Geleceğine sahip çık!

TEMA Lüleburgaz Temsilcisi Hakan Dedeoğlu ülke gündemi ve bölgemizi ilgilendiren konularla ilgili açıklama yaptı.
Geleceğine sahip çık!
 Ertan BAYER –Dedeoğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi “31 Mayıs ve sonrasında şahit olduğumuz süreç, bir yandan insanın sinirlerini zorlayan diğer yandan ise geleceğe ilişkin umutları dirilten gelişmelerin iç içe yaşandığı bir süreç oldu. Henüz sona ermemesine rağmen, süreçten birtakım çıkarımlar yapmak mümkün. Öncelikle ülkemizdeki genç kuşak düşünüldüğü, hatta belki de planlandığı gibi “kayıp” olmadığını göstermiş oldu. Gelecek kaygıları noktasında tepki koydu ve bu tepkiyi kararlı bir şekilde sürdürmeye devam ediyor. İkinci olarak verilen tepkilerdeki kararlılık mizah duygusu ile birleşince devlet gücünü arkasında hisseden iktidarı zor durumda bıraktı ve iktidar ise olaylara orantısız güç ile cevap verilmesine sebep oldu. Üçüncü olarak, iktidarın tüm olumsuz yaklaşımına rağmen gençler, sosyal medyanın da aracılığıyla farklı kesimlerin bir araya gelebilmesine öncülük etti; anneler –kadınlarımız- sürecin önemli parçası haline geldi; bu uğurda yitirilen canlar karanfillerle anıldı. Tüm bunlar bize ne anlatmalı? Süreç bize gösterdi ki “ben yaptım, oldu” anlayışı karşısında gerçek bir tepki bulduğu takdirde çaresiz kalır. Ülkenin talan edilişinde, toprak ve suyumuzun kirletilmesinde, planlarda olmayan 3. Köprü’nün yapılmak istenmesinde ve nihayetinde Taksim’de ağaçların kesilmesinde “ben yaptım, oldu” anlayışıyla hareket etmeye alışmış olanlar, nihayet karşılarında halkı bulduklarında şaşırmaları gayet doğal. Neredeyse 20 yıldır İstanbul-Trakya ilişkisi çerçevesinde uğraştığım tüm çarpıklara benzer bir anlayışın sebep olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.  Geçmişte “üzerinize vazife olmayan işlere karışmayın” ya da “bir kişiyle ne olur” diyenlere rağmen başlattığımız mücadele biçimini bugün yüzbinlerce gencin sahipleniyor oluşunu görmek son derece önemli. Şimdi bu mücadeleyi bir adım ileriye taşımak ve iktidara şunu sormak gerekiyor: “Ben yaptım, oldu” anlayışını kendi tasarımımız olan bir otomobilin yapılmasında, topraklarımızı kirleten bir fabrikanın kapatılmasında, ormanlarımızı çatır çatır yakanların ya da Belgrad Ormanlarında kişisel çıkarlar adına rant elde edenlerin bedel ödemesinde neden işletemiyor? Bu kadar güçlü iken eksik olan ne? “Ben yaptım, oldu” anlayışı halka rağmen, halkın çıkarının dışında gerçekleşiyorsa iktidarı değil, ancak iktidarsızlığı yansıtır. İktidarsızlığın en önemli bileşeni toplumun hedefsiz bırakılmasıdır. Hamaset yaparak “ülke ekonomisi şöyle büyüyor, böyle büyüyor” demek yandaş medyaya mahkum çevrelerde bir ihtimal prim yapabilir; ancak gelinen noktada insanlar çok farklı kaynaklara ulaşabilmektedir ve bu söylem artık inandırıcılığını yitirmeye başlamıştır. İnsanlara gerçek hedefler, insanca bir yaşamın bileşenlerini sunmak gerekmektedir. Gelecek yerel ve genel seçim dönemlerini bu noktalar ışığında değerlendirmeliyiz. Çünkü birileri yine halkın umutlarını, ihtiyaçlarını dikkate almaksızın sadece seçim kazanmayı umacaklardır. Halkın iradesini yansıtmayan yönetimlerinse bu ülkeye faydalı olması mümkün değildir. Her insan, hayatında ortalama 6 ya da 7 seçim dönemi yaşar. Her defasında “bir dahaki sefere” diyip kendimizi rahatlatmaya çalışsak da bu geleceğin daha iyi olacağını garanti etmez. O yüzden bugünden başlayarak geleceğimizi şekillendirmek zorundayız. Gelişmeleri daha bilinçli bir şekilde sorgulayarak geleceğimizi planlamalıyız. Aksi taktirde, maalesef, yaşadığımız sorunlar çocuklarımızın da kaderi olacaktır.”
http://www.hurfikir.com.tr adresinden 24 Ekim 2024, 23:22 tarihinde yazdırılmıştır.