Dedeoğlu: Geleceğimizi Har Vurup Harman Savurmayalım

Dedeoğlu: Geleceğimizi Har Vurup Harman Savurmayalım
TEMA Lüleburgaz Temsilcisi Hakan Dedeoğlu, “Geleceğimiz har vurup harman savurmayalım” dedi.
Zaman mücadelesini zaman zaman insanı tepkisiz bir varlı haline getirdiğini de belirten Dedeoğlu ““Filanca soruna dair neden bir tepki vermiyorsun” diye sorulduğunda çoğu insan “hayat mücadelesi”, “ekmek parası” ya da “dünya derdi” gibi gerekçeler sunar. Doğrudur, kapitalizm, insanoğlunu geleceğini kazanmaya mecbur bırakmaktadır. Sadece kendi geleceğini değil; ailesinin, çocuklarının yükünü de sırtında hissetmektedir insan. Ancak maalesef bizler “geleceğimizi düşünüyor” görünürken aslında sadece günü kurtarmaya çalışmaktayız. Çoğumuz ise bunun farkında değiliz. Farkında olsak nasıl yönetildiğimizi, neden bu halde olduğumuzu filan sorguluyor olmamız gerekirdi. Sahi, bu ülkeyi kimler yönetiyor? Yönetenler bizsek bu yönetim şekliyle kendimize bir faydamız, geleceğimize bir katkımız olmadığı açık. Kendimize bir faydamız, geleceğimize bir katkımız yok ise “biz yönetmiyoruz” demektir. Çünkü insan kendine bunu yapmaz. Biz yönetmiyorsak ve bizi yönetenlerin de bize bir faydası, geleceğimize bir katkısı yok ise kime hizmet ettiklerini merak etmek gerekmez mi? Bir hizmet, vatandaş için çok daha az maliyetle ve çok daha doğru bir şekilde yapılabilecekken yapılamıyorsa ya art niyet vardır ya da kapasite yoksunluğu.
Vatandaşın her ikisini de hak etmediğini düşünüyorum. Aslında mesele yıllardan beri ynı: Şirketimiz olsa güvenip teslim etmeyeceğimiz kişilerden topluma hizmet etmelerini bekliyoruz. Kaldı ki topluma hizmet çok daha ciddi yetkinlikler gerektirmektedir. Çünkü hem herkesin çıkarlarının temsili hem de sizden çözüm bekleyen çok farklı kesimler söz konusudur. Yukarıdaki tespite geri dönecek olursak belki de yöneticileri, hizmet etmelerini beklediğimiz için değil, mecbur kaldığımız için seçiyoruzdur. Bu ise çok daha vahim olmakla birlikte hemen harekete geçtiğimiz takdirde çözüm bulabileceğimiz bir sorundur. Gidenin geri gelmediği bir gerçeklikte şu andan itibaren gelişmelerin farkına varmaya çalışmak ve bize sunulan yerine bize hizmet edecek olanı seçmek bir lüks değil, demokrasinin gereğidir. Bunun için vatandaş olarak yapmamız gereken “talep etmek”tir. Özellikle Trakya bölgemizde, son dönemde ülkemizde yaşanan toplumsal hareketlilikten memnun olan insan sayısının fazla olduğunu düşünüyorum. Bu demek oluyor ki ülke yönetimindeki yanlışlara demokratik tepki vermek konusunun gerekliliği bölgemizde benimsenmiş durumda. İstanbul’un, “taşı toprağı altındır” diyerek yıllardan beri talan edilişi neticesinde bölgemizdeki kirlilikler de maalesef artmıştır. Bu açıdan gerekliliğiyle ilgili hiçbir şüphemizin olmadığı demokratik tepkileri bölgemizde de üst düzeye taşıyarak, hem günlük hayatımızda hem de seçim dönemlerinde kendi seçimlerimizi topluma yansıtabilmeliyiz. Bu, her şeyden önce kendimize dürüst olmamız, ardından gelecek nesilleri dikkate alıyor olmamızla ilgili bir durumdur. Dahası, bu, bencil yaklaşımlarla şekillenebilecek bir durum da değildir. İnsanın, ömrü boyunca iki elin parmaklarını geçmeyen sayıda seçim zamanını yaşayabileceği düşünüldüğünde ise bu, kesinlikle sadece seçimlerle ilgili değildir; ama bir o kadar da seçimlerle ilgilidir. Geleceğimizi har vurup harman savurmayalım” dedi.
http://www.hurfikir.com.tr adresinden 03 Ocak 2025, 04:50 tarihinde yazdırılmıştır.