Zekât: Dinen zengin sayılan kimselerin, ibadet niyeti ile belirli kişilere vermesi gereken mal veya para miktarını ifade eder. Kelime manası: Çoğalmak, temizlemek demektir. Şu kişilere farzdır;
-Müslümanlara,
-Akıl –baliğ olanlara,
- Zenginlere (mali yönden nisaba (ölçüye) ulaşanlara),
- Malı üreyici (faydalı) olanlara,
-Mala sahip olduğu andan itibaren üzerinden bir yıl geçenlere,
- Asli ihtiyaçları (evi, iş yerindeki tezgâhları, giyecekleri…) hariç fazla malı olanlara.
Nisap; Zekâtla yükümlü olmak için esas alınan zenginlik ölçüsüdür. Bu ölçü; (80.18 gr) altındır. Hayvanlarda ölçü; devede 5 adet, sığırda 30 adet, koyun ve keçide 40 adettir.
Zekâtın kimlere verileceği Kur’an-ı Kerim’de ayrıntılı şekilde açıklanmış ve Allah şöyle buyurmuştur: “Sadakalar (zekâtlar), Allah'tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslam'a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihat edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Zekât; Ana- babaya, dede- nineye, evlatlara, torunlara verilmez. Çünkü bu kişilere bakmakla mükellefiz. Dayı, amca, teyze, hala ve bunların evlatlarına fakir ve Müslüman olmak şartı ile verilir. Fakir olan akraba ve komşular ilk önce tercih edilmelidir.
Zekâtın ramazan ayı ile ilgisi yoktur. Ama ramazan ayı on bir ayın sultanı, mübarek bir ay olduğu için halkımız bu ayda zekâtlarını vermeyi tercih edebiliyorlar.
Fitre; Ramazan ayına mahsus mali bir ibadettir. Zekât kimlere farz ise, fitre onlara vaciptir. Zekât kimlere verilirse, fitreler de aynı kişilere, ramazan ayının herhangi bir gününde verilir. Hastalık sebebiyle oruç tutmayanlarda zengin ise, vermek zorundadır. Ailede kaç birey varsa, o kadar sayıda verilir. Bedenimizin, sağlığımızın, Allah’ın verdiği nimetlerin karşılığı olarak, bir şükür ifadesidir. Miktarı her sene farklı açıklansa da, fitre ile fakir bir kişi, iki öğün (sahur, iftar) karnını güzelce doyurabilmelidir. Onun için imkânımız ölçüsünde, miktarı yükseltmeliyiz.
-Zekât, İslam’ın köprüsüdür. Müslümanların birbirine yardımları, ancak zekât köprüsü üzerinden geçmekle yapılır. Kur’an’da:
-“Allah rızkı vermekte bazınızı bazınıza üstün kıldı." buyuruluyor. Bütün insanların aynı seviyede gelir sâhibi olmaları imkânsızdır. Allah fakirin rızkının bir kısmını zenginin malına koymuştur.
-Zekât, toplumda zengin ile fakir arasındaki uçurumları, farklılaşmaları ortadan kaldırır.
-Zekât insanı mal hırsından ve cimrilikten uzaklaştırır. Bu sayede kul Allah'a yönelir ve sadece dünya için değil ahiret hayatı için de çalışır.
-Zekât veren ve alan arasında sevgiye, saygıya vesile olur. Sosyal hayatı ve toplum barışını olumlu yönde etkiler.
-Zekât malın sigortası ve bereket vesilesidir.
-Zekât vermekle mal eksilmez, temizlenir. Ağaç budanınca daha iyi meyve verir.
Hayırlı ramazanlar. Cumanız mübarek olsun.