Karun Kadar Zengin OlmakYazar - ÖZGÜR TERZİOĞLUAntik dönem Anadolu uygarlıkları incelendiğinde mitolojik hikâyelere ve o hikâyelerdeki kahramanların, tanrıların yaşam şekillerine inanarak yaşadıkları anlaşılmaktadır. Dönemin kültürel yapısı özellikle sanatı, mitolojik hikâyeleri açık bir biçimde anlatmaktadır. Günümüze kadar ulaşmış hikâyelerin içerisinden birçok söylence de dilimize yerleşmiştir. İşte “Karun Kadar Zengin Olmak” Lidya’nın son Kralı olan Krezüs (Kroisos)’un hikâyesinden günümüze kadar ulaşmıştır. Kroisos; Arap, Yahudi ve İran (Pers) mitolojilerinde “Karun” şeklinde anılmaktadır. Özellikle İslam kaynaklarında Musa soyundan geldiği söylenmekle birlikte “Sami” ırkından olduğu anlaşılmaktadır. Tabii son Lidya Kralının Karun’un hikâyesine ortak; Kral Midas bulunmaktadır. Kral Midas’ın ülkesi bugün Eskişehir, Kütahya ve Afyon illerini kapsayan “Frig vadisi” denilen Antik dönem tanımıyla Frigya bölgesindedir. Lidya ise tam olarak Gediz nehri havzasında ve küçük menderes civarlarında Manisa ve Uşak illerini kapsayan bir bölge olarak tanımlanmaktadır. Lidya ve Frigya iki komşu bölge olarak Antik çağın Anadolu Uygarlıklarını bizlere anlatmaktadırlar.
İnançlar özelinde hikâyelerle kahramanlar ve bölgeleri değişkenlikler gösterseler bile ya da iç içe geçseler dahi anlatılanlarla topluma verilmek istenilen mesaj genellikle ortak özelliktedir. Farklılıklar kültürel zenginliği ortaya çıkarsa da temelde aynı mesele üzerinden konuya girildiği anlaşılmaktadır. Karun hikâyesinde en vurucu sembolü “Altın” olduğunu biliyoruz. Bu sembol ticaretin kapısını açan anahtar niteliğindedir. Bugün dahi öyledir. Altına duyulan arzu ile elde edilen zenginliğin oluşturduğu duygu halini hikâyelerde gösteriş, abartılı olma, yüksekten bakmayla kendini diğer insanlardan ayırarak kibir halinin sonucunda helak edilme, perişanlık ve bu uğurda canından olma durumlarını elma sahiplerine yutturmaya çalışmaktadır. Aslında hikâyelerde değerli olan elmadır. Asıl olan bilgidir. Birçok mitolojide “altın elma” mevzusu işlenmiştir. Değerli olan hakikat bilgisine ulaşabilmektir. Bu sebepten gökten üç elma düşürülür ve birisi hikâyeyi dinleyene verilir. Elmanın hazmı mesajı alabilmekle ilgilidir. Hazım gerçekleştiğinde doğru yola girilecektir. Kişinin doğru yolda olabilmesi için hakikat bilgisine sahip olanlarla iletişim halinde olması gerekiyordu. Bir bakıma altında iletişim sembolü olarak hikâyelerde yer bulmaktadır. Altın Elma ya da Kızıl Elma olarak ta dile gelmiş sembolü “Babil Kulesi” hikâyesinde görebiliyoruz. Aslında hikâyeye elma ya da altın sembolü konulmamışsa da kulenin inşasıyla birlikte “Tanrının gizlerine ulaşmak” meselesi de bir bakıma hedefin(Elma) ne olduğunu bizlere hatırlatmaktadır. Burada da haddini aşmak ile sınırlarının bilincinde olmayan insanların nasıl cezalandırıldığı anlatılmaktadır. Babil Kulesi hikâyesiyle Karun’un durumu bir bakıma benzerlikler göstermekle birlikte iki hikâyede Semitik inancın içerisinde yer bulmaktadır. Özellikle vurguladıkları; bilgiyle gelen kontrolsüz gücün nasıl zehirli olabileceğidir.
Zenginliğin yolu (ticaret) doğru iletiden geçmektedir. Bin yıllardır iletinin sembolü “Altın” olmuştur. Bugün bile paranın karşılığı altındır. Mevduatımızda bulunan tüm paranın karşılığı altındır. Emeğimizin karşılığı altın değerinde belirlenmektedir. Para olarak ödenmektedir, fakat öyle gözüküyor ki ilerleyen zamanlarda altından daha değerli hale gelebilecek nesneler ya da adını bugün koyamadığımız değerler belirginleşecektir. Bu çalışmalarına başladılar. Ekonomiler geliştikçe ve iş hacimleri arttıkça kıt kaynaklı altın da tükenecek ve belirli rezervlerde biriktiği üzere değişim rolünde gelişimi destekleyemeyecektir. Bu durumun farkında olan insanlık kripto ya da dijital para kavramları üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırmıştır. Artık devletler bile bu yeni düzeni anlamaya çalışırken bazı devletler durumu kabullenip geleceğin bu tip çalışmalarda olduğuna karar vermişlerdir. Bugün için ön görebildiğim geçmişte olduğu gibi gelecekte de değişim aracını belirleyen en önemli unsurun “ileti” olacağıdır. Dünya da her şey değişir, fakat bazı nüanslar değişmez. Ufukta görünen en büyük ileti araçları; internet ve onun devamlılığını sağlayacak olan enerjiyle, işlevselliğini artıracak donanım ekipmanları yani ileri teknolojik yenilikler olacaktır. Yeni para düzeni “ileti” ekseninde değer görecektir. Bu sebeple kent tasarımları düşünülürken bahsinde bulunduğum düzen göz ardı edilmemelidir. Kentlere zenginlik böyle gelecektir. http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 05:16 tarihinde yazdırılmıştır. |