ERDOĞAN KILIÇDAROĞLU’NU İSTİYOR.

Yazar - Metin ATLI

ERDOĞAN KILIÇDAROĞLU’NU İSTİYOR.  

 Biz nasıl bir ülkeyiz?  Bugün Afrika’da kabile reisi seçiminde bile bu rezillikler olmaz. Bütün dünya da baş haber olduk. İş insanları, müdürler yurtdışına gidiyorlar. Yurtdışından buraya iş insanları geliyor. Toplantılar olurken mutlaka ülkenizde neler oluyor, bu İmamoğlu olayı nedir diye soracaklar. Bizimkiler de ‘Sayın Hans aslında bizde demokrasi var da, adaletimiz biraz garip işliyor gibi görünebilir ama biz de aslında adalet var da, hık ta mık ta…” O kadar zor bir durum ki. Ülkeni kötülemek te istemiyorsun, ama savunamıyorsun da. Türk halkı bunu desteklemiyor demeye kalksan bunu yapan parti hala bu ülkede en çok oyu alıyor. Gerçekten biz nasıl bir ülkeyiz?

          3 hafta önce ‘İmamoğlu’na siyasi yasak’ diye yazı yazmıştım.  Yazımdan sonra çok kişiden ‘Bir şey olmaz, yasak getiremezler, korkutmak için yapıyorlar, bu kadar da ciddiye alma’ gibi cevaplar geldi. Halbuki durum ciddiydi. Ne zaman ki ceza veremem diyen hakimi davadan aldılar, yerine başka hakim atadılar işte o zaman bunun olacağı belli olmuştu. Olayı ciddi gördüğüm için o yazıyı yazmıştım.

         Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gündemde Erdoğan’a rakip 3 aday var. Mansur Yavaş, Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu. Akşener “Aday olmayacağım” dedi diye onu yazmadım. Hangisi olmalı diye sorarsanız buna tek bir cevabım var. Erdoğan’ın karşısına kim aday olursa olsun ben onu destekleyeceğim. Böyle ülke mi yönetilir. Erdoğan haricinde kim gelirse gelsin biraz demokrasi, biraz adalet olur. Bu kadarına bile razı olur hale geldik.

         Duygusallığı bırakalım. Olaya bilimsel bakalım. Siyasetin bilimi de anketlerdir. Anketlere göre İmamoğlu ve Yavaş  Erdoğan’a fark atıyor. Kılıçdaroğlu da önde ama fark az. Seçilmesi riskli.  6’lı masa Kılıçdaroğlu’nun seçilme şansını yüksek görmüyor. “Seçilebilecek aday olmalı” diyorlar. Özellikle Akşener Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı. Son gelişmelere baktığımız zaman İmamoğlunun aday olması ön plana çıkmaya başlamıştı. Bunu gören AKP,  İmamoğlu’nun önünü kesti.

          Aslında AKP yaptı dersek yanlış olur. Çünkü AKP diye bir parti kağıt üzerinde var. Fiiliyatta böyle bir parti yok. Kararlar Meclis’te değil, Saray’da alınıyor. Tüm kararlar Erdoğan ve Saray’daki danışmanları tarafından alınıyor. AKP’li milletvekilleri de  bizim gibi olayları televizyonlardan öğreniyorlar. Onların görevi karar almak değil, alınan kararı her ne olursa olsun savunmak. Çok zor bir görev. Şimdi ne olursa olsun İmamoğlu kararını savunmak zorundalar. Bu durumlara düşmek normalde bir insanın içini acıtır.  Düşünüyorum da bizim asla yapabileceğimiz bir şey değil. Allah yardımcıları olsun.

        Benim şahsi görüşüm şu. Erdoğan,  Yavaş ve İmamoğlu karşısında hiç şansı olmadığını görüyor. O rakip olarak Kılıçdaroğlu’nu istiyor. O aday olsun istiyor. “Belki o zaman seçimi kazanabilirim” diye düşünüyor. Bence bu hamlelerle Kılıçdaroğlu’nu aday olmaya zorluyor. O yüzden Kılıçdaroğlu değil ahmak demek, ağzına ne gelirse söylesin ona yasak gelmez. Pekiyi “Mansur Yavaş nasıl ekarte edilecek?” Bilmem. Göreceğiz. Zaten aday olma konusunda pek te istekli görünmüyor, belki aday olmayacak.  İmamoğlu istekliydi ve bunu belli ediyordu. Ama Erdoğan şunu atlıyor. Bu İmamoğlu olayından sonra çok kişi Erdoğan’ın karşısına kim çıkarsa çıksın ona oy verecektir. Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun seçilme şansı da epey arttı. 

         Şimdi yine bir çok kişi Kılıçdaroğlu’na karşı olduğumu düşünecek. Hayır böyle yazmamın sebebi bu değil. Kılıçdaroğlu pek çok hamle yaptı. 3 Aralık’ta yaptığı ekonomi toplantısını çok olumlu bulduğumu da yazdım. Ama henüz beklenen farkı bir türlü yaratamadı.

          Şimdi asıl konuya gelelim. Bundan sonra ne yapılmalı? İmamoğlu’nun cezası henüz kesinleşmedi. İstinaf Mahkemesi var, Yargıtay kararı var. İmamoğlu’nun aday  gösterilmesin de bir sakınca yok. Eğer adayların son başvuru tarihinden önce cezası kesinleşirse aday olamaz. Sonra olursa aday olabilir ve seçime girebilir. Ama siyasi yasak gelirse ve seçilirse mazbatası verilmez. YSK Başkanının açıklamasına göre bu durumda mazbata ikinci olan Erdoğan’a verilmiyor. Seçim ikinci turda referanduma dönüyor. Erdoğan’a evet veya hayır oyu veriliyor. Evet oyları yüzde  50’yi geçemezse iş başa sarıyor ve seçim 45 gün içinde tekrarlanıyor.

          YSK Başkanı böyle açıklıyor ama o normal yasayı anlatıyor. Pekiyi ülkemiz de normal yasalar uygulanıyor mu? Biz mazbatayı ikinci olan Erdoğan’a verdik derler mi?  Olmaz olmaz demeyin. Burası Türkiye.  Düşünüyorum da. Yahu biz nasıl bir ülke olduk. Biz nasıl bu hale geldik?

         Pekiyi herkes aday olsa ne olur. 6’lı masa liderleri hepsi partilerinden aday olsa. Yavaş ve İmamoğlu bağımsız aday olsa ne olur. Bu durumda Erdoğan ilk turda zaten kazanamaz.  İkinci tura da halk kimi isterse o çıkmış olur. Daha demokratik olmaz mı? Bilmem. Düşünmek lazım. Hem de ciddi düşünmek lazım.

     

          

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 25 Kasım 2024, 07:08 tarihinde yazdırılmıştır.