HİCRİ YILBAŞI ve MUHARREM AYI

09.08.2021 Pazartesi günü itibariyle yeni bir hicri yılbaşı ve yeni bir aya girmiş bulunuyoruz. Muharrem ayı, İslâm kamerî senesinin birinci ayı ve Kur’ân-ı Kerîm’de kıymet verilen dört aydan biridir. Muharrem ayının birinci gecesi, Müslümanların Kamerî hicrî yılbaşı gecesidir. Hicrî Kamerî Takvim’de; Muhammed (aleyhisselâmın), Mekke'den Medine'ye hicret ettiği sene, başlangıç olarak kabul edilir. Muharrem ayının 1’i olan ilk Kamerî sene başı, milâdî 622 yılının Temmuz ayının, 16’sına rastlayan Cuma günü idi.
HİCRİ YILBAŞI ve MUHARREM AYI  

Her dinin kendi inanç sistemi içerisinde kutsal kabul ettiği ve o dinin mensuplarının kutsal veya diğer zaman dilimlerinden farklı olarak kabul ettiği; kendine özgü belirli gün ya da ayları vardır. İslam dininde de bu tür gün, gece ve aylar vardır. Şüphesiz ki insanoğlu için en değerli hususlardan birisi de zamandır. Çünkü dünyaya ait olan her şey âlemlerin Rabbi olan Allah'ın yarattığı zaman denilen kavramın içinde var olmakta, gelişmekte ve yine zaman içinde yok olmaktadır. Allah'ın mükemmel surette yarattığı insan hayatında önemli bir yere sahip olan ilim, amel, dünyaya ait olan zenginlikler ve ahiret saadeti zaman içinde elde edilebilmektedir. Allah'ın bize nimet olarak verdiği zamanı Allah'ın razı olduğu bir şekilde değerlendirebilenler hem dünyada hem de ahirette huzura kavuşacaklardır.

Sevgili Peygamberimiz (Aleyhisselat-u ves-selam) “İki nimet vardır ki insanların çoğu bunların değerinden habersizdirler. Bunlar; sağlık ve boş zamandır.”(Buhari) buyurarak zamanın ve sağlığın önemini bize bildirmiştir… Zamanın kıymeti bilinmeli, israf edilmemeli ve mutlak surette bizi yaratan ve bize kulluk vazifesini yükleyen Allah’ın rızası istikametinde kullanılmalıdır.

Zaman dediğimiz kavram, Allah tarafından yarattığı mahlûkatın dünyada kendileri için takdir edilen hayatları içinde yaşadıkları bir süreçtir. Soyut bir kavram olan zaman, insanlar tarafından algılanabilmesi ve anlaşılabilmesi bizzat zaman içinde meydana gelen olayların esas alınması ile gerçekleşebilmektedir.

İşte bu yolla insanoğlu, dünyaya ait olan belli zaman dilimlerini isimlendirme imkânı elde etmiş “önce” ve “sonra”  , “geçmiş”  ve “geleceği” tasavvur edebilmiştir. Böylece düşüncelerini, bilgilerini ve hayat tecrübelerini bir zemine sokabilmiştir. Medeniyetin oluşması, gelişmesi ve dünyanın imarı da bu sayede gerçekleşmiştir. Şüphesiz ki bu gelişmenin ana esası, âlemlerin Rabbi olan Allah'ın kâinata koyduğu ve “Sünnetullah” olarak nitelendirilen sabit kanunlardır; mesela güneş, dünya ve ayın belli hareket düzenidir.

Gün, ay ve yıl dediğimiz kavramlar bu hareket düzeninin birer sonucudur.

Yüce Allah (Azze ve Celle), anlatmaya çalıştığımız bu hakikati şu ayet-i kerimede işaret etmektedir: “Şüphesiz, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin.”(Tevbe suresi 9/36)

Muharrem Ayı ve Ayrıcalığı

Sözlükte “haram kılınan, yasaklanan; kutsal olan, saygı duyulan” anlamlarındaki muharrem savaşmanın haram kabul edildiği dört aydan birinin adıdır. “Haram aylar” içinde Muharrem ayının ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu ayrıcalığı “Muharrem” adından da fark etmek mümkündür. Kısacası “haram aylar” uygulamasının genel adı, anlam itibarı ile bu aya özel bir ad olarak verilmiştir.

Muharrem Ayını Önemli Kılan Özellikler

1- Hicri Yılbaşı

Muharrem ayı, 12 ay ve 355 gün olan kameri yılın ilk ayıdır. Adından da anlaşılacağı üzere, kameri yılda -güneş değil- ayın hareketleri esas alınmaktadır. Hicri tarih, Hz. Muhammed (aleyhisselat-u ves-selam) ‘ın 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicreti ile başlar.

 Hz. Ömer (Radyallahuanh)’ın halifeliği devrinde Resûl-i Ekrem (aleyhisselat-u ves-selam)’ın Mekke’den Medine’ye hicretinin resmî takvim başlangıcı olarak kabul edilmesiyle muharrem hicrî yılın ilk ayı olarak belirlenmiştir. Devlet-i Aliyye-i Osmaniye döneminde de muharrem ayında devlet erkânı padişahın huzuruna çıkarak yeni yılı tebrik eder ve padişahtan “muharremiyye” denilen hediyeleri alırlar, kendileri de maiyetlerindeki kişilere muharremiyye verirlerdi. Ayrıca şairler tarafından yeni yıla ait manzumeler yazılırdı. Muharrem ayında bilhassa tekke ve camilerde okunan KerbelâVak‘ası’na dair ilahiler “muharremiyye” olarak adlandırılmıştır. Günümüzde Mısır, Tunus, Cezayir, İran ve Fas gibi ülkelerde bu ayda çeşitli kutlama törenleri düzenlenmektedir.

2- Aşura Günü (10 Muharrem)

Bilindiği üzere Hz. Peygamber (s.a.v) Medine’ye hicret ettiğinde orada Arap halkla birlikte yaşayan Yahudiler de vardı. İşte bu Yahudiler, Hz. Musa (Aleyhisselam) ile İsrailoğullarının, Firavunun zulmünden Aşura günü kurtulduğunu söyleyen Yahudileri Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) yalanlamamış ve hatta bu yönde olumlu bir tavır sergilemiştir. Bunun yanı sıra tüm Sami dinlerde özel bir yere sahip görünen aşure günü, cahiliye Araplarınca da önemli kabul edilmiştir. Hatta Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)’inde Peygamberlik öncesi ve sonrası dönemde bir süre bu günde oruç tuttuğuna dair rivayetlere de rastlanır. Medine döneminde bu orucu Müslümanlara tavsiye ettiği bilinen bir husustur. 

İbn Abbas (Radyallahuanh)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Hz. Peygamber, Medine’ye geldiğinde Yahudilerin Aşura günü oruç tuttuklarını gördü, bu nedir? diye sordu, bu hayırlı bir gündür, bu, Allah’ın israiloğullarını düşmanlarından kurtardığı, bu sebeple de Musa’nın oruç tuttuğu gündür. Dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem): “Ben Musa’ya sizden daha layığım.”(Buhari) buyurdu ve hem kendisi bu günde oruç tuttu, hem de başkalarına oruç tutmalarını emretti. (Buhari)

Hz. Peygamber (s.a.v), Aşura günü oruç tutmayı teşvik etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Aşure gününün orucunun, bir önceki yılın günahlarına kefaret olmasını Allah’tan umarım.” (Tirmizi) Ancak; Hz. Peygamber (aleyhisselat-u ves-selam)’ın bildirdiğine göre yalnızca Aşure günü değil, Muharrem’in 9, 10, 11. günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir. (Müslim)

Aşura Gününde Meydana Gelen Tarihi Olaylar

Aşura günü adı verilen 10 Muharrem gününde meydana geldiği rivayet edilen diğer bazı önemli olayları da kısaca şöyle sıralamak mümkündür:

1) İslam'i kaynaklardaki rivayetlere göre, Hz. Nuh’un (Aleyhisselam) gemisi tufandan kurtulup Cudi Dağı’na Muharrem ayında aşura günü oturmuştur.

2) Hz. Âdem (aleyhisselam)’ıntevbesinin kabul edilmiştir.

3) Hz. İbrahim (aleyhisselam)’ın Nemrut’un ateşinden bu gün kurtulmuştur,

4) Hz. Yakub (aleyhisselam)’ın oğlu Yusuf’a (Aleyhisselam) bu gün kavuşmuştur

5) Hz. Musa (aleyhisselam) ve İsrailoğullarınınFiravun’un zulmünden bu gün kurtulmuştur.

6) Hz. İsa (a.s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.

7) Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.

8) Hz. İbrahim'in (Aleyhisselam) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.

9)Hz. Yakub'un (Aleyhisselam), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.

10) Hz. Eyyûb (Aleyhisselam) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.

Ayrıca Hz. Âişe'nin belirttiğine göre, Kabe'nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi.

10 Muharrem Aşura’nin İslam tarihinde acı bir yönü de vardır. Sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in “Dünyanın iki çiçeği, ahirette de cennet çocuklarının efendileri”(Buhari) diye övdüğü ve haklarında “Allah’ım, ben onları seviyorum, sen de sev”(Tirmizi) diye dua ettiği ve adını bizzat kendisinin koyduğu, Efendimiz (aleyhisselam)’ın torunu Hz. Hüseyin’in ve ailesinin  Kerbela’da acımasızca şehid edildiği günüde hatırlatır bize 10 muharrem aşura. 

Bu menfur olay, Hz. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’i ve onun ehl-i beytini seven bütün müminleri yaralamış, kalplerini incitmiş ve çok üzmüştür.

Yazımızı Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in mübarek Hadis-i şerifyle noktalayalım: “Ramazan ayı dışındaki oruçların en üstünü, Allah’ın ayı olan Muharrem’de tutulan oruçlardır. Farzlardan sonra namazların en üstün derecelisi ise geceleyin kılınan  (teheccüt) namazlardır.”(Müslim)

"1 Muharrem 1443" Hicri Yeni Yılımız Rabbimizin rızâsı istikâmetinde hayır ve huzura vesîle olsun.

Adâlet, hakkâniyet, samimiyet ve Hakka teslimiyet  şiârımız, onun rızası için, onun dinine hizmet etmek en büyük derdimiz  olsun. Yeni senemiz ve Muharrem ayı aziz milletimize ve âlem-i İslam'a mübarek olsun.

Selam ve dua ile.

 

Eyyup Sabri ERDEM

Ensar Vakfı Lüleburgaz Şube Başkanı

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 20 Ekim 2024, 00:21 tarihinde yazdırılmıştır.