Kırklareli'nde, 1993 yılından bu yana İstanbul Üniversitesi tarafından yapılan kazılar sonucu, tarımın Avrupa'ya Kırklareli’nden gittiği ortaya çıktı.
İHA - Kazı çalışmalarında 2 büyük ev ve ilk çiftçilerin kullandığı kap kacak, aletler, besledikleri ve avladıkları hayvanlara ait çok sayıda kemik bulundu. Kazı alanında bulunan evlerin, Kırklareli’ne ilk gelen çiftçilerin kurduğu yerleşim yerini temsil ettiği açıklandı.
İstanbul Üniversitesi Araştırma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kırklareli İl Özel İdaresi ve Kırklareli Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilen kazı çalışmalarında, ilk tarımın ve ilk yerleşik hayatın Anadolu’da başladığı, daha sonra tarımın Kırklareli’ye gelerek Avrupa’ya açıldığı, ahşap mimarinin ilk olarak burada yapıdığı kalıntılarını ulaşıldı.
Kırklareli merkezinin güneyinde, Aşağı Pınar ile Kanlıgeçit mevkiinde kazı çalışmalarını sürdüren İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, “İlk tarım Anadolu’da başladı. Anadolu'da hayvanların evcilleştirilmesinden sonra, tarım Trakya’da Kırklareli’ne gelerek buradan da Avrupa’ya açılmıştır” dedi.
Kazı alanının çeşitli yerlerinde M.Ö. 6200 ile 4800 yılları arasındaki döneme ait çeşitli yapı kalıntıları ve buluntular ortaya çıkarıldı. 2013 yılı buluntuları arasında en ilginç olanın, M.Ö. 5200 yıllarına ait büyük bir adak çukuru olduğu kaydedildi. Adak çukurunda çok sayıda çömleğin yanı sıra, insan yüzü betimli özel bir kap ve bir aslana ait kemikler bulunduğu açıklandı.
Kazı çalışmalarında, Kırklareli’ne ilk gelen çiftçilerin Kırklareli'nde yerleşim yeri kurduğunu belirten Prof. Dr. Özdoğan, “Bu yılki çalışmalarımızda, bu döneme ait iki büyük ev ortaya çıkarılmış, ilk çiftçilerin kullandığı kap kacak, aletler, besledikleri ve avladıkları hayvanlara ait çok sayıda kemik bulunmuştur. Kırklareli’nin bu en eski çiftçi topluluğunun zaman içinde Tuna Havzası’na kadar yayılan uygarlığın öncüsü olduğu anlaşılmaktadır. Biz arkeologların 3 tane görevi vardır. Bunlardan bir tanesi bilgiyi üretmek. Yani burada olanların bilgisini ortaya çıkartmak, kültür tarihine kazandırmak. İkinci görevimiz bunu kamuoyu ile paylaşmak. Yani o bölgenin ekonomik, sosyal zenginliğine katkıda bulunacak hale getirmek. Son olarak üçüncü görevimiz de bunu gelecek kuşaklara aktarmak. Bizim burada ilgilendiğimiz alan tarımın başlangıcıdır. Bu, dünyadaki en büyük devrimdir. Çünkü o zamanlarda her şey tarımla beraber değişiyor. İlk tarım Anadolu’da başlıyor, Anadolu’da ortaya çıkıyor, gelişiyor. Anadolu’da tarım milattan önce 10 bin yılında başlıyor, 6 binlere doğru dünyaya yayılıyor. Burası tarımın Avrupa’ya gittiği yolun üzerinde. Burası bir yerde Anadolu’nun taşrası, Kırklareli’nde yeni bir biçim alıyor ve Avrupa’ya yayılıyor. Çiftçiler, Anadolu’da kurak ortamdan geliyor, taş ve kerpiç ile mimari yapıyorlar. Ama Trakya’ya geldiklerinde yağmur ve orman havası ile tanıştıklarından ahşap mimariyi ortaya çıkartıyorlar” şeklinde konuştu.
Yapılan kazı çalışmalarının yanında vatandaşlar, kazı alanında oluşturulan samanlık müzeler ile kazı alanından çıkan eski aletler ile ilk yerleşim düzenini anlatan maketlerle bilgilendiriliyor.
(ŞG-MK-SO-Y)