İŞÇİYE VE KÖYLÜYE VERDİĞİNİZ DEĞER

Yazar - ÖZGÜR TERZİOĞLU

İŞÇİYE VE KÖYLÜYE VERDİĞİNİZ DEĞER  

Siyasi söylemlerde ki sosyal işleri anlamaya çalışıyorum. Herhalde bazı açıklar anlaşılmaması için bazı kelimelerin başına ekleniyor. Mesela Lüleburgaz’da duraklara yapıştırılmış bir afişin üzerinde “sosyal gelişim” diye yazı okudum. Resimde türlü değişik işler var. Bu işlerle kaç kişi gelişebiliyor? Arada belediyemiz açıklama yapıyor; şu kadar kurs verdik, bu kadar eğlendik, peki; Geliştiğimiz nasıl anlaşılacak? Bilinmiyor ama deniyorlar. Deneyenler paylanıyor. Halkın çoğu anlamadan bazı şeyler paylaşılıyor. Kendi şahsıma kişisel gelişim konusunu irdelerken karşıma “sosyal gelişim” diye anlamsız şey çıktı. Emin olduğum bir şey var ki bunu yapan kişiler kendilerine “sosyal demokrat” diyorlar. Söylem ve eylemlere baktığımızda ortanın neresinde oldukları anlaşılmamaktadır.

Kısa bir hatırlatma yaparak sosyal demokratlığın ne olduğunu hatırlamaya çalışırsak eğer reformist bir grubun iş başında olması gerekmektedir. Yoksul doyuran değil yoksulluğu ortadan kaldırmak için mücadele eden bir anlayış olması gerekmektedir. Diğer yandan işçinin ve köylünün yani üreticiye destek olabilecek bir anlayışla plan hazırlanmalıydı. Son hazırlanan stratejik planı incelediğimizde bunların hiç birisini bulamıyorsunuz. Diyeceksiniz ki bu dediklerin hükümetin görevidir. İşçiler için iklimlendirilmiş, on dakikada olsa ihtiyaçlarını giderebileceği durakları bugüne kadar neden düşünmediniz? Ev kiraları gibi işçi ya da köylü çocuklarının eğitimleriyle ilgili ne yapıldı? Hele ki sosyal belediyecilik diye bir şey türemiş, durumu olmayan ailelere nakdî yardımlar, fatura ödemeler gibi yaşlı kimselere temizlik, yemek hizmetlerini yaptıklarını söylüyorlar. Tüm bu vatandaşı toplasan yüz kişi etmiyor. Yüzellibin kişilik güçlü kaynakları olan bir kentte yüz kişiye bakarak sosyal belediyecilik yaptıklarını iddia ediyorlar. Sizler siyasi grup olarak bırakın kamu kaynaklarını elinizi cebinize atsanız o kadar insana rahat bir şekilde bakarsınız. Gidin vakıf kurun ve o vakfı destekleyin bu halk o insanlara bakar. Siz bunu yapmıyorsunuz, kamu kaynakları ile prim yaparak siyasi rant elde etmeye çalışıyorsunuz. Bu şu anlama geliyor; insanlığın düştüğü durumdan pay çıkarmak. Ne acı. Hâlbuki bizler köy modeliyle üretimin planlanması için bazı çalışlarımızı paylaşıyoruz. Peki, sizler ne yaptınız? Traktörün arkasına geçip sürülü tarlaya tohum salladınız. Üretip yoksullara dağıtacağız diye bir de açıklama yaptınız. Sizler çiftçiye rakip misiniz? Benzer bir durum durak meselesinde yaşandı. İşçiler umurunuzda bile değiller.

Hayvan barınaklarının bile alttan ısıtmalı(doğal gazlı) olduğu kentimizde İşçilerin servislerine bindikleri duraklarda üşüyor. Yeri geliyor ıslanıyorlar. İşçiye verdiğiniz değer budur. Bunu sosyal demokratlar yapıyor. Söylemeye dilim varmıyor. Sosyal Demokrat olarak bu konu son yirmi yıldır hiç aklınıza gelmedi. Biz hatırlatalım; Lüleburgaz’da toplasınız işçilerin durak olarak kullandığı yoğunluklu bölge sayısı yirmi tane(tahmini) vardır. Bırakın kendi imkânlarınız ile durak üretmeyi yirmi tane iklimlendirilmiş, içerisinde büfesi olan ATM’si olan plazma ekrana reklam alabileceğiniz daha net olursak yaptığınız lüx duraklardan para kazanabilirsiniz. Diğer türlü sanayii de dört direk iki tahta durak yaptırmak daha maliyetli gelecektir. O sizin yaptıklarınızdan gelir elde edemezsiniz. Bir müddet sonra çürüyüp gidecekler. Bizim bahsettiğimiz projede ise duraklar kendilerini amorti ederlerken emin olun Lüleburgaz’da ki yoksul aileler, insanlar için de sürekli bir kaynak alanı oluşturulmuş olacaktır. Sosyal Demokratlık bunu yapabilmektir.

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 24 Kasım 2024, 21:41 tarihinde yazdırılmıştır.