HASTANELERİMİZ

Yazar - Metin ATLI

HASTANELERİMİZ  

        Lüleburgaz’a Devlet Hastanesi yapıldı. Tam 300 yataklı. Lüleburgaz Özel Medikent hastanesi 100 yataklı. Hastane inşaatı ihalesini Fema inşaat aldı. Aldığı ihaleyi taşerona verdi. Taşerona para vermeyince taşeron battı. Yüzlerce kişi mağdur oldu. Ana firma devletten paramı alamadım dedi. Taşeron firma “Devlet parayı ödedi ama ana firma bize ödeme yapmadı, bizi batırdı” dedi. Mahkemelik oldular. Mahkeme devam ediyor mu bilmiyorum.

       Aslında bu yukarıda yazdıklarımın bir haber değeri yok. Bunlar bildiğimiz, her zaman olan, basit konular. Bir firma devletten ihale alır. İşi başka bir taşerona paslar. O bir başkasına paslar. Sonunda son taşeron batar veya ucundan biraz kazanır. Devletten ihaleyi alan firma ise suya sabuna dokunmadan malı götürür. Devlete 10 liraya mal olacak bir iş 20 liraya mal olur. Sonra devlet bu kadar ödemeyi kaldıramaz. Kasada para kalmaz. Et olur 330 TL, soğan olur 30 TL. Yani bildiğimiz klasik rant hikayesi.

     Sahi biz zengin bir tarım ülkesiyken, tarımda kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden biriyken soğan 30 TL olur mu? Bal gibi olur. Kılıçdaroğlu 418 milyar doları söke söke alacağım diyor ya, ne demek istiyor? Kimden alacak bu parayı? Açıkça şunu diyor. Devlete iş yapan bazı firmalar tam 418 milyar Dolar haksız kazanç elde ettiler, yani devleti dolandırdılar. Ben bu parayı bunlardan söke söke geri alacağım diyor? Gerçekten bu kadar büyük para bunlara peşkeş çekilmiş olabilir mi? Bilmem.

      418 milyar Dolar değil de ucundan 18 milyar dolarcık götürseydiniz, bu millette eti 330 liraya yemeseydi olmaz mıydı? Bal tutan parmağını yalar ama siz bal kavanozuna parmağınızı değil, kafanızı soktunuz. Onlar rahat uyuyamıyorlar. Ama aç bıraktıkları millete üzüldüklerinden değil, iktidar değişir de bizden bu parayı geri alır mı korkusundan uyuyamıyorlar. İktidar değişir de yeni gelen bunun hesabını sormazsa zaten hiç gelmesin.

       Lüleburgaz olarak bir devlet hastanemiz oldu. 300 yataklı, kocaman, her yerden görünen süper bir bina. Tamam da bu kadar muhteşem hastanemiz varken neden özel hastaneler de kuyruk var? Millet dünyanın parasını verip tedavi olmaktan zevk mi alıyor? Azıcık parası olan devlet hastanesine gitmeyi aklından bile geçirmiyor? Neden? Çünkü hizmet alamıyorlar. Demek ki sadece bina yapmakla sağlık problemi çözülmüyormuş. Doktor olmazsa tek başına bina ne işe yarar ki?

      Yakınımız hastalandı. Ambulans geldi, hastamızı Lüleburgaz Devlet Hastanesi’ne götürdü. Doktor hastanın kalp krizi geçiriyor olabileceğini söyledi. Belirtiler bunu gösteriyor dedi. Ancak biz burada bir müdahale yapamıyoruz, çünkü hastanemizde kardiyoloji doktorumuz yok dedi. “Size bir yer bakıyoruz, hastayı başka hastaneye sevk edeceğiz” dedi. Baktık olmuyor. Hastayı aldık, özel hastaneye götürdük. Kalp krizi geçirmiyormuş, ritim bozukluğu varmış. Günlüğü 2400 TL para ödedik. Lüleburgaz da 3 tane özel hastane var. Bunlarda kardiyolog var. Ama kocaman binası olan devlet hastanemizde kardiyolog yok. Olacak iş mi?

       Biz hep inşaata yatırım yaptık, insana yatırım yapmadık.   Çoğu uzman doktorumuz yurtdışına gitti. Biz 6 sene devlet olarak, aile olarak dünyanın parasını verdik doktor yetiştirdik. El alemin Alman’ı,  El alemin Fransız’ı bir kuruş masraf etmeden doktor sahibi oldu. Sadece doktorlar mı? Genç mühendislerimiz gidiyor, işi bilen ustalarımız, işi bilen kalifiye elemanlarımız gidiyor. Hangi gence sorsak okulu bitirince yurtdışına kapağı atmayı düşünüyor. Biz çözüm bulacağımız yerde “Giderlerse gitsinler” dedik. Onlar da gittiler ve gitmeye de devam ediyorlar.

       Her neyse. Lüleburgaz devlet hastanemizde kardiyoloji doktoru yok ama binası güzel değil mi. Kocaman, tam da tepede. Her yerden görülüyor, ışıl ışıl. Şehir hastanelerimiz var. Binası  kocaman, binası yepyeni, her tarafı ışıl ışıl. Devlet değil hastaneyi yapan müteahhitler işletiyor. Hasta gelmese de devlet onlara parasını tıkır tıkır ödüyor. Çünkü devletimiz onlara hasta garantisi verdi. Sonra soğan 30 lira, dana eti 330 lira. Bakan Nebati ‘Siz de koyun eti yiyin, koyun eti 300 lira. Ama koyun eti kokuyor diye yemiyorsunuz değil mi’ dedi. Ey Sayın Nebati! Biz koyun eti kokusundan değil, ülkenin her tarafından gelen kötü kokulardan rahatsızız. Ama sen bunları anlayamıyorsun değil mi? Halktan iyice koptunuz artık değil mi?

    

      

    

                                                

                          

           

        

                

          

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 07:09 tarihinde yazdırılmıştır.