İSLAM DİNİNDE İLMİN ÖNEMİ (İKİNCİ BÖLÜM)

Yazar - Eyyüp Sabri Erdem

İSLAM DİNİNDE İLMİN ÖNEMİ  (İKİNCİ BÖLÜM)  

Hepimizin bildiği gibi, fertlerin ve toplumların maddî ve manevî her alanda yükselip ilerlemelerini temin eden unsurların en başında ilim gelmektedir.

Kutsal kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'e göre her türlü kötülüğün, bâtıl inanç ve sapık düşüncelerin, hatta şirkin ve küfrün gerçek sebebi cehalettir.

Geçen haftaki yazımızda İslâm dünyasının yetiştirdiği İlim adamlarını ve insanoğluna fayda veren tarihte dönüm noktası olan buluşları ve icatları yazmıştık,bu hafta buna yine devam ediyoruz;

Harezmi Kitab'ul Cebir ve'l - Mukabele isimli eseriyle Cebir ilminin kurucusu olmuştur.

Ali Kuşçu Matematik ve astronomi alanlarında Osmanlı Devleti'ne parlak bir çağ yaşatmış ve 15. yüzyıla damgasını vurmuştur.

Ebu Firnas Endülüslü bir Müslüman âlimdir. Kurtuba'da tahsil gören Firnas, zamanın çoğu âlimi gibi birçok alanda kendini geliştirdi. O aynı zamanda şair, astrolog, müzisyen, astronom ve mühendistititi.

Kendisine en büyük ünü kazandıran girişimi, insanı havada taşıyabilecek uçan bir makine inşa etmesiydi.

Müslüman bilim adamları arasında en başta sayabileceğimiz Farabi'nin yaptığı çalışmalar, günümüz biliminin gelişimine temel oluşturmuştur. Özellikle felsefe alanında çalışmalar yapan ünlü Türk bilim adamı, Aristo, Platon ve Zenon gibi Yunan düşünürlerini yorumlamış ve bunların görüşlerini kendi çalışmalarına yansıtmıştır. Bunun yanında hava titreşimlerinden ibaret olan ses olayının mantıklı izahını ilk kez Farabi yapmıştır. Titreşimlerin dalga uzunluğuna göre azalıp çoğaldığını deneyler ile kanıtlayan ünlü bilim adamı, aynı zamanda ilaçlar ile ilgili pek çok esere de imza atmıştır.

Müslüman ilim adamları arasında Biruni’nin yaptığı çalışmaları da sayabiliriz. Özellikle gökbilim konusunda çalışmalar yapan bilim adamı, güneşin yüksekliğini ve hareketlerini gözlemlemiştir. Bunun yanında şehirlerin boylamlarını hesaplayarak mevsimlerin ne zaman başlayıp bittiğini bulmuş önemli Türk ve Müslüman bilim adamları arasındadır.

El-Cezeri, bilim tarihine damga vurmuş en önemli Müslüman Türk bilim adamlarından birisidir. Keskin bir zekâya sahip olan Cezeri, bundan 800 yıl kadar önce elektrik kullanmadan su ve mekanik parçalar ile çalışabilen makineler yapmayı başarmış ve bunları uygulanır hale getirmiştir. Cezeri, şifreli kasalar, termos, şifreli kilitler, saatler; otomatik çocuk oyuncakları, robotlar gibi çok sayıda buluşu yapmış, sibernetik biliminin temellerini atmıştır.

Takuyiddin Raşit Galata Kulesi'nde rasat çalışmaları yapmıştır. Bu başarılı çalışmaları ile dikkat çeken Takiyuddin, Sultan 3. Murad'ın fermanıyla Tophane'de kurulan rasathanenin başına getirilmiştir. Pek çok yeniliğe imza atan Takiyuddin, astronomi, optik ve matematik alanında eserler kaleme aldı.

Sinüs, kosinüs, tanjant, kotanjant gibi kavramların tanımlarını yaptı ve cetvellerini hazırladı. Ayrıca trigonometrik fonksiyonların kesirlerini ondalık kesirlerle gösteren ilk kişi olarak tarihe geçti. Aritmetik alanında kullanılan altmışlık kesirlerin yerine, kendine özgü pratik rakamlama metodunu geliştirerek ondalık kesirleri kullanan ilk kişi oldu.

Ziya Paşa; "Ger Endülüs olmasa ziyadar. Kim Avrupa’yı ederdi bidar" beyitiyle bu hususu ifade etmiş, Ronald Victor Courtenay Bodleydede "Ronesans’ı İslam’a borçluyuz" diyerek bu gerçeği dile getirmiştir.Bu günkü batı dünyası bilimsel gelişmeleri Müslümanlara ve İslam dünyasına borçludur.

İLİM ÖĞRENMEK İLE İLGİLİ AYET-İ KERİMELER

Ey Rabbim! ilmimi artır de." (Tâhâ sûresi 114)

"...Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer sûresi 9)

"...Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltir..." (Mücadele sûresi 11)

"...Kulları içinde Allah'dan ancak alim olanlar(ilim sahibi olanlar) huşuyla-korkar. Allah Aziz'dir (üstün ve güçlü olandır), Gafur'dur (çok bağışlayandır).

" (Fatır sûresi 28)

İLİM  ÖĞRENMEK İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER

"Allah, hakkında hayır dilediği kimseye din hususunda büyük bir anlayış verir." (Buhârî, Müslim)

"Yalnız şu iki kimseye gıbta edilir: Allah'ın kendisine ihsân ettiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse; Allah'ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimse." 

(Buhâri, Müslim)

“Allah’ın benimle göndermiş olduğu hidâyet ve ilim, yeryüzüne yağan bol yağmura benzer. Yağmurun yağdığı yerin bir bölümü verimli bir topraktır: Yağmur suyunu emer, bol çayır ve ot bitirir. Bir kısmı da suyu emmeyip üstünde tutan çorak bir yerdir. Allah burada biriken sudan insanları faydalandırır. Hem kendileri içer hem de hayvanlarını sular ve ziraatlarını o su sayesinde yaparlar. Yağmurun yağdığı bir yer daha vardır ki, düz ve hiçbir bitki bitmeyen kaypak ve kaygan arazidir. Ne su tutar, ne de ot bitirir. İşte bu, Allah’ın dininde anlayışlı olan ve Allah’ın benimle gönderdiği hidâyet ve ilim kendisine fayda veren, onu hem öğrenen hem öğreten kimse ile buna başını kaldırıp kulak vermeyen, Allah’ın benimle gönderdiği hidâyeti kabul etmeyen kimsenin benzeridir." (Buhârî, Müslim)

"Allah'a yemin ederim ki, Cenâb–ı Hakk'ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidayete kavuşturması, senin, en kıymetli dünya nimeti olan kırmızı develere sahip olmandan daha hayırlıdır." (Buhârî, Müslim)

"Benim tarafımdan (tebliğ edilen Kur'an'dan) bir âyet bile olsa insanlara ulaştırınız. İsrailoğulları(nın ibretli kıssaları)ndan da haber verebilirsiniz. Bunda bir sakınca yoktur. Kim bile bile bana yalan isnad ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın." (Buhârî, Tirmizî)

"Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır." (Müslim, Buhârî,Ebû Dâvûd )

"Hidâyete davet eden kimseye, kendisine uyanların sevabı kadar sevap verilir. Bu onların sevaplarından da hiçbir şey azaltmaz." (Müslim)

"İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat." (Müslim)

"Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allah'ı zikretmek ve O'na yaklaştıran şeylerle, ilim öğreten âlim ve öğrenmek isteyen öğrenci bundan müstesnadır." (Tirmizî)

"İlim tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allah yolundadır." (Tirmizî)

"Mümin, cennete girinceye kadar hiçbir hayıra doymaz." (Tirmizî)

"Âlimin âbide üstünlüğü, benim sizin en aşağı derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir. Şüphesiz ki Allah, melekleri, gök ve yer ehli, hatta yuvasındaki karınca ve balıklar bile insanlara hayrı öğretenlere dua ederler." (Tirmizî)

Bir kimse, ilim elde etmek arzusuyla bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır. Muhakkak melekler yaptığından hoşnut oldukları için ilim öğrenmek isteyen kimsenin üzerine kanatlarını gererler. Göklerde ve yerde bulunanlar, hatta suyun içindeki balıklar bile âlim kişiye Allah'tan mağfiret dilerler. Âlimin âbide karşı üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Şüphesiz ki âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler altın ve gümüşü miras bırakmazlar; sadece ilmi miras bırakırlar. O mirası alan kimse, bol nasip ve kısmet almış olur." (Ebû Dâvûd, Tirmizî)

"Bizden bir şey işitip, onu aynen işittiği gibi başkalarına ulaştıran kimsenin Allah yüzünü ağartsın. Kendisine bilgi ulaştırılan nice insan vardır ki, o bilgiyi, bizzat işiten kimseden daha iyi anlar ve korur." (Tirmizî)

"Bir kimseye bildiği bir konu sorulduğunda cevap vermezse, kıyamet gününde ağzına ateşten bir gem vurulur." (Tirmizî )

 "Kim kendisinde Allah'ın rızası aranan bir ilmi sadece dünyalığa sahip olmak için öğrenirse, o kimse kıyamet gününde cennetin kokusunu bile duyamaz." 

(Ebû Dâvûd)

Selam ve Dua İle

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 07:41 tarihinde yazdırılmıştır.