Adamın biri evinde otururken, birden gür bir sesle irkilir:
–“Mehmet Efendi! Mehmet Efendi!
Mehmet yerinden fırlayıp, pencereye koşar, Avlu kapısına doğru bakar. Birde ne görsün. Omuzlarında silahlar, kapının önünde jandarmalar dikiliyorlar. Onları görünce, heyecandan eli ayağı titremeye başlar Ve:
-“Buyurun ne istediniz? Diye sorar. Jandarmanın birisi:
-“Biz kasabadan geliyoruz. Yarın hakim bey seni mahkemeye bekliyor. Haber vermeye geldik”. Der.
Jandarmalar bu haberi getirdikten sonra, Mehmet efendiyi bir telaş alır. Durduğu yerde
duramaz.
-“Ya hu hâkim bey beni niye çağırıyor? Benim ne suçum olabilir? Benim mahkemeyle ne işim olur?” Demeye başlar. Derken, evinden dışarı çıkar. Arkadaşlarını dolaşmaya başlar. Arkadaşının birine gidip yalvarırcasına:
-“Dostum bugün bana jandarmalar geldi. Hâkim bey seni yarın mahkemeye çağırıyor. Dediler. Ben şimdi ne yapacağım. Düşünüyorum acaba ne ile suçlanıyorum. Aklıma bir şey de gelmiyor. Dostum aklıma sen geldin. Yarın sende benimle gelsen de benim için mahkemede şahitlik yapsan olur mu?” Der. Arkadaşı:
-“Olur gelirim.” der. Mehmet Efendi birazcık nefeslenir. Ama yine rahat değildir. Başka bir arkadaşına gider. Durumu anlatır. Kendisinden mahkemede şahitlik yapmasını ister. O da: -“Tamam gelirim.” Der. Biraz daha rahatlar. Ama ne olur, ne olmaz bir kişi daha bulayım der. Diğer bir arkadaşına daha gider, olanları anlatır. O nu da mahkemede şahitlik etmesi için çağırır. O da:
-“Tamam gelirim.” Der. Mehmet Efendi yine de geceyi yarı uykusuz, düşünceli olarak geçirir.
Sabah olur. Kendisine şahitlik yapacak arkadaşlarına seslenir. İkisi gelir, ama birisi:
-“Ben gelemeyeceğim.” der. Çaresiz İki arkadaşı ile kasabaya giderler. Adliyeye varırlar, sıralarını beklerler. Mübaşir Mehmet efendiye mahkeme salonuna girmesi için seslenir.
Tam mahkeme salonuna girecekleri sırada, bir arkadaşı daha:
-“Ben seninle mahkeme salonuna giremeyeceğim.” deyip dışarıda kalır. Mehmet Efendi mecburen tek arkadaşı ile mahkeme salonuna girer.
Peygamberimiz(as) buyurdular ki:
-“Ölen kişiyi üç şey takip eder. I- Aile efradı, 2- Malları, 3- Amelleri (yaptığı işler). Bunlardan ikisi geri döner. Amelleriyle baş başa kalır.”
Kıssadan hisse: Her insan kabre kendisi girecek, mahkeme-i Kübra’nın yegâne hâkimi Allah’tır. Her kişi sorulacak sorulara kendisi cevap vermek zorunda kalacaktır. İmanı ve güzel amelleri orada kişinin en sadık yoldaşı olacaktır.
Birinci arkadaş kişinin malı idi, dünyada varislere kaldı. İkinci arkadaş; kişinin aile efradı ve komşuları idi. Onlar da kabir kapısına kadar geldiler. Adamı defnettiler, geri döndüler. Üçüncü arkadaşı ise, Adamın imanı ve ameli idi. Kişi bunlarla baş başa kaldı.