından sorumludur.” dedi

Kimler zatürre (pnömoni) için risk altındadır?

Kimlerin zatürreye yakalanma riskinin en yüksek olduğunu da açıklayan Uzm.Dr.Tülay Sönmez “Zatürre; özellikle çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, kronik bir hastalığa sahip olanlarda (böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi), sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımı varlığında daha sık görülür.

Zatürre (pnömoni) tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalıktır.

Günümüzde antibiyotiklerin yaygın kullanılmasına ve etkin aşı politikalarına bağlı olarak enfeksiyon hastalıklarından ölümlerin azalmasına karşın maalesef pnömoniler halen çok sık oluşmakta ve kayıplara neden olmaktadır.

Ayakta tedavi edilen hastalarda ölüm oranı %1-5 iken, hastanede tedavi edilen olgularda oran %12'ye, yoğun bakım desteği gerektiren hastalarda ise %40'a ulaşmaktadır.

Ülkemizde alt solunum yolu enfeksiyonları, ölüm nedenleri arasında %4.2 ile 5. sırada yer almaktadır ve yapılan çalışmalarda zatürreden ölüm oranının hastalığın ağırlığı ile ilişkili olarak %1 ile %60 arasında değiştiği ve hastanede tedavi edilen zatürre olgularında oranın belirgin daha yüksek olduğu (%10.3-60) gösterilmiştir.”diye konuştu.

Zatürre belirtileri nelerdir?

 Zatürre belirtileriyle ilgili de bilgiler veren Tülay Sönmez “ Üşüme- titreme, 39- 40 °C'ye varan yüksek ateş, öksürük, kirli, iltihaplı (yeşil, sarı, pas rengi) balgam çıkarma ve yan ağrısı olabilir. Bazı pnömoni türlerinde ise sinsi başlangıç olur. Birkaç gün devam eden iştahsızlık, halsizlik, eklem ve kas ağrılarını takiben kuru öksürük, ateş yükselmesi, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi belirtiler olabilir. Bu şikayeti olan hastalar mutlaka doktora başvurmalıdır. Pnömoni ihmal edilmemesi gereken bir sağlık sorunudur. Erken teşhis edilmesi ve gecikmeden tedaviye başlanmasının ölümleri azalttığı bilinmektedir. Hastanın yakınmaları pnömoniyle uyumlu ise genellikle yapılan muayene ve akciğer röntgenindeki bulgularla teşhis konulabilir. Gerekirse kan ve balgam tahlilleri yapılabilir.

Zatürre (Pnömoni) bulaşıcı mıdır?

Pnömoniye zemin hazırlayan grip ve benzeri viral solunum yolu enfeksiyonları ise çok bulaşıcıdır. Hapşırık ve öksürükle yayılabildikleri gibi, ağız ve burun sekresyonları ile bulaşmış bardak, mendil, çatal- kaşık gibi eşyalar aracılığıyla diğer kişilere geçebilir. Pnömoniler tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan hastalıklar arasındadır. Özellikle bebeklerde, çocuklarda, yaşlılarda ve bilinen başka bir hastalığı olan kişilerde pnömoniler daha ölümcül olabilmektedir. Bir kişinin pnömoniye yakalanmasının kolaylaştıran çeşitli risk faktörleri vardır. Bunlardan korunmak mümkünse, pnömoniler önlenebilir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Antibiyotikler, bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler gibi tedaviler genellikle kullanılır. Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebilir. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış, solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabilir.

Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi çoğu kez mümkün olmayabilir. Ancak zatürre tanısı konduktan sonra en kısa zamanda antibiyotik tedavinin başlanması gereklidir. Bu nedenle hastanın yaşı, kronik hastalıkları, zatürrenin şiddeti gibi durumlar dikkate alınarak antibiyotik tedavi başlanır. Balgamda herhangi bir mikrobun izlerinin saptanması ve bu mikrobun hangi antibiyotikle tedavi edilebileceğine dair veriler 72 saat içinde sonuçlanır. Sonuçlara göre antibiyotik tedavi yeniden düzenlenebilir. Hastanın yaşı, hastalıkları, zatürrenin şiddeti gibi durumlara göre ayaktan mı, yoksa hastaneye yatarak mı tedavi edileceğine karar verilir. Tedavi süresi hastalığın başlangıçtaki şiddetine, sorumlu mikroba, eşlik eden bir hastalığın olup olmamasına ve hastanın bireysel yanıtına göre değişebilir. Genellikle ateşin düşmesini takiben 5-7 gün daha antibiyotiğe devam edilmesi önerilmektedir. Ancak bazı mikrop türlerine bağlı zatürre durumlarında tedavi süresini 10-14 güne bazen 21 güne kadar uzatmak gerekebilir.”

Buğra KAYA

 

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 11 Ocak 2025, 02:04 tarihinde yazdırılmıştır.