Eğitim İş’en iş yeri temsilciler toplantısı

Eğitim İş Sendikası Lüleburgaz Temsilciği, geçtiğimiz Pazar günü İşyeri Temsilciler toplantısına ev sahipliği yaptı.
Eğitim İş’en iş yeri temsilciler toplantısı  

Ertan BAYER – Lüleburgaz Öğretmenevi’nde yapılan toplantı hakkında bilgi veren Eğitim İş Lüleburgaz Temsilcisi  Gürsel Özdemir yaptığı açıklamada  Eğitim-İş olarak 81 il valiliğine gönderdiğimiz yazıda, kamu dairelerinde, “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik”in amir hükümlerini bilerek ve isteyerek ihlal eden kamu görevlileri hakkında soruşturma açılıp açılmadığını açıldıysa nasıl sonuçlandığını sorduk. Kişilere sadece hoşlarına giden hukuk kurallarına uyma hakkı tanınması halinde kamu otoritesinin varlık sebebinin ortadan kalkacağını hatırlatarak kaos yaratama hedefine odaklı mevcut dayatma sonrasında, kendisini kanun koyucu yerine koyma hatasına düşmeyen valiliklerin hukuka uygun yaklaşımlarının uygulamaya esas olmasını istedik.
Açılım sürecinin gizemi artık tamamen çözüldü. Üniter devlet yapısı parçalanıyor. Yaşananlar bağımsız yargıyı, medyayı ve üniversiteleri kısacası ülkeyi kuşatan küresel tezgahı anlamlı hale getiriyor. Emperyalizmin ülkede siyasal istikrarsızlık yaratması için 12 Eylül faşizmi koşullarında palazlandırdığı terör örgütü, nihayet Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile eşit koşullarda masaya oturtuldu. Devlet eliyle teröre siyasal meşruiyet sağlandı. Anadolu topraklarında tarihin hiçbir döneminde görülmemiş büyüklükte bir ihanet yaşama geçirilirken, sözde çözüm sürecine katkı verecek akil insanlar listesinde Sendika başkanlarının bulunması emek mücadelesi tarihine kara bir leke olarak geçecektir. 
Toplumsal yıkım projesini, toplumsal barış ve huzur projesi olarak halka pazarlama görevi verilen mazlum halkımızın ekmeğini yiyerek “adam siluetine” bürünen sözde akil adamlar hakkında söyleyecek söz bulamıyoruz. Tarih onlara yakışan en güzel sözleri ve sıfatları bulacak, yüzyıllar boyu unutulmamalarını sağlayacaktır. Ancak içlerinde yer alan sözde emek örgütü liderlerinin, emekçiler adına söz söylemek haklarının olmadığını da ifade etmek zorunludur.  Bugün ülkemizde emekçiler tarihin en karanlık günlerini yaşıyor. İş kazaları adı altında her gün cinayet işleniyor. Toplu sözleşme yapma hakkı olan sendikalı işçi sayısı 75 milyonluk nüfusa rağmen 500 bine düşerken 1 milyonun üzerinde taşeron işçi ortaçağ koşullarında çalışıyor. Kamu çalışanları yoksulluk sınırının çok altında ücret alıyor. Bütün bu gelişmelerin her biri ortak bir mücadele alanı yaratması gerekirken sözde bu emek örgütleri, Kurtuluş Savaşı yıllarında İngiliz parasıyla grev yaparak Atatürk’e karşı emperyalist işgalcilerin yanında yer alan dönemin işbirlikçi sendikaları gibi davranmaktadırlar.  Tarihi bir dönem yaşıyoruz. Bundan sonra her şey çok daha zor, çok daha acı verici olacak. Ancak her şeye rağmen laik, demokratik, üniter, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti hayalimizi rafa kaldırmaya kimsenin gücü yetmeyecek. Sendikamız, bu zor mücadelede üzerine düşen görevi gözünü kırpmadan yerine getirecektir”dedi..  
http://www.hurfikir.com.tr adresinden 08 Eylül 2024, 07:35 tarihinde yazdırılmıştır.