NEYSE O!

Yazar - HAYRİ AKPINAR

NEYSE O!  

 Hafta sonları Covid-19 ile beraber tatile çıkınca, ister istemez Kitap okumak, yazılı basın ve sosyal medyada gezinmekten başka yapacak işimiz olmuyor. Ev dediğin 3 oda 1 salon, 1000 odalı değil ya. Yarım saate turlayıp ziyareti bitiriyorsun.

         Özellikle gazete ve TV’lerde bertaraf olmamak adına herhalde herkes kendine bir taraf bulmuş ölümüne savunuyor. Kimsede ne hakkaniyet nede adalet karinesi kalmamış. Hele hele yazılı basında bilgisi yok fikri var yazarlarımız toplumu ayrıştırmada sınır tanımıyorlar. Bir Tarafın kalemli silahşoru olmuşlar.

         Eleştiriyi anlayabilirim, Ancak ahlaklı ve hakkaniyetli eleştiri oldursa. Sırf çamur at izi kalsın ahlaksızlığı ile yapılan anlaşılır gibi değil. Hayatında yazdığı konu hakkında 4 satır dahi okumamış ama her şeyi biliyor mübarek. Zaten cahilliğinde en güzel yanı her şeyi biliyor olmaları değil mi?

         Eğer gerçekten eleştiriye sebep olacak bir şey varsa, Her görüş, her kişi, her parti eleştirilmeli. Gazeteci ve sanatçılar meslekleri gereği doğal muhalefettirler. Bir kişinin ya da Parti liderinin bir konu hakkındaki görüşü yada tavrı doğruysa takdir edilir, bir başka konuda yanlış ise tenkit edilir. Nalıncı keseri gibi olmaz, olmamalı. Basının temel kuralı Gerçekçilik, hakkaniyet ve Ahlaktır.  Gazeteci gerçek Neyse onu yazmalı.

         *Kendi partisi içinde adaletli olmayan bir lider ülkeye adalet getireceğini söylüyor. Eleştirmeyecek miyiz?

         *Diplomasının sahte olduğu mahkemece karara bağlanmış biri Devlet bankası yönetim kurulunda görev yapıyorsa ayıplamayacak mıyız?

         *Ülkenin Sağlık Bakanı aylarca vaka ve ölümleri gizlediklerini açıklayınca, hiç yakıştı mı size demeyecek miyiz.

         *45 erkek çocuğa tecavüz edilmesi olayı üzerine, Üstelik Kadın bir bakanımız” Bir kereden bir şey olmaz” diyor Yuh demeyecek miyiz.

         *17-25 Aralık vakalarına sırtımızı mı çevireceğiz.

         *Parti başkanı ”Biz her türlü Milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız” derse ve Türk Milliyetçiliği ve Turancılığı siyasi doktrin edinmiş diğer parti lideri susuyorsa, biz kime ne diyeceğiz. “Köklerine sahip çıkmayanların, Dallarına tutunmayın” demeyecekmiyiz.

         *Bu vatan için canını feda etmiş Alevi ve Kürt vatandaşlarımızın şehit evlatlarının cenazelerine devlet erkanının katılmamasını nasıl açıklayacağız.

         İnançları yazmayı ve konuşmayı sevmem, Kendimde öyle bir hak olmadığını bilirim, ama saçmalayanları da es geçemem.

         *Biri çıkıyor Kızını okula gönderen baba cehennemliktir diyor, Biri Türbanlı bacılarımızı üniversitelere sokmadılar diyor. Bu ne yaman çelişki, Yetmezmiş gibi bir Profesör de çıkıp üniversiteler nerdeyse fuhuş yuvası gibi diyor ve sonrada Hanımıma Kadın doktor baksın diyebiliyor.

         *Diyanetin bir kurumu “Babanın 9 yaşından büyük kızına şehvet duyması haramlık oluşturmaz” diyor. Bunu Kime nasıl anlatacağız.

         *Diyanet başkanının “Zamanı geldiğinde dualarımız ile bu virüsü bitireceğiz” diyor, Neden şimdi dua edip bitirmedikleri merak konusu.

         Bu örnekler çoğaltilabilir  tabi, Yeri geldiğinde Tebrikte etmişiktir.

         *Karadeniz de Doğal gaz bulunduğunda Tebrik ve desteklerimizi de yazdık

         *Azerbaycan Halkına savaşta yardıma koşmamızı nasıl görmezden geliriz.

         *Akdeniz de Mavi Vatan çalışmalarına tu kaka diyecek halimiz yok.

         Gerektiğinde; Bu devletin tüm vatandaşlarını ayrıştırmadan eşit ve adaletli yöneten hangi siyasetten ve kimlikten olursa olsun hep yanında olmak bir Halkçılık görevidir.

         Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta(doğru yolu göstermede), bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, Hulâsa(özetle) bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.” Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.

 

                                                              

        

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 07:59 tarihinde yazdırılmıştır.