SEÇİMLERİN ARDINDAN

Yazar - Metin ATLI

SEÇİMLERİN  ARDINDAN  

Seçimler bitti. Muhalefette hüsran, iktidarda zafer var. AKP,  seçimde devletin ve iktidar olmanın tüm nimetlerinden yararlandı. En ufak bir açılış konuşması bile 29 kanalda naklen yayınlandı. 29 kanalda montaj video kullanarak “muhalefete teröristler destek veriyor” dedi. “Kandil ve muhalefet beraber “ dedi. Muhalefet iki üç kanaldan cevap vermeye çalıştı. Ancak sesini duyuramadı. Kendisini geçebilecek adaylardan İmamoğlu’nu tam bir hukuksuzlukla ahmak dedi diye devre dışı bıraktı. 3 dönem kuralını uygulamadı. Aynı durumda muhalefet olsaydı bu kural hemen uygulanırdı.

      Erdoğan kendisine en zayıf rakip olarak gördüğü Kılıçdaroğlu karşısında bile seçimi zor kazandı. Her şeye rağmen ülkenin iyiye gitmediğini gören Yüzde 48’lik bir halk var ki bu da ilerisi için umut veriyor. Biraz da muhalefete bakalım. CHP,  parti olarak yüzde  25 oy aldı. Çık Deva’yı. Çık Saadeti, çık Gelecek Partis’ini, çık Demokrat Parti’yi geriye ne kaldı. Taş çatlasın Yüzde  22. CHP açısından berbat bir sonuç . Bir gram ilerleme yok. Ortada büyük bir başarısızlık var.

       Kılıçdaroğlu, 2010 yılından beri CHP’nin başında. Tam 13 yıl oldu. Geldiğinde de parti bu kadar oy alıyordu. Bir başarısı var mı? Yok. Zaten CHP’nin başına ben geçsem yine bu kadar oy alırım. O zaman derhal istifa edip partinin önünü açmalıdır. İyi bir insan olabilir. Ama bu yeterli değildir. Ortada ciddi bir başarısızlık var ve gereğini yapmalıdır.

      CHP’de bir kişinin istifa etmesi yeterli değildir. Tüm üst kadrolarda değişim şarttır. CHP’de kişilerle beraber bir anlayış değişikliğine ihtiyaç var. Bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var. Kişiler değişir ama zihniyet aynı kalırsa hiçbir şey değişmez. Bir dahaki seçim yine hüsran olur.

      Cumhurbaşkanlığı seçimini muhalefet kazanabilirdi. Kılıçdaroğlu,  Türkiye şartlarında yanlış bir adaydı. Bir yıldan beri aday olmamalı diye yazdım. Çok eleştiri aldım. Ben işim gereği çok değişik gruplardan insanlarla görüşüyorum. O’na olan tepkiyi görebiliyordum. Ayrıca anketler de bunu gösteriyordu.  Akşener uyardı, yanındakilerden bazıları uyardı ama dinlemedi. 5 ay öncesinden durumu anlayıp birini parlatması gerekiyordu, yapmadı.

Sol düşüncedeki insanların artık duygusallıkla karar vermemeyi öğrenmesi gerekiyor. Bilimsel anketlere göre hareket etmeyi öğrenmesi gerekiyor. Birisi kendi düşüncesine uymayan bir şey söylediğinde onu linç etmeyi bırakması gerekiyor. Acaba doğru olabilir mi demesi gerekiyor. Başka türlü başarı gelmez.

 Yazıma önceden yazdığım yazılardan makalelerle devam edelim. 21 Aralık 2022 yılında yazdığım ‘Erdoğan, Kılıçdaroğlu nu istiyor’ başlıklı yazımdan bir makale.

          ‘’Benim şahsi görüşüm şu. Erdoğan, Yavaş ve İmamoğlu karşısında hiç şansı olmadığını görüyor. O rakip olarak Kılıçdaroğlu nu istiyor. O aday olsun istiyor. Belki o zaman seçimi kazanabilirim diye düşünüyor. Bence bu hamlelerle Kılıçdaroğlu’nu aday olmaya zorluyor. O yüzden Kılıçdaroğlu, değil ahmak demek, ağzına ne gelirse söylesin ona yasak gelmez.’’

        7 Eylül 2022 tarihinde yazdığım ‘Yine mi Abdullah Gül’ başlıklı yazımdan bir makale.

          ‘’ Pekiyi Kılıçdaroğlu aday olmalı mı? Bunun da cevabı anketlerde yatıyor. Bugün seçim olsa Kılıçdaroğlu az bir farkla önde görünüyor. Erdoğan bir iki hamleyle bu farkı rahatlıkla kapatabilir. O nedenle yarın seçim olsa Kılıçdaroğlu’nun adaylığı son derece riskli olur, olmamalıdır. Ama seçimlere daha çok var. Seçimlere yakın 10 puandan fazla fark atarsa neden olmasın ki. Ancak bu farkı yakalayamazsa adaylığı aklından bile geçirmese iyi olur.’’

        Görmek isteyen için durum ayan beyan ortadaydı. Ama göremedik, daha doğrusu görmek istemedik. Duygularımızla değil, mantığımızla, bilimsel anketlerle kararlar aldığımız gün, seçimleri de aldığımız gün olacaktır.

       

           

                           

           

        

                

          

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 26 Haziran 2024, 15:06 tarihinde yazdırılmıştır.