SOL Parti Lüleburgaz İlçe Örgütü, köy ve kasaba okullarında yüz yüze eğitimin başlamasının ardından basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada Milli Eğitim Bakanlığı’na köy okullarının fiziki şartlarının yüz yüze eğitime uygun olup olmadığı ve eğitim emekçilerine neden hala Covid-19 aşısı yapılmadığı gibi sorular yöneltildi.
KÖY OKULLARI AÇILIRKEN EĞİTİM EMEKÇİLERİ İÇİN AŞI NEREDE?
Yapılan açıklamada “ Geçen yıl okulların 16 Mart ta kapatılmasının üzerinden bu güne kadar tam bir (1) yıl geçti. Eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve ailelerinin yaşamış olduğu sorunların çözülmesi şöyle dursun, artarak devam ediyor. 15.02.2021 Pazartesi günü köy ve kasaba okullarında yüz yüze eğitime başlandı. Milli Eğitim Bakanlığı alınan önlemler ve yapılan hazırlıklarla ilgili kamuoyuna hiçbir açıklama yapmadı.
Bizler köylerde yaşayan halkın çocukları ve köylerde açılan okullarda görev yapacak olan eğitim emekçilerinin sağlıkları ve uygun çalışma koşullarının hazırlanıp hazırlanmadığı ile ilgili bir takım soruları sormak istiyoruz.
SOL Parti İlçe Örgütü tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na şu sorular yöneltildi;
· Köy okullarının fiziki şartları yüz yüze eğitime hazır mı?
· Köy okulları açıldığı halde köylerde çalışan Eğitim Emekçilerinin COVİD 19 AŞILAMASI neden yapılmadı?
· Milli Eğitim Bakanlığının, köy öğretmenlerinin aşılanması ile ilgili bir programı var mı? Çalışma yapılıyor mu?
· Köy öğretmenlerinin büyük çoğunluğu ilçe merkezine gidiş-geliş yapıyor. Bu gidiş-gelişler ile ilgili bir düzenleme veya bir çalışma yapıldı mı?
· Köy okullarının çoğu taşıma kapsamında, Taşımalı öğrencilerin gidiş-gelişleri, yemekleri ve yemekhaneleri ile ilgili önlemler alındı mı?
· Fazladan öğretmen ihtiyacı olmasın diye sınıflarda seyreltme yapılmayan yerler var mı?
· Kronik hastalığı olan öğretmen ve veliler için ne gibi önlemler düşünülüyor?
· Veliler öğrencilerini haklı olarak sağlık nedeniyle okula göndermezse ne bu öğrencilerin eğitimi ne olacak?
Biz SOL PARTİ olarak yüz yüze eğitimi savunuyoruz ama öncelikle yukarıdaki soruların cevaplarının doğru olarak halkımızla paylaşılmasını da istiyoruz.
Uzaktan eğitim sürecinde Milli Eğitim Bakanlığının ne kadar başarısız olduğunu hepimiz biliyoruz. Uzaktan eğitim sürecine katılmanın en temel unsurları olan İnternet, tablet, cep telefonu, bilgisayar gibi bilişim ve iletişim araçlarının yoksunluğunu yaşayan, bu bilişim aletlerinin olmamasından kaynaklı uzaktan eğitim sürecine katılamayan öğrenciler %35 – 40 civarındadır. Bu da başarısızlığın en büyük göstergesidir.
Öğrencilerin ve öğretmenlerin okula topluca gidiş-geliş yaptıkları araçlarda mesafe ayarlamaları ve temel temizlik maddeleri sağlanmalıdır. Bunun için Eğitimin bütçesi yeniden düzenlenmeli, okullara kaynak göndermeden, temizliğini ve hijyenini denetlemeden önce okulların temizlik ve hijyen harcamaları için acil para gönderilmelidir. Halktan toplanan vergiler özel okullara teşvik adı altında verilmesinden derhal vaz geçilmeli ve bu teşvik adı altında özel okullara dağıtılan paralar devlet okullarına, aktarılmalıdır.
Eğitimin yıllardır kanayan bir diğer yarası da, atanamayan öğretmenlerdir. Milli Eğitim Bakanlığı çatısı altında bu gün yüz bine yakın adına da ücretli öğretmenlik denilen ve asgari ücretin bile altında bir ücret alan yüz bine yakın genç öğretmen var. Milli Eğitim Bakanlığı kadrolu, güvenceli ve yaşanılabilir bir ücret ile öğretmen atamak yerine, öğretmen ihtiyacını, modern kölelik diyebileceğimiz şartlarda güvencesiz yüz bine yakın genci çalıştırmaktadır. Bu sorunun giderilmesi için Milli Eğitim Bakanlığının acil olarak gerçek anlamda ihtiyacı kadar kadrolu öğretmen ataması yapmalıdır.
Eğitim Emekçileri ile öğrenci ve ailelerinin sağlıklı bir ortamda çalışma güvenceleri sağlanmadan okullar açılmamalıdır. Bu nedenle Eğitim Emekçilerine acilen aşı öğrenciler içinde koruyucu güvenlik tedbirleri alınmalıdır.
Yaşasın Laik, Bilimsel, Demokratik Eğitim. Söz Yetki Karar Çalışanlara!” denildi.
Buğra KAYA