MERAL ABLAM İTTİFAK YOK DİYOR

Yazar - Metin ATLI

MERAL ABLAM İTTİFAK YOK DİYOR   

  Meral ablam “Yerel seçimlerde ittifak yapmayacağız” dedi. Seçimler zaten normal şartlarda yapılmıyor. İktidar partisi parayı kontrol ediyor, adaleti kontrol ediyor, medyayı kontrol ediyor, yüksek seçim kurulunu kontrol ediyor. Bunlar da yetmiyor bir de muhalefeti kontrol ediyor. Düşünsenize hakem onlardan, VAR onlardan, federasyon onlardan maça çıkıyorsunuz. Yetmiyor sizin takımın teknik direktörünü de ayarlamışlar. Teknik direktör bilerek yanlış taktik veriyor, en formda golcüsü dururken boş kaleye gol atamayan forveti sahaya sürüyor. Siz de maçı kazanacağınızı zannediyorsunuz. Zor kazanırsınız.

       Atatürk, Nutuk ’da  dedi ki “Dahili ve harici bedhahların olacaktır.”  Ülkemizin de bol miktarda bedhahı var. Kendi çıkarları için ülkemize her türlü kötülüğü çekinmeden yapabiliyorlar. Bunlar dış bedhahlar ve iç bedhahlar olarak ikiye ayrılıyorlar. Ama aynı amaç için uğraşıyorlar.

      Seçimler yaklaşıyordu. Dış bedhahlar toplandılar. Biri dedi ki bu hükümet zamanında kağıt fabrikaları kapandı, ben bu ülkeye çok kağıt satıyorum, acayip para kazanıyorum. Diğeri dedi ki bu hükümet zamanında Cola Turka kapatıldı, ben Türkiye’de acayip kola satıyorum. Biri dedi ki şeker fabrikaları kapatıldı, mısır şurubu satıyorum. Diğeri bütün yerli sigara fabrikaları yok edildi, müthiş sigara satıyorum. Vitol dedi ki ben devletin petrol ofisini satın aldım. Hariri ailesi dedi ki para vererek enayilik yapmışsın, ben bir lira vermeden Türk Telekom’u satın aldım, içini boşaltım, 4.7 milyar doları cebe indirdim, borcu da Türk bankalarına yükledim. Biri dedi ki ben Türkiye’de ki arazilerin yarısını topladım, ama daha yarısı duruyor, diğer yarısını da alabilmem için bu hükümetin seçimin kazanmasını istiyorum. Hep birlikte dediler ki biz bu hükümeti çok seviyoruz, bu seçimi de alması için her türlü desteği vermeye hazırız.

       İç bedhahlar toplandılar. Biri dedi ki ben çok yol yaptım, köprü yaptım. Üç liralık işi 10 liraya yaptım. Çok para kazandım. Bu hükümeti çok seviyorum. Diğeri dedi ki benim 30 kere vergi borcum silindi, bu hükümeti çok seviyorum. Diğeri dedi ki bizde saman varken dışarıdan saman getiriyorum, buğday getiriyorum voleyi vuruyorum. Diğeri dedi ki Konya Çumra ofisten 300 tır buğday çaldım. Ama bir Allah’ın kulu neden yaptın demiyor. Hep birlikte dediler ki biz bu hükümeti çok seviyoruz, bu seçimi de alması için her türlü desteği vermeye hazırız.

     Tamam da halk bu hükümet zamanında çok fakirleşmişti. Yolsuzluk, adaletsizlik ayyuka çıkmıştı. Seçimi nasıl kazanacaklardı. Danışmanları dedi ki biz araştırdık. Muhalefette kim aday olursa olsun anketlerde önde görünüyor. Bir tek Kılıçdaroğlu aday olursa seçimi kazanabiliyoruz. Kılıçdaroğlu’na haber saldılar. Sen aday olacaksın dediler. Kılıçdaroğlu çok sevindi.

     Kılıçdaroğlu’na aday ol diyen Hasan Cengiz gibi adamlar, oradan çıkıp hükümetin ofislerini ziyaret ediyordu. Bunu gören gazeteci Levent Gültekin,  Kılıçdaroğlu’na çıkıp durumu anlattı. Sizin adaylığınız bir proje dedi. Saf saf O’nun durumdan haberi olmadığını zannediyordu. O’nun da projenin bir parçası olduğunu anladığında şok oldu. Çıkıntılık yapabilecek İmamoğlu’nu bir mahkeme kararıyla siyaset yasağı koyarak ekarte ettiler. Mansur Yavaş’ta zaten böyle bir cesaret yoktu. Kılıçdaroğlu anketlerde en az 5 puan gerideydi. Hükümette birkaç hamle yaptı mı en az 10 puan farkla Erdoğan seçimi kazanırdı.

      Altılı masa toplandı. Futbol konuştular, havalar ne kadar güzel onu konuştular, kim ne kadar milletvekili alacak onu konuştular. Ama kim cumhurbaşkanı adayı olacak onu konuşmadılar. O zaten belliydi. Konuşup da çene yormaya ne gerek vardı. Seçimler yaklaştıkça hükümetten bıkan halk Kılıçdaroğlu’na desteği arttırmaya başladı. Anketlerde arayı kapatmış, hatta öne bile geçmişti. Kılıçdaroğlu çok telaşlandı. Hemen televizyonlara çıkıp yahu bana oy veriyorsunuz ama ben aleviyim dedi. Durduk yerde söylenen bu söz etkisini göstermiş, anketlerde yine geriye düşmüştü. Biraz rahatladı.

      Ama zaman geçtikçe oyları yine artmaya başladı. Hatta 5 puan öne bile geçmişti. Ne yapsa oylarını düşüremiyordu. Baktılar Kılıçdaroğlu beceremiyor, Meral Abla mı devreye soktular. 3 Mart günü çıkıp masayı öyle bir devirdi ki muhalefete destek acayip azaldı. Sonuçta az bir farkla da olsa seçimi kaybettiler. Tüm muhalefet derin bir oh çekti. Gazeteci Levent Gültekin,  2 Mart’ta Meral Ablam’a Hasan Cengiz’den aldığın 100 milyon doların ses kaydını yayınlarız diye maille tehdit geldi, 3 Mart’ta masa devrildi dedi. Doğru mu bilmem. Bu Hasan Cengiz hükümetin en yakın adamlarından biri. Ama Bay Kemal’le de 4 saat baş başa toplantı yapan bir adam. Enteresan değil mi?

       Biz zannettik ki Meral Ablam masayı devirdi ve görevini tamamladı. Ama yanılmışız. Şimdi de yerel seçimlerde ittifak yok diyerek görevine devam ediyor. Yeni görevinde Meral Ablam’a başarılar diliyorum. Görevini en iyi şekilde tamamlayacağından en ufak bir şüphem yok. Bu arada İktidar ne mi yapıyor? O’nun bir şey yapmasına gerek yok ki. Muhalefet zaten gereğini yapıyor          

 

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 07:50 tarihinde yazdırılmıştır.