AHLAK KAYBININ SONU

    Kötülüklerin teşvik edildiği, iyiliklerin engellenmeye çalışıldığı bir devirde yaşıyoruz.  Yıkmak; yapmaktan daha kolay, insanları ilim, ahlak, edep, erdem sahibi yapmak, terbiyeli, ilkeli, değerlere saygılı halde yetiştirmek için çok emek vermek gerekiyor. Öbür taraftan insanların ahlakını bozmak, ilkesiz, saygısız hale getirmek isteyenlerin işi hayli kolay… Şeytan ve nefis zaten daima kötülüğü arzular. Teknolojik imkânlarda bu istikamette kullanılıyor.  Bazı ahlaksızlarda insanların zaaflarından menfaat devşiriyorlar.

     Aile mefhumun küçümseyenler, nikâhsız beraberlikleri teşvik edenler, çıplaklığı ve fuhşu özendirenler, hem Allah’a, hem de insanı insan yapan değerlere savaş açanlardır. Herkes Lût kavminin ibretli sonundan ders çıkarmalıdır.

-“Şüphesiz ki Allah adaletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı görüp gözetmeyi emreder. Her türlü hayâsızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünüp ders almanız için size böyle öğüt verir.”[1]
-“Fuhşun, gizlisine de açığına da yaklaşmayın.”[2] Buyuran Yüce Allah’tır.
-“Zina ve riba bir yerde çoğalırsa, o yerin halkı, belaya maruz kalır.”[3]
-“Zina fakirlik getirir”[4]  Buyuran Rasûlüllah(as)tır.
-“Kızın en değerli çeyizi namusudur.” diyen Fatıma(rah) annemizdir.

     Evlatlar kız ya da oğlan küçük yaşta veya evliliğin sorumluluğunu taşıyamayacak bir olgunlukta değil ise, evlendirilmemeli. Bununla beraber, evlilik dışı ilişkilerden korunmalı. Evlenene kadar gayr-ı resmi, gayr-ı meşru eşlerinin olmasına da göz yumulmamalı. Onlara erdemli, ahlaklı, namuslu bir fert olmanın en büyük zenginlik olduğu öğretilmeli. Nikâhtaki keramet ve bereket, huzurlu bir aile yuvası insanın dünyadaki cenneti olduğu anlatılmalı.

Ahlak kaybını, manevi değerlerin kaybını, adalet kaybını, merhamet kaybını, nesillerin kaybını umursamayan toplumlar, sonunda dünyalıklarla imtihan edilir. Tüm maddi varlıkları da değersizleşir. Hem dünyada, hem ahirette kaybederler ve hüsrana uğrarlar.  

Hayırlı Cumalar…