SENİN İLETİŞİM DİLİN HANGİSİ? Dilin Bölgesel Kimliği, Dilimizin Kimliği Olur ya da OluverirYazar - Kader EkizTürkçe öğretmeni olarak atandığım Ege Bölgesinin İzmir ilinde ilk görev yılımdı. Türkçemin bölgesel ve yöresel söyleyiş farkını profesyonel olarak ilk idrak ettiğim andır. Trakya’da doğmuş, büyümüş ve oranın şivesini konuşmuş bir insan olarak dilimin kimliğim olduğunu anladığım bir olaydır şimdi anlatacağım kısa hikayem. Hasan adlı öğrencime bir soru sormak istedim. Kalk Hasan soruyu cevapla evladım, dedim. Hasan gözlerimin içine bakıyor sanki beni duymuyordu. Evladım niye cevap vermiyorsun, diye sordum. Çocuk, benim adım Hasan değil, dedi. Sınıf listesine baktım, adı Hasan’dı. Listede Hasan yazıyor, dedim. Öğrencim benim adım “Asan” değil “Hasan” dediğinde o an gerçekle yüz yüze kaldım. O an Trakya Bölgesindeki “H” harfini kullanmama sorunu belki Trakya’da bir problem değildi ancak Ege Bölgesinde bir problemdi. Kimliğimizi ele veriyor sanki uzaktan tanınırlığımızı arttırıyordu. Dili konuşurken dikkat etmemiz gerektiğini anladığım ilk olaydır hayatımda.
Yine dil yolculuğumdaki kafa karışıklığım yaklaşık dokuz yıl sürdü. Dili anlamam, dile ayak uydurmam, kullanılan şivesel, bölgesel farklılıklar, bunlara yüklenen bölgesel anlam farklılıklarını anlamam gibi. Trakya Bölgesinde yaşamış her insan gibi ben de bölgemde konuşurken basit fiilleri kullanırım. “şunu yaptım, bugün”, “ne yapıyorsun?” gibi. Ancak Ege Bölgesinde İzmir’de ve Aydın’da evlendiğim ilk yıllarda bir yaz tatilinde eşimin akrabaları ile olan sohbetlerini anlamak için fazlasıyla gözlem yapıyor, dili kullanış biçimlerini anlamaya çalışıyordum. Bu süreçte gördüğüm ve fark ettiğim Ege Bölgesi insanının kurallı birleşik fiil dediğimiz “yapıvermek, gidivermek” gibi fiilleri konuşma dilinde sıklıkla kullanmasıydı. Trakya’da yetişen bir insanın “git şunu al” derken Ege insanının “şunu alıver” dediğini fark ettim. Bu verdiğim örnek günlük hayattaki birçok farklı ifade biçimlerinden sadece bir tanesidir.
Bizler Trakya’da “halamlara gidiyoruz” derken onlar Ege’de “halamgile gidipduruz” diyorlar. Bu da gördüğüm diğer bir örnek. Yani “-ler” eki bile “-gil” ekine dönüşmüş. İlginç olan ise dilin gittiği coğrafyaya, bölgeye uyum sağlaması ve insanların farklı bölgelerde yaşadıklarında aslında doğup büyüdüğü çevrenin diline yaşadığı çevrenin dilini de katmasıdır. Dilin farklı kullanışlarından etkilenmememiz ya da dilin bizi etkilememesi imkansız. Hiç farkına varmadandilin bölgesel kimliği dilimizin kimliği olmuş ya da “oluvermiş”. http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 08:45 tarihinde yazdırılmıştır. |