1-ABDULHALIK GÜCDEVANİ: Altın silsilede 10. Sırasında. Buhara’ya 50 km uzaklıktaki Gücdevan köyünde doğdu. Kabri aynı köydedir. Babaları Malatya’dan Orta Asya’ya göç etmişlerdir.
2-ARİF RİVGERİ: Altın silsilenin 11. Sırasında. Rivger köyünde doğdu. Aynı köyde vefat etti. Oraya defnedildi.
3-MAHMUT İNCİRFAGNEVİ: Altın Silsilenin 12. Sırasında. Gücdevana bağlı İncirfagne köyünde doğdu. Mesleği sıvacılıktı. Cehri (açık) zikir yapardı. Sebebi sorulduğunda; gafillerin uyanması için derdi.
4-ALİ RAMATANİ: Altın Silsilenin 13. Sırasında. Buhara’ya bağlı, Ramaten kasabasında doğdu. 130 yıl yaşadı.
5-MUHAMMED BABA SEMMASİ: Altın Silsilenin 14. Sırasında. Muhammed Nakşibendi’nin manevi babasıdır.
6-SEYİT EMİR KÜLAL: Altın silsilenin 15. Sırasında. Peygamber Efendimizin(as) neslindendir. Külal: Çömlekçi demektir. Gençliğinde pehlivandı. Baba Semmasi kendisini Muhammed Bahaeddin Şah-ı Nakşibendi’yi yetiştirmekle görevlendirdi.
7-MUHAMMED BAHAEDDİN ŞAH-I NAKŞİBEND: Altın Silsilenin16. Sırasındadır. Nakş-ı Bend: Kalplere Allah aşkını nakşettiği bu unvanla anılmıştır. Babasının, dedesinin ve kendisinin de adı; Muhammed’tir. Hz. Hüseyin(ra)’in torunu olduğu için seyit tir.
Tasavvufta altın silsile Peygamberimiz(as)le başlar. Ebu Bekir(ra), Selman-i Farisi(ra), Kasım b. Abdullah(rah) ve Cafer-i Sadık(rah) ile devam eder. Bu mübarek zatların tamamı 33 kişidir. Yukarıda ismi geçen yedi zat 1100 lü yıllardan sonra Buhara ve civarında yaşamışlardır.
Tasavvufun öncü isimlerinden Hoca Ahmet Yesevi Kazakistan’ın Türkistan kentindedir. Türbesi ölümünden 200 sene sonra Timur tarafından inşa edilmiştir. Ahmet Yesevi 63 yaşına gelince Peygamber Efendimiz(as) o yaşta vefat ettiği için, O’ndan daha fazla güneşi görmeyi hak etmediğini düşünerek, toprak altında, 4 metre derinlikte, 18 odalı bir ev ve mescit yaptırmış, talebelerini burada okutmuş ve Divan-ı Hikmet isimli kitabını burada yazmıştır. Ömrünü o evde tamamlamıştır.
Orta Asya’da bulunan bazı şehirler Buhara, Semerkant, Taşkent… Gibi, tarihin belli bir dönemlerinde yönetimlerin, ticaretin, sanatın, edebiyatın mimarinin, tasavvufun merkezi olmuşlar. Önemli birikimleri geçmişten bugüne taşımışlardır. Özbekistan notları serimiz burada sona erdi. Hayırlı Cumalar dilerim…