YEREL YÖNETİMİN ENERJİ KRİZİ

Yazar - Ozan Akarsu

YEREL YÖNETİMİN ENERJİ KRİZİ  

Son günlerde başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki pek çok belediye, kamu binalarının ışıklandırılmasının son verilmesi ile başlayan bir tasarruf sürecine girdi. Örneğin Hannover kentinde enerji tasarrufu maksadıyla, kentin enerji tüketiminin yüzde 15'inin azaltılmasına karar verildi. Artık kentteki kamu binaları, yüzme havuzları ve spor tesislerinde sıcak su kesintisi uygulanacak, Kent meydanlarındaki çeşme ve fıskiyelerin kapatılacak, kamu dairelerinde ise oda sıcaklığı 20 derece ile sınırlandırılacak.

Yaz başında enerji güvenliği paketleriyle gündeme gelen Alman Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı, daha fazla yenilenebilir enerji için düğmeye bastı. Alman maliye bakanlığı ise Noel döneminde kamu çalışanlarının evden çalışmaya geçilmesini teklif etti.

Bununla birlikte diğer Avrupa ülkeleri de hızla tedbir almaya başladı. Slovenya, elektrik, doğal gaz ve kalorifer gibi ısıtma için kullanılan tüm enerji çeşitlerinde KDV indirimine giderken, Hırvatistan klimaların 25 derecenin altında tutulmaması başta olmak üzere pek çok tasarruf şartı getirdi. İtalya ve İspanya 1 Mayıs itibariyle klimaların 27 derecenin altında çalışmasını yasaklamıştı. Fransa’da ise klima çalıştıran iş yerlerinin kapılarını açık tutmasının yasaklanacağı açıklanmıştı. İsviçre’deki Federal Konsey, ülkenin ana yollarına dağıtılan boş alanlarda yenilenebilir enerji üretimine izin vermek için değiştirdi. Böylece 100 Gigawatt enerji üretmeyi hedefliyor.

Anlayacağınız gibi Avrupa enerji krizinin etkilerini azaltmak için önlemler alıp, alternatif enerji üretimi konusunda ciddi adımlar atmaya çalışıyor. Böyle bir ortamda Söz konusu krizin Türkiye’ye yansımaları elbette olacaktır. Türkiye’de de şimdiden hangi tedbirlere başvurulacağı üzerinde durulmalı ve gerektiği zaman uygulanmak üzere önlem paketleri hazırlanmalıdır. Çünkü enerji krizinin önüne geçmenin tek yolu vardır, o da dışa bağımlılığı azaltıp kendi öz kaynaklarını en verimli şekilde kullanmaktır.

Türkiye’deki pek çok yerel yönetim, bugün yaşanan sorunları önceden görmüş, bu belirsizlik ortamında sürdürülebilir Enerji Eylem Planlarını oluşturmuş ve raporlar halinde kamuoyuna paylaşmıştır. Bu bağlamda Lüleburgaz adına karar veren yöneticilerin, iklim adaptasyonu ve sürdürülebilir enerji adına eylem planlarının detaylarını çok merak ediyorum. Mesela Lüleburgaz’da elektrik talep gelişimi hakkında bir çalışma yapıldı mı? Çünkü enerji krizini çözmek için bilmemiz gereken en önemli veri, elektriğe duyulan taleptir. Buna karşılık bizim enerji üretim potansiyelimiz ne durumdadır ve bununla ilgili hangi çalışmalar yapılmıştır?

Belki tarihte bir ‘’Enerji Krizi’’ ile özdeşleşecek olan 2022 kışına doğru giderken, 2021 sonbaharında yazdığım ‘’Lüleburgaz İçin Yenilenebilir Enerji’’ başlıklı yazımda yazdıklarımı hatırlatmak istiyorum.

‘’Lüleburgaz Belediyesi de Türkiye’deki pek çok belediye gibi yenilenebilir enerji alanında yürütülen çalışmalara katılmalı ve başarılı bir şekilde uygulanan modelleri Lüleburgaz halkıyla buluşturmalıdır.’’

Özellikle yerel yönetimin enerji krizi kapıya dayanmışken…

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 26 Haziran 2024, 14:09 tarihinde yazdırılmıştır.