DİLİMİZ KİMLİĞİMİZDİR

Yazar - Servet Şenyiğit

DİLİMİZ KİMLİĞİMİZDİR  

                   Dil; ülke, millet, bayrak değerlerinin sıkı sıkıya bağlanmasını sağlayan harç etkisi olan etkendir.

          Bizler Hun Devleti olarak Karadeniz’ in kuzeyinden Avrupa’ ya kadar giden, Osmanlılar olarak Karadeniz’ in güneyinden Avrupa’ ya Afrika’ ya kadar yayılan bir milletiz. Hiçbir zaman din, dil ve geleneklere karışılmamıştır. Hiçbir ülkeye böyle bir zorunluluk uygulanmamıştır. Ancak, Osmanlı döneminde Arapça ve Farsça, Tanzimat döneminde Fransızca, yakın tarihimizde ise İngilizce dilimizde etkili olmuşlardır.

          İngiltere, İspanya, Hollanda ve bunlara sonradan eklenen Fransa girdikleri ülkelerde, sömürgelerinde kendi dillerini öğrettiler. Hindistan’ da İngilizce, Cezayir’ de Fransızca, Küba’ da İspanyolca, Fildişi Sahilleri’nde Felemenkçe konuşuluyor. Bu arada İngilizlerin, Avustralyalı Aborjinlerin, ABD’ de Kızılderililerin dillerini bitirdiklerini anımsamak gerekiyor. 

          Türk milleti olarak en hakim ve en özel kültürel varlığımız dilimiz yani Türkçemizdir. Türkçemiz binlerce yıllık tarihimiz içinde yaşamış ve gelişmiştir. 12 bin yıl öncesine tarihlenen Göbeklitepe Dikilitaşlarının üzerine resmedilmiş  insan ve hayvan figürlerinin, damgaların Türk Dikilitaşlarınkilerle birebir aynı olması bunu doğrulamaktadır. Türkçe bugün zengin bir kültür, sanat, bilim ve iletişim dili olarak dünyanın sayılı dilleri arasında yerini almıştır.   

          Cumhuriyet döneminde Dil Devrimi ile Türkçemizin gelişmesi sağlanmıştır. 26 Eylül – 5 Ekim 1932 tarihlerinde yapılan Birinci Türk Dili Kurultay’ nın çalışma programı ATATÜRK tarafından hazırlanmıştır. Kurultay’ın başlangıç günü olan 26 Eylül tarihini de “Dil Bayramı” olarak kutluyoruz. Bundan önce de 12 Temmuz 1932’ de Türk Dil Kurumu kurulmuştur. Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün dil konusunda ne diyor? “Hazır olmak, yalnız susup beklemek değildir, hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprüleri sağlam tutarak! Dil bir köprüdür! İnanç bir köprüdür! Tarih bir köprüdür!” ATATÜRK şunları da söylüyor ;”Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz.” Ayrıca dilin önemini vurgularken, “Kesin olarak bilinmelidir ki, Türk milletinin dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır.” İfadelerini kullanır.

          Karamanoğlu Mehmet Bey’ in 13 Mayıs 1277’ de Türkçeyi resmi dil ilan eden fermanıyla; ve Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün 12 Temmuz 1932’ de Türk Dil Kurumu’ nu kurduktan hemen sonra 26 Eylül 1932’ de 1. Türk Dil Kurultayını açmasıyla başlayan süreçler, Türkçemizin bugünlere yaşayarak ve zenginleşerek ulaşmasını sağlamıştır.

          Türkçemizin korunması ve gelişmesi için Devletimizin bütün kurum ve kararlarıyla Türkçemizi sahiplenmesi ve desteklemesi gerekmektedir. Devletimizin yanı sıra topyekün bir seferberlik anlayışıyla basın, medya ve sivil toplum kuruluşları da Türkçemize sahip çıkmalıdır.

          Türkçemize en büyük katkıları sağlayan Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ ü ve Karamanoğlu Mehmet Bey’ i saygı ve rahmetle anıyorum.

          NE MUTLU TÜRKÇEMİZİ GÜZEL KULLANABİLENE!

servetsenyigit@gmail.com

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 08 Eylül 2024, 02:24 tarihinde yazdırılmıştır.