RAMAZAN BAYRAMI

Yazar - Ahmet Bostancı

RAMAZAN BAYRAMI  

Allah’a şükürler olsun ki, bir mübarek ramazan ayının sonuna geldik. Bayrama kavuşmak üzereyiz. Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan, içerisinde Kur’an’ın indiği, bin aydan daha hayırlı, mübarek kadir gecesini barındıran, on bir ayın sultanı ramazan-ı şerifle vedalaşıyoruz. Umudumuz odur ki mahşerde ramazan ayı bizden şikâyetçi değil, şefaatçi olsun.

-“Ya Rab! Bu kulun ramazanda oruç tuttu, Kur’an okudu, namaz kıldı, fitre verdi, hayır hasenat yaptı, garipleri sevindirdi. Ben ondan memnunum, bu kulunu “Reyyan” (oruç tutanların cennete gireceği kapı) kapısından, özel muamele yaparak cennetine kabul et!” 
Diye hakkımızda şahitlik yapsın, bize dua etsin, şefaatte bulunsun. İnşallah bunu hak etmişizdir. İşte o zaman bayramımız bayram oldu demektir.
İnsan içinde bulunduğu nimetlerden, sudaki balık misali haberi dahi olmaz. Aslında her geçen güzel gün, gözümüzün görmesi, kulağımızın işitmesi, sağlığımız, aldığımız- verdiğimiz nefes, sevdiklerimizin varlığı, vatanımızın, ülkemizin dirlik -düzeni, daha neler neler. Bütün bunlar bayram tadında güzel nimetlerdir. Ancak elden giderlerse kıymetini anlarız. Allah Teâla: “Benim size verdiğim nimetleri saymaya gücünüz yetmez.”[1] Buyuruyor. İşte bu nimetlere teşekkür borcumuz var. Nankörlük edersek bir gün tüm bunlar elimizden uçup gider.

 Allah’ı bilmek (marifetullah) bayramdır. İnsan olduğumuzun farkına varmak bayramdır. Sevdiklerimizle beraber olmak bayramdır. Küslerin barışması bayramdır. Kucaklaşmak bayramdır. Hastaların ziyaret edilmesi, yaşlıların hatırının sorulması onlara bayramdır. Çünkü onların gözleri yollardadır. Torunlarını çocuklarını beklerler. Ziyaretçileri gelirse onlara bayramdır. Bir hadis-i şerifte: “Siz ramazandaki güzellikleri bilseydiniz, tüm senenin ramazan olmasını isterdiniz.” [2] Buyruluyor.
Ramazan ihya edilmeden, bayramın tadına varılamaz. Yaşamak lazımdır.  
Dargınlık, küslük, kin tutmak yürekte yüktür. Sona erdirirsek yüreğimizdeki yükten kurtuluruz. Kendimiz de karşımızdaki de rahatlar. Dinimizde üç günden fazla küslük uygun görülmemiştir. Küslüklerde ilk adımı atan, alçak gönüllülük gösteren, egosunu yenen övgüye layık insandır. Erdemli insandır. İlk adımı atmak insanı küçültmez, aksine Allah katında yüceltir.

Bu duygu ve düşüncelerle BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN….

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 07:32 tarihinde yazdırılmıştır.