Lüleburgaz’da Golf Turizmi Yapılabilir mi?

Yazar - ÖZGÜR TERZİOĞLU

Lüleburgaz’da Golf Turizmi Yapılabilir mi?  

Lüleburgaz’da Golf Turizmi Yapılabilir mi?

Yerel Ekonomiyi geliştirebilmek, sıcak parayı kent sermayesine katabilmek, çeşitli meslek dallarını geliştirmek ve daha birçok sektörü canlandırabilmek adına “çim” üzerinde yapılan sporları düşünmeye başladığımda aklıma ilk gelen “Golf” oldu. Her ne kadar da futbol çimin üzerinde oynansa dahi ve ilk akla gelecek olanda o, fakat çim zeminli sporlar üzerine yatırım yapılması gerektiğini düşündüğüm için golf sahasının önemli olduğunu anlamalıyız. Birincisi lüks bir spor olduğu için kaliteli insanları kentimize çekebiliriz. Golf Turizminin altını gastronomi, moda, agro-kültür, fuar gibi diğer faaliyetler ile doldurduğumuzda (ki bu saydıklarım adına alt yapı çalışmaları kentimizde var. Bölgesel olarak ta uygun) ulaşım açısında da seçeneklerin artmaya başladığı bu dönemde kentimize ziyaretçi hedefi oluşturmak adına golf sporuna yatırım düşünülebilir. İkincisi çim zemin üzerinde doğal yaşam alanları içerisinde su kaynaklarımızı yönetebilmemiz adına da önemli bir turizm faaliyetinden bahsediyorum.

Neden Çim sporlarına yönelmeliyiz? Diğer yazılarımızda “Alternatif Şebeke”  sisteminden bahsetmiştik, suyumuzu yönetebilmemiz ve mevcut kaynaklarımızdan ekonomik kazanım elde ederken sürdürülebilir kaynak yönetimi için doğal döngünün sağlanmasına adına çim sporlarına yatırım yaparken, kentimizden götüren değil getiren bir yatırım anlayışını olgunlaştırmalıyız. Lüleburgaz’da golf turizmini geliştirirken diğer yandan otelcilik gibi lokanta, restoran, sauna, SPA, hamamların kalitelerinin artırılmasıyla hizmet sektöründe yeni istihdam alanları oluşmaya başlayacaktır. Özellikle zincir otellerin kentimize yatırım yapmasını sağlayabiliriz. Bacasız sanayii olarak bilinen turizm faaliyetlerine ilk adımı atabiliriz. Bu fikirle tamamen kentimizin en özeli olan “su” kaynaklarımızla ilişkili “çim sporları” üzerine yatırım yapmamız gerektiği anlaşılmalıdır. Bugün futbolda çim üzerinde oynanıyor, fakat bir futbol takımı kurarak süper lige çıkıp boy göstermenin maliyeti çok yüksek, fakat golf sporu gibi at yarışları için hipodrom yapmak futbol stadyumu yapmaktan daha akıllıca duruyor. Bunlar halk özelinde tepki de çekmeyecek hamlelerdir. Bölgemizde at yetiştiriciliğine teşvik sağlanabilirse eğer haralar için uygun bir coğrafyaya sahip olan Trakya’mızda Turizm yatırımlarını arttırabiliriz. Son dönemlerde bağcılık alanında önemli çalışmalara imza atan halkımız, şarapçılıkta olduğu gibi şarküteri ürünlerinde de başarılı işler çıkartabilirse eğer yerel turizmin gelişmesi adına saydığımız tüm alt başlıklar yapılabilir durmaktadır. Kaliteli, ticaret ile uğraşan, eğlenmeyi seven insanları kentimizde ziyaretçi olarak ağırlayabilmemiz için moda ve gastronomi faaliyetlerine yönelmeliyiz. Bugün kentimizde belediyemizin sosyal tesisleri arasında “Lezzet Akademisi”  etkin kullanılır ise ve özellikle “Kadın Akademisi” moda ve stilistlik okuluna dönüştürülürse eğer geleceğe yönelik büyük bir adamı atabiliriz. Kentimize kaliteli yaşayan, varlıklı insanları çekmeye başladığımızda “Sanat Akademisi” gibi bugün için verimli işler üretemeyen sosyal tesisler daha etkin kullanılabilir. Bu binaların aktive olabilmesi için onları destekleyen yatırımların yapılması gerekmektedir.

Lüleburgaz’ın master planını anlatmaya başladığımızda işe eğitim özelinden konuyu açmıştık. Turizm faaliyetlerini eğitim alanında devam ettirebileceğimiz gibi sağlıklı yaşam çalışmalarıyla Lüleburgaz’da bacasız sanayii geliştirilebilir. Eğitim için kentimizi ziyarete gelen ve kendi öğrencilerimizi diğer çim sporlarına yönlendirebilir, organik çeşitliliği artırılmış bölgelerde açık hava spor alanları oluşturarak su kaynaklarımızın dönüşüm ağını desteklemiş oluruz. Çim sporlarına yönelmek zincirleme bir kurguyu da hazırlamamız gerektiğini bizlere anlatmaktadır. Bahsinde bulunduğumuz açık hava çim sahaları kent içinde, kıyısında olduğu kadar köylerimizde de uygulanarak köyde yaşayan vatandaşların şehre göçmemesi ve yaşadığı yerde ekonomik anlamda rahatlaması içinde önemli çalışmalardır. Yaşadığımız coğrafyaya uygun, mevcut kaynaklarımızı etkin kullanabilmek adına doğru projeleri üretmeyi öğrenmeliyiz. Bizler %70-80 oranında yerel halkımıza kazanç sağlamayacak, işine yaramayacak projelere yatırım yaparak çağı yakalayamayız.          

                                                                                                              Özgür Terzioğlu

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 07:41 tarihinde yazdırılmıştır.