GELECEĞİN ELEMENTİ TORYUMYazar - Metin ATLI
Bana göre geleceğin elementi Toryum’ dur. Bir kimyacı olarak nedenlerini anlatacağım. İşin içinde değerli bir maden varsa orada dış güçler, onların Türkiye’de ki adamları olan siyasetçiler, sömürü, kan olmaz mı? Bu dünya düzeninde mutlaka olur. 30 Kasım 2007!de Isparta uçak kazasında tam 6 bilim insanımız hayatını kaybetti. Pilotaj hatası dediler. Pilotaj hatası değildi. O uçak düşürüldü. Peki bunun toryumla ne alakası var diye sorabilirsiniz. Çok alakası var.
Önce şu ünlü bor madenimizden kısaca bahsedelim. Dünya rezervlerinin yaklaşık % 70’i ülkemizdedir. Ancak bor şişirildiği kadar çok değerli bir maden değildir. Sanıldığı gibi araba da yakıt olarak kullanılamaz. Hidrojen gazı ile çalışan araba yapmayı denediler. Olmadı. Olsaydı hidrojeni bünyesinde tutan bor bir yan ürün olarak değerli olabilirdi.
Gelelim toryuma. Dünyanın çok büyük bir enerji ihtiyacı var. Her enerji kaynağı bir miktar çevreye zararlıdır. Ancak enerji olmadan olamayacağı için en az kirletenleri tercih etmemiz gerekiyor. Kömür, doğalgaz, derelere yapılan HES’ler çok tahribat yapar. Barajlar, rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi kısmen kabul edilebilir daha temiz enerjilerdir. Ancak bunun için çok büyük alanlara ve çok büyük yatırımlara ihtiyaç var. Bir enerji kaynağı daha var. Nükleer enerji.
Nükleer enerji de yakıt olarak uranyum kullanılıyor. Uranyumun çekirdeğini parçalarsanız müthiş bir sıcaklık ortaya çıkar. Bu sıcaklıkla su buharı elde edersiniz. Buhar tribünleri döndürür ve elektrik elde edersiniz. 1 kg uranyum tam 1 milyon 300 bin kg kömürün verdiği enerjiye eşittir. Kötü amaçlı kullanırsanız uranyumdan atom bombası yaparsınız.
Uranyum radyoaktif bir elementtir. Toryum da öyledir. Ancak şu ana kadar bilim insanları toryumdan elektrik elde etmeyi başaramamışlardı. Çin geçenlerde yaptığı açıklamada laboratuvar ortamında bunu başardıklarını, deneme reaktörü kurma çalışmalarına başladıklarını açıkladılar. Deneme üretimin de de başarılı olurlarsa 5 yıl içerisinde elektrik üretimine başlamayı planladıklarını açıkladılar.
Toryum, uranyumdan yaklaşık 200 kat fazla enerji verir. Radyoaktif atık derdi yoktur. Çevreyi kirletme derdi yoktur. Bomba yapma imkanı yoktur. Çernobil gibi bir facia yaratmaz. Çünkü kimyasal reaksiyonu istediğin an durdurabilirsin. Türkiye dünyanın en zengin toryum yataklarına sahiptir. Tahmini 800 bin tonla dünyadaki toplam rezervin hemen hemen yarısı ülkemizdedir. Senede 50 ton toryum ülkemizin tüm enerji ihtiyacını karşılar. 16 bin yıl yetecek rezerve sahibiz. Yani toryumu ülkemizin ve dünyanın sonsuz bir enerji kaynağı olarak görebiliriz.
Diyeceksiniz ki toryumla çalışan nükleer santral yapılırsa ülke olarak köşeyi döndük. Dünya bize mahkum olacak. Öyle olmuyor işte. Afrika büyük uranyum yataklarına sahiptir. Ama fakirdir. Çünkü Fransa 20 Afrika ülkesinin başına kendine bağlı hükümetler getirdi. Bu hükümetler uranyumu yok pahasına Fransa’ya verdi. Fransa 59 tane nükleer santral yaptı. Ama Afrika ülkelerinin çoğu yerinde elektrik yok. Şimdi Afrika bu Fransa’dan ve onun kukla hükümetlerinden kurtulmaya çalışıyor. 9 ülkede Fransa’ya karşı askeri darbe oldu. En son Gabon’da ülkeyi 56 yıl yöneten Fransa kuklası baba oğul devlet başkanı askeri bir darbeyle devrildi. Afrika uyanıyor. Umarım başarılı olurlar.
Gelelim Isparta’daki kazaya. Türkiye’de toryum üzerine ciddi çalışmalar yapan Prof. Dr. Engin Arık ve ekibi toryum dan elektrik elde edilmesi konusunda çok ciddi yol almışlardı. Devlet destekleseydi veya onları koruyabilseydi belki de dünyada ilk toryum nükleer santralını yapan ülke biz olacaktık. Yapamadık. Yaptırmadılar. Bu bilim insanını ve ekibini bir uçak kazasıyla yok ettiler.
Artık ülkeleri askerle işgal etmiyorlar. Sömürecekleri ülkenin seçimlerine müdahale edip her seferinde kendine bağlı hükümetler kuruyorlar. Muhalefeti de onlar belirliyorlar. Bu hükümetlerle o ülkenin geleceğini karartan anlaşmalar yapıyorlar. Karşı geleni ama kasetle, ama tehditle yok ediyorlar. Son askeri darbenin olduğu Gabon’da 56 yıl hep Fransa yanlısı aynı adam, sonra da oğlu kazandı. Nasıl oluyor?
Biz de Fransa yerine bizi sömürmeye çalışan Amerika ve İngiltere var. Ama biz bir Afrika değiliz. Biz de onlara kök söktüren bir liderimiz var. Ülkeyi koruyan milliyetçi bir partimiz var. Hükümet yoldan çıktımı onu hizaya getiren aslan gibi sosyal demokrat bir muhalefet partimiz var. Tamam da o zaman bize bu şeker fabrikalarını, kağıt fabrikalarını kim sattırdı. Bu kadar Afganlıyı, Suriyeliyi ülkemize kim soktu. Türklük elden gidiyor ama milliyetçiyim diyen parti buna neden ses çıkarmıyor. Her seferinde muhalefet neden hep kazanamayacak adayları gösteriyor. Sahi neden?
http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 08:03 tarihinde yazdırılmıştır. |