ÇÖKEN SİSTEMDİR SİZ YOL SANDINIZ

Uzun zamandır yerel yönetimin seçilmişleri Lüleburgaz adına bir dizi mücadeleye girişmiş durumda. Yerel gazetelerde olduğu kadar fısıltı gazetesinde de bu mücadelenin yansımalarını görüyoruz. Siyasetin cilvesidir ki her partide teşkilatlar ve üyeler bazında çalkantılar olur, kutuplaşmalar ve gruplaşmalar yaşanır.

Özellikle yaklaşan her seçim öncesinde yaşanan olağan bir durumdur bu. Etkin ve yetkin her kişinin çabası seçim takvimi belirlendiği anda da propagandaya dönüşür ve seçim gününe kadar devam eder. Seçimden bir gün sonra da bu süreç başa sarar.

Türkiye’de 20 yıllık olağan bir siyasi döngünün neticelendiği günlere gelmiş bulunuyoruz. Gerek ulusal ekonomi, gerek yerel ekonomi pek çok taşı yerinden oynatacak ve belki de önümüzdeki 4 ve 5 yıllık idari süreçlerde yeni kişilerle Türkiye yola devam edecek.

Böyle ateşli bir ortamda anketler, temaslar, görüşmeler, konuşmalar havada uçuşur. Özellikle parti disiplini ve hiyerarşisi yok sayılır. Bu tutum ve davranışın A partisi B partisi de yok zannımca. Şahsi ve amaç gayesi olan herkesin giriştiği bir iştir bu.

Oysa bunun çözümü basittir. Kapalı kapılar ardında, pastane ve kafe köşelerinde masa birleştirerek değil, basın ve halkın huzuruna çıkarak sokak sokak dolaşarak yapılır. Şayet özellikle bir konuda çalışmaya çok ihtiyaç duyuluyorsa, bunun da çözümü bellidir. Komisyon kurmak, çerçeveyi belirlemek ve sahaya inmektir. Belirli bir süreç neticesinde raporlar hazırlamak, bunu basına aktarmak, çözüm yollarını sumak ve sonraki dönemler için gereği üzerine çalışma takvimini belirlemek sonra da işe koyulmaktır.

Aksi takdirde Lüleburgaz adına yaşanan ve basına yansıyan ‘’tertiplenme’’ gibi girişimler, yazılarımda sık sık dile getirdiğim hizmet – minnet dengesini de etkileyecektir. Parti ve yerel idare hiyerarşisini hiçe sayan tertiplenmeler, sadece yerel iktidar sahibi olan partiye değil, yerel idareye ait kurumsal kimliğe de zarar verir. Bir şeyler yapmak adına panikle başlanan ve sonu gelmeyen çalışmalar yürütülür, karşıdan bakınca harika duran ama bir sorun olduğunda başka bir sorun yaratan hesapsız projeler yapılır.

Örneğin geçtiğimiz günlerde Lüleburgaz’da bir yaralıya ulaşmaya çalışan sağlık ekiplerinin içinde bulunduğu ambulans, Lüleburgaz Yıldızları Futbol Akademisi’ndeki fıskiyeli zeminin çökmesi sonucu oluşan çukura saplandı. Ertesi gün 8 Kasım Mahallesinde bir otobüs yol çökmesi yüzünden mahsur kaldı ve tonlarca su saatlerce boşa aktı. Daha önce de bir hastaya ulaşmaya çalışan ambulans, belediye meydanındaki Akademi’dekine benzer bir fıskiyeli alandan geçmek isterken zeminin çökmesi sonucu çukura düşmüştü. Yine bir forklift belediye meydanında da aynı şekilde düşmüştü.

Çoğu kişi olaylar üzerinden bakınca çökenin yol olduğunu zannediyor. Oysa ‘’çöken sistemdir siz yol sandınız’’ demek istiyorum.