NEFES ALAMIYORUZ-Serbülent Avcı

Tarihin gördüğü en usta mimardır emek, büyülüdür.
NEFES ALAMIYORUZ-Serbülent Avcı  

Ama en az bunun kadar gerçek olan da şudur ki,en yok sayılan da adı en anılmayan da emektir.

Hani diyor ya şair "her adım da fırt demiş fırlamış bir büyük adam "diye..Tarih boyunca  egemenler her seferinde onu bir esrar perdesinin ardına gizlemeye çalışmış ve tüm imkanları ile emeğin yarattığının üzerine konuvermişlerdir.

Bundandır ki dünyanın bütün önemli yapıları emek verip inşa edenlerin isimleri ile değil firavunların, kralların, çarların, padişahların adları ile onların hikayeleri ile anılırlar.

Peki nefes alabilmek için ne yapmak gerekiyor ?

Bugün yüceltilen yapay zeka ile çalışan tüm makinelerde, insanların ellerinde ki akıllı telefonlar da emeğin ürünüdür, emeğin birikmiş halidir ve bilelim ki  ne zaman emek harcayan eller birleşecek işte o zaman tüm insanlık mirasının hakkı sahibine teslim edilecek ve özgürleşmiş emek insana yaraşır yepyeni bir dünya inşa edecek.

Ne diyordu Can Yücel

Dünya öküzün boynuzları üstünde dururmuş,

Her kıpırdayışında öküz, deprem olurmuş..

Oysa dünya, işçilerin omuzları üstünde durur,

Kıpırdasında gör, deprem nasıl olur.

Sevgili yoldaşlar, Asgarî ücret yapılan en büyük yolsuzluktur.

TÜRK-İŞ'in 2020 Ekim ayı araştırmasına göre

Açlık sınırı : 2.482.28 tl

Yoksulluk sınırı : 8.085.62 tl

İşte bu rakamların gölgesinde asgarî ücretin pazarlığı yapılıyor, yoksulluğu bırakın açlık sınırında yaşamak zorunda bırakılan bir toplum haline getirildik, şükür etmemiz isteniyor.

Bu rakamlar ortadayken asgarî ücretin pazarlığı yapılamaz, bütün işçi konfederasyonlarının yumruğunu masaya vurma zamanıdır.

Vardiyasında, yediği yemekten çocuğuna  portakal götüren babanın halinden anlamayanlar asgarî ücreti belirleyemezler..

SEVGİLİ GÖNÜLDAŞLARIM

Sosyal paylaşım sitelerinde sıkça karşılaşıyoruz, duyarlı olan bir çok insanımız farkındalık yaratabilmek adına "Yerel esnafına sahip çık" diye paylaşımlar yapıyorlar.

Veriler krizden en ağır darbeyi emekçiler ve sanatkârlar ile küçük aile işletmelerinin yediğini gösteriyor, kriz küçük işletmelerin üzerinden âdeta buldozer gibi geçiyor, hükümet ise sadece seyredip bir çok arap ülkesinin IMF' ye olan borcunu kapatıp bazılarına da hibe para veriyor.

Milyonlarca insan büyük sermaye sahiplerinin fabrikalarında hasta hasta çalışmaya zorlanıyor ama bedeli ödemek durumunda bırakılıp kapılarına kilit vurulan küçük işletmeler, sahipleri ve çalışanları oluyor.

Zaten 15-20 senedir ayakta kalma mücadelesi veren, mesleğine yıllarını vermiş esnaf.

GÜN BUGÜN

Bakkalına, manavına, boyacısına,  konfeksiyoncusuna, kuyumcusuna, ayakkabıcısına, mobilyacısına, beyaz eşyacısına, restaurant ve kahvecisine ismini sayamadığım onlarca meslek grubuna sahip çıkma zamanı

Gel ekmeğini bakkaldan, meyve ve sebzeni manavdan al..

Selam ve sevgilerim ile...

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 20 Eylül 2024, 11:59 tarihinde yazdırılmıştır.