2030’ DA ASYA VE TÜRKİYE

Yazar - Servet Şenyiğit

2030’ DA ASYA VE TÜRKİYE  

          IMF, Dünya Bankası, OECD, Dünya Ekonomik Forumu, Standard Chartered gibi uluslararası ekonomi kuruluşlarının raporlarında küçük farklılıklar olsa da ortak görüş Asya Ve Türkiye’ nin yükselişinin, Asya Çağı’ nın başladığının Atlantik merkezleri tarafından kabul edilmesidir.

 

 

          Bu raporları yayımlayan ekonomi kuruluşlarının iki ortak özelliği var; birincisi emperyalist-kapitalist merkezlerde bulunmaları, ikincisi de saygın ve bilimsel kuruluşlar olmaları. Bu nedenle hazırladıkları liste bizim istek ve arzularımıza göre değil, Atlantik merkezlerinde faaliyet gösteren ve saygın ekonomik kuruluşların bilimsel çalışmaları sonucunda ortaya çıkıyor. Liste derken Standard Chartered Bankasının hazırladığı 2030 yılında dünya ekonomisi sıralamasından söz ediyorum. GSYİH sıralamasına göre liste şöyle; 1) Çin (64.2 Trilyon), 2)Hindistan (46.3 Trilyon), 3)ABD (31 Trilyon), 4)Endonezya (10.1 Trilyon, 5)Türkiye (9.1 Trilyon).

 

 

          Listeye baktığımızda, iki Asya ülkesi Çin ve Hindistan ABD’ yi geçen ilk iki ekonomi oluyor. Şaşırtıcı değil çünkü Çin’ in dünya liderliğine yükselmesi, en kalabalık Hindistan’ ın adım adım ABD’ yi geçmesi güneşin doğuşu kadar net gözüküyor. Burada Asya Çağı’ nın başladığının Atlantik merkezleri tarafından kabul edildiğinin itirafı var. 1920 ve 1930’ larda Türkiye ve Sovyetler Birliği Asya Mucizesi yaratmışlardı. 1940’ larda da dünyanın en fakir ülkesi Çin’ de devrim yapıldı. 100 yıl önce gerçekleşen Asya mucizesi bugün de filizleniyor. Sömürgecilikten değil topluca kalkınmaktan yana olan devletlerin hepsi Asya mucizesinin içinde yer alıyorlar.

 

 

          Burada Türk mucizesine bakmamız gerekiyor. Yedi yıl sonra dünyanın en büyük beşinci ekonomisi olabilir mi? Ekonomik kuruluşlar neye dayanarak Türkiye’ yi bu sıralara çıkarıyorlar? Türkiye’ nin hedefi bu olmalı ve bu hedef “Üretim Devrimi” ile örtüşmektedir. Türkiye’ nin genç nüfusunu üretim seferberliğine katmak bu atılımı yaratır. Ayrıca; günümüzde Batı sermayesi ve onun kuralları doğrultusunda işlenen kaynaklarımızı, zenginliklerimizi üretimin ve milletimizin hizmetine sunmak Türkiye’ yi ileriye taşıyacaktır. Atlantik çökerken ve Asya yükselirken ikisini birbirine bağlayan Türkiye’ nin jeopolitik konumu doğru kullanılırsa Türkiye diğer ülkeleri bir bir geride bırakacaktır. Atlantik’ in çöken, birbirini arkadan vuran ve krizler içinde bulunan ortamını terk edecek olan Türkiye, BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİO) gibi örgütlere katılarak Türk mucizesinin ikincisini gerçekleştirebilir.

 

 

          Anlatmaya çabaladıklarımdan çıkan sonuç; Üretim Devrimi hedefiyle, Türkiye’ yi 2030’ da ilk beş ekonomi arasına sokma hedefinin birbirine bağlı olduğudur.

 

 

servetsenyigit@gmail.com

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 08 Eylül 2024, 05:52 tarihinde yazdırılmıştır.