ÖZELLEŞTİRME SORUNSALI

Yazar - Ozan Akarsu

ÖZELLEŞTİRME SORUNSALI  

Son haftalarda Lüleburgaz’daki Üçgen Park, Pancar Bölge Şefliğinin satışı ile başlayan özelleştirme sürecine karşı koyulan tepkinin bir merkezi haline gelmiş durumda.

İmza kampanyasına halkın desteği sürerken, siyasi partilerden teker teker konuyla ilgili açıklamalar geliyor. Özelleştirmeye karşı olan her partinin açıklamalarındaki ortak nokta, söz konusu alanın amacına uygun bir şekilde Lüleburgaz halkına kazandırılıp, ranta kurban gitmemesi şeklinde oluşuyor.

Ayrıca bütün açıklamalarda olmasa da Yerel yönetimin iktidarına sahip ülkemizin ana muhalefet partisinin mensuplarının önceki yıllarda özelleştirme yönündeki açıklamalarına da dem vuruluyor. Örneğin "Alpullu Şeker satılmasın!" mitingi döneminde "Paramız var biz satın alırız." Diyenler bu özelleştirme furyasının akıbetini nedense göremedi. Haliyle herkes o günden bu güne ne gibi tedbirler alınabilirdi ama alın(a)madı bilmek istiyor.

Bugüne kadar Üçgen Parkta pankartın altında, peşi sıra çalan birkaç devrimci şarkının eşliğinde oturup Şefliğin halka geri döneceğine inananları tebrik ediyorum. Alpullu Şeker Fabrikasının satılma sürecinde sergilenen direnişin akıbetini gördüğüm için ben ister istemez karamsarlaşıyorum. Çünkü o dönemde satışa engel olamasa bile bir yerel yönetimin, sonraki satışların önüne geçmek için ciddi adımlar atması, adımlarını yüksek sesle duyurması ve halka ait olan kamu alanları için örnek projelerini sunması gerekirdi.

Arada sırada ‘’alan halka kazandırılırsa şu olacak bu olacak’’ diyenleri görüyorum. Pancar şefliği kurtarılması gereken bir bölgedir ama alan, halka kazandırılırken projenin dikkatle oluşturulması gerekir. Bu da en başta başlı başına bir finans kaynağı gerektirir. Şayet bugün söz konusu alan Belediye’ye devredilse Belediye buraya ne zaman ve ne yapabilecek? Haliyle alelacele söylemler konunun ciddiyetini ve önemini derinden sarsacak.

Bu yüzden bu sürecin hukuki, finans ve mimari boyutu farklı ve işin uzmanı çevrelerce ele alınmalı, açıklamalar da ona göre sistemli olmalıdır. Ayrıca sosyal medyanın gücü kullanılmalı, Belediye tarafından izletiler hazırlanmalı reklam bağlantıları şeklinde halkın karşısına çıkmalıdır. Aynı şey özelleştirme kuyruğunda olan diğer alan ve yapılar için de yapılmalıdır.

Ülkemizde hemen her yıl bir özelleştirme ve kamulaştırma süreci ses getiriyor. Örneğin İstanbul’da İBB ek hizmet binalarının bulunduğu Kartal’daki hazine arazisinin özelleştirilmeye açılması, Ankara’da bir zamanlar özelleştirilmiş olan ABB eski iştiraki Belbeton’un kamuya devredilmesi süreci mahkemeye taşındı. Bu tür konulara vakıf olabilmek için her vatandaş süreçleri takip etmeli.

Son olarak eklemek isterim ki, genel ve yerel iktidarın karşısındaki partilere bu süreçte bir başka iş daha düşüyor. Bir tarafta özelleştirenler, diğer tarafta kamulaştıramayanlar. Onlar her iki kesime de yeri geldiğinde hesap sormak durumundalar. Eğer Pancar Şefliği mahkeme ile kurtarılamazsa, başta Lüleburgaz halkını ve İYİ Parti başta olmak üzere, genel – yerel iktidar dışındaki partileri uzun bir düşünce ve eylem sürecine davet ediyorum.

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 08:56 tarihinde yazdırılmıştır.