ENSAR VAKFI LÜLEBURGAZ ŞUBESİ ve LÜLEBURGAZ MİLLİ İRADE PLATFORMUNDAN “LGBT” İÇİN BASIN AÇIKLAMASI

Ensar Vakfı Lüleburgaz Şubesi ile Lüleburgaz Milli İrade Platformu, LGBT için basın açıklaması yaptı.
ENSAR VAKFI LÜLEBURGAZ ŞUBESİ ve LÜLEBURGAZ MİLLİ İRADE PLATFORMUNDAN “LGBT” İÇİN BASIN AÇIKLAMASI  

Lüleburgaz Milli İrade Platformu adına basın açıklamasını okuyan Ensar Vakfı Lüleburgaz Şube Başkanı Eyyup Sabri Erdem gazetemize yaptığı açıklamada şunları söyledi; “İnsanı yaratan Allah (Celle Celaluhu)İslâm dini ile, hayatın  her alanında olduğu gibi insanın aile ve aile içerisinde kadın ve erkeğe ait olan özel hayatını da düzenleyici kanun ve kurallar koymuştur. Hz. Adem’den (Aleyhisselam ) bugüne kadar tüm toplumlarda ahlaksızlık ve çirkin bir fiil olarak kabul edilen ve işlendiği takdirde çeşitli yaptırımlar uygulanan zina, livâta ve lezbiyenlik (sevicilik) gibi fiiller dinimiz İslâm’da da kabul görülmemiş yasaklanmış ve bu çirkin fiilleri işleyenler için farklı cezalar konulmuştur.

Modern zamanlar(!!!) olarak kabul edilen günümüzde zina ve diğer cinsel suçlar çirkin görülmekte ve kabul görmemekle beraber, bu suçları işleyenler hakkında herhangi bir kanuni yaptırım kararı bulunmadığı için insanlar çok rahatlıkla, pervasızca ve utanmadan işleyebilmektedir. Bundan cesaret alan “LGBTİ” taraftarlarının dernek kurmalarına dahi izin verilmiş, erkek erkeğe evlilikler de görülür hale gelmiştir. Bunun yanında zinayı suç olmaktan çıkaran düzenlemenin ardından aile içersinde eşler birbirini aldatmış, boşanmalar artmış ve aileler dağılmıştır.

“LGBT”dernekleri, küresel siyonist  güçlerin aile kavramını yok etmek, gelecek nesilleri bozmak, helal yoldan olması gereken neslin devamını durdurmak, zührevi hastalıkları artırmak ve ne kadın ne de erkek vasfı olmayan üçüncü cins insan tipi oluşturmak için kurduğu, desteklediği,hareket edecekleri zemin oluşturduğu ve yaygınlaştırdığı derneklerdir. Dünya ve Türkiye’deki “LGBT”yapıları destekleyen 79 adet ulusal ve uluslararası şirket, STK ve devlet yer almaktadır. Bunlardan başka bu yapılara destek veren ülkemizdeki bazı büyükelçilikler de vardır. Bu ülkeler ve küresel şirketler Türkiye’de ve dünyada toplumsal cinsiyet ve “LGBT”propagandası için milyarlarca dolar para harcamaktadır.

Türkiye düşmanı güçler tarafından fon desteğiyle arka çıkılan sapkınlar, dernek kılıfı adı altında sapkın düşüncelerini Türk toplumuna yaymaya çalışmaktadır.

Eşcinsel sapkınların, sapıklıklarını yaptığı mecraların en başında sosyal medya gelmektedir. Sosyal medyanın denetimsizliğini fırsat bilen “LGBT” bireyleri, sosyal medya üzerinden paylaştıkları ahlaksız mesajlarla kökü dışarıda olan bu toprakların ve milletimizin düşman olan bu ahlaksız yapılara hizmet etmekte olup, Allah’ın lanetini üzerine gönderdiği Lut Kavminin yaptığı rezaletleri bir bir sergileyen sapkınlar, sosyal medyayı kullanarak ahlaksız mesaj ilanlarını paylaşmaktan utanmamaktadır.

Devletimiz LGBT örgütlenmelerine ve faaliyetlerine karşı çıkan ve onlarla mücadele eden ülkeler gibi, insanımızın ahlaki yapısını bozacak sapkın ve ahlaksız örgütlenmelere izin vermemeli, bireysel özgürlük adı altında işlenen rezilliklere karşı gerekli tedbirleri almalıdır.

İslam dininde, zina, livâta ve lezbiyenlik (sevicilik) gibi fiillerin işlenmesi kabul görmemiş,yasaklanmış ve bu çirkin fiilleri işleyenler için farklı cezalar öngörülmüştür.

Çünkü bu dernek yapılanmaları ve üyeleri ülkemizdeki bireysel özgürlükleri sabote ederek, inancımıza ve mukaddesatımıza ve aile yapımıza saldırmaktadırlar. “

Ertan BAYER

“LGBT” dernekleri üniversitelerde, birçok sapkın faaliyetler düzenleyerek, istikbalimiz olan gençlerimiz için oldukça büyük tehlike arz etmekte ve her fırsatta, dini ve milli değerlerimize saldırarak, halkı kin,nefret ve düşmanlığa sevketmektedir.

Eşcinselliği tercih etmek, bir insan hakkı değildir: Uluslararası ve ulusal kampanyalarla ‘cinsel tercih hakkı’ şeklinde, insan haklarına ilişkin uluslararası metinlerde yer almayan bir hak(!) kılıfına  uydurulmaya çalışılmaktadır. Toplumun kabulü noktasında,hukuk ve devlet nezdinde kabul ettirilmeye çalışılan “LGBT” şeklinde bir kimlik; ne alt, ne üst ve ne de normal bir kimlik olarak kabul edilemez. Çünkü bu tarz cinsel sapkınlıkların, başta AIDS olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıkları artırdığı herkes tarafından bilinmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Gençliğin Korunması” başlıklı 58’inci maddesindeki; “Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır” hükmünce devlet, milletini gayr-i ahlâkî alışkanlıklardan ve sapkınlıklardan korumak zorundadır.

Anayasanın bu hükümleri uyarınca, devletin halkı ve bilhassa gençleri bu sapkın cinsel yönelimlerden ve korumak, farklı fiziksel veya psikolojik nedenlerle sapkın cinsel yönelimlere kapılmış bireylerin tedavisi ve rehabilitasyonu için tedbirler almak gibi yükümlülükleri bulunmaktadır.

Bilindiği üzere, Türk Medeni kanunumuzda “hukuka ve ahlaka aykırı amaçlarla derneklerin kurulamayacağı” belirtilmiştir.

“LGBT” derneklerinin hukuka,ahlâka ve dini inaçlarımıza ters olan ve ailelerin yapısını bozmaya yönelik birçok faaliyeti mevcuttur. Onur(!)Yürüyüşü adı altında yaptıkları gösterilerde taşıdıkları dövizlerdeki yazılan yazılar, yaptıkları el  kol hareketleri taşkınlar, giyim tarzları bile tek başına ahlâksızlıktır.  Son olarak da, 29 Ocak 2021 tarihinde Boğaziçi Üniversitesinde Müslümanlarca kutsal olan Kabe-i Muazzama’nın resminin üzerine “LGBT”bayrağı koyarak hakaret etmiş, dini değerlerimizi alenen aşağılamış, Müslüman toplumu tahrik etmiş ve suç işlemişlerdir.

Son yıllardaki “LGBT”faaliyetlerinden anlaşılıyor ki,millet olarak bu konuda bir sınava tabi tutulmaktayız. “LGBT” örgütlenmelerinin kendi alanları için özgürlük adına yürüyüş yapmak istemeleri, yürüyüşe siyasetçilerinde katılarak destek olmaları ve bu desteğin siyasi partiler için seçim yatırımı olarak düşünülmesi, diğer yandan ise Türkiye’nin girmek  istediği Hristiyan Avrupa Birliği’nin “LGBT”çalışmalarına izin verip yasallaştırması Türkiye’yi zor durumda bırakmaktadır. Müslüman Türk milleti ve devletimiz sapıklıkları yüzünden helak olan kavimlerden ders almamızı isteyen Kur’ân-ı  Kerim’in ve Peygamber Efendimizin (Aleyhisselam)sünnetinin bu tür cinsel sapıkınlıklara koyduğu yasak ve getirdiği cezaları dikkate alarak “LGBT” faaliyetlerine izin vermemeli ve tavır almalıdır, Müslüman toplumu bu tür sapıklıklardan koruyacak tedbirler almalıdır.

Hukuk Devleti, vatandaşlarının ahlâkını, inancını,psikolojik yapısını ve manevi değerlerini korumakla mükelleftir. İşte bu yüzden “LGBT”derneklerinin kapatılması ve tüm faaliyetlerinin sona erdirilmesi için gerekli işlemlerin bir an önce yapılması gerekmektedir.

Biz Lüleburgaz Milli İrade sivil toplum kuruluşları platformu olarak toplum yapımızı bozacak maddi ve manevi her türlü sapkın fiiliyatın ve girişimin karşında duracağımızı ifade ediyoruz, bu millet mensubu olmaktan onur duyduğumuz asil bir millettir,bu topraklar ise bedeli kan ile alınarak bizlere emanet olarak bırakılan vatanımızdır.

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 24 Ekim 2024, 23:22 tarihinde yazdırılmıştır.