HAVA DÖNDÜ İŞÇİDEN İŞÇİDEN ESİYOR YEL

Bu sürecin üzerinden 26 ay geçti ve bugün geldiğimiz ortam tam da bu slogana uydu.

Ne diyordu büyük üstad şiirinde.

Tarih ile yürüyenler tarih ile adım adım

Safları sıklaştırın tarih ile hızlanalım

Lakin hızlandık derken kolu dağıtma sakın

Başı bozuklar var bize tek engel

Hava döndü işçiden

İşçiden esiyor yel

Sen ki Ferhat'sın işçi senin günün gelecek

İndir yumruğunu del şu karanlığı del

Del ki dağlar ardından önümüzde bir çiçek

Çiçek açsın aydınlık tekmil olunca tünel

Hava döndü işçiden

İşçiden esiyor yel.

Sevgili dostlar!

Pandemide ölümüne çalıştık ve patronlarımıza inanılmaz kârlar sağladık.

Şimdi o kârlardan payımıza düşeni istiyoruz, çoluk çocuğumuzun rızkını alacağız, eve gittiğimizde çocuğumuza çikolata alamıyorsak elbette ki örgütlenip hakkımız olanı alacağız.

Bunu engelleyemeyeceksiniz, bu işçi hareketine engel olamazsınız.

Yapay kutuplaştırmalar ile, yapay gündemler ile işçileri Alevi, Sünni, Kürt, Türk diye ayrıştırıp bölemeyeceksiniz, bu zamlar ve kaynamayan tencere sizin sonunuz olacaktır.

Kıymetli emekçi kardeşlerim!

Bu tür global krizler 20-30 yılda bir yaşanır ve bu krizler esnasında emekçiler istedikleri zamları alırlar çünkü krizler patronlar için fırsattır ve inanılmaz kârlar sağlarlar.

Bu dönemde gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinde sendikalar ve patronlar  çalısanlarına %60-%70 zamları iyi olarak gösterirler ancak biz görüyoruz ve araştırıyoruz 1989 ve 1991 tarihlerini bizlere büyüklerimiz ballandıra ballandıra anlattılar yıllar boyu o tarihlerde alınan haklar ve zamlar ile bu günlere kadar gelebildik.

Hiç bir sendikacı enerji zamları ve çarşı pazar enflasyonu ortada duruken %120-%130 zamları almadan biz başardık diye emekçilerin karşısına gelmesin.

Emekçilerin boş laflara artık tahammülü yoktur bilesiniz.

Kıymetli kardeşlerim!

7 şubat 2021 pazar günü bir gazete manşet haberinde şöyle yazdı

"Bu haberi okumadan markete girmeyin, çıkarken üzülmeyin"

Bizlere altın öğütler veriyor beyefendiler.

"Alışverişe tok karın ile gidin, çocukları götürmeyin, araba değil sepet alın, ürünlere çok bakmayın"

Mesela "yumurtaya veya yağa bakmayın sağa ve sola hatta hiç bir şeye bakmayın"

En temel ihtiyaçlarınızı bile almadan marketten çıkın demek istiyorlar.

Gözlerimiz kör kulaklarımız sağır olsun istiyorlar.

Ekonomik krizi yaratan patronlar, bedelini de biz işçiler ödeyelim istiyorlar.

Hayat pahalılığı içinde debelenirken markete "tok gitmeyi" çözüm olarak önümüze koyuyorlar.

Açlık sınırında çalışan bizlere bu beyefendiler öğüt vermeye kalkarak aklımız ile alay ediyorlar.

Çocuğuna okul pantolonu alamadığı için intihar eden biz işçilere akıl veriyorlar, biz akıl değil hakkımız olanı istiyoruz.

Gün ola devran döne, ekmeğimizi elimizden almaya çalışanlardan hesap elbette ki soracağız.

- Hiç birimiz, hepimizden güçlü değiliz

- Emek olmadan hiç bir şey yetişmez

Kalın sağlıcakla.