2023 Seçimlerinin Ardından

Yazar - Ozan Akarsu

2023 Seçimlerinin Ardından  

Türkiye’de bazı günler, hatta bazı haftalar vardır ki; yaşanan olaylar hakkında durup düşünmek ve bunu dile getirmek için size bir fırsat vermez. Öylesine yoğun bir tempoda gündem akar gider ki; sabah yazdığınızın akşam ne kadar eksik veya yanlış olduğunu görürsünüz. Şüphesiz 2023 Seçimleri öncesinde ve sonrasında böylesine yoğun bir şekilde geldi, geçti ve gitti.

Neredeyse 10 yıldır ülke ve yakın coğrafyada olan gelişmeleri yakından takip eden ben, ilk defa bu kadar zorlandığımı hissettim. Genelde birkaç varsayımımdan biri, bir olay karşısında mutlaka çıkardı ama bunun dışında seçimlere dair meşhur ‘’büyük resmi’’ görmekte oldukça zorlandım. Peki, neyi bildim neyde yanıldım?

Anket şirketlerinin süreç boyunca Kılıçdaroğlu veya Erdoğan’ın oy oranlarını paylaşırken yaptıkları ‘’farklı galibiyet’’ vurgusuna hiç inanmadım. Nitekim hiçbir Cumhurbaşkanı adayı %50 üzerinde oy alamadı ve seçim 2. Tura kaldı.

Seçimde Muharrem İnce’nin kilit adam olacağını söyleyenlere inat, İnce’nin bu süreci partisiyle birlikte kaldıramayacağını düşündüm. Çünkü ilk gençlik yıllarımdan miras bir HEPAR tecrübesi vardır. Haliyle bir rüzgâr ile kurulan partilerin yapısını ve akıbetini çok iyi bilirim. Nitekim kendisi seçimden çekildi. Bu noktada eklemek isterim ki; Zafer Partisi’nin oyunun %7’yi geçeceğini söyleyenlere karşı, seçim barajının düşmesine rağmen %3’ü zor göreceğini söz meclislerinde dile getirdim.

Muhalefet liderlerinden başarısız olanın, bu sefer yaşanacak mağlubiyet durumunda istifa edeceğine inandım ama muhalefet partilerinden hiçbir Genel Başkan istifa etmedi. Aksine süreçten parti içinde güçlenerek çıktılar. Büyük bir sürpriz yaşanmazsa bir dönem daha koltuklarında oturmaya devam edecekler.

Seçim sürecinde ortaya çıkan bir de muamma var ki; hala çözülebilmiş değil mesela.

Seçimden evvel DEVA, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve Saadet Partisinin oy oranları ayrı ayrı %2 - 4 arasında veriliyordu, oranlara göre topluyorduk ve en kötü ihtimal %5 ile 7 arasında diyorduk. Sürekli dile getirilen %25 kemik CHP oyuna ekliyorduk en kötü ihtimal %35 olur diyorduk. Üstüne en az %15 İYİ Parti oyunu ekliyorduk ve %50 meclis çoğunluğuna ulaşıyoruz diyorduk. İttifak dışında kalan YSP de en az %10 alır, böylece meclis aritmetiği iyice değişir, haliyle Cumhurbaşkanlığı seçimi de en kötü ihtimalle 2. Turda %52 ile Millet İttifakı adayının lehine sonuçlanır diye belirtiyorduk. Millet İttifakı içindeki İYİ Parti haricindeki bu partilerin oy oranları ne oldu?

Medyada bu konu hakkında olasılık olmadan konuşabilen neredeyse yok gibi. Kimine göre DEVA, Saadet ve Gelecek Partisi en az %7 oy aldı. O zaman CHP bu seçimde %20 oy ile tarihindeki en düşük oyu aldı. Peki ya Demokrat Parti’nin oyu nerede?

Oy oranlarına göre kesin olan bir şey var ki; o da seçimden önce, “Oylarımız % 15 – 20 bandında,” diyen İYİ Parti’nin % 10’nun altında kalması oldu.

Sonuç olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısındaki %48’lik oy dağılımı aşağı yukarı şöyle oluşmuş olabilir: CHP %25, 6’lı Masa bileşenleri %10, YSP %10 ve diğer partiler %3

Hal böyle olunca evdeki hesap çarşıya uymamış, Kemal Kılıçdaroğlu ‘’Ben Kemal Geliyorum’’ demiş ama gelememiştir.

 

(devam edecek)

 

 

 

 



http://www.hurfikir.com.tr adresinden 26 Haziran 2024, 13:35 tarihinde yazdırılmıştır.