DİNİMİZ İSLÂM’A GÖRE EVLİLİK -1-

Yazar - Eyyüp Sabri Erdem

DİNİMİZ İSLÂM’A GÖRE EVLİLİK -1-  

Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (Aleyhisselam) ümmetinin çoğalması için evlenmeyi teşvik etmiş ve şöyle buyurmuştur:
''Nikah (evlenmek) benim sünnetim (yolum)dur. Kim benim bu yolum ile amel etmezse (bundan yüz çevirir) ise benden değildir. Ve evleniniz çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı çokluğunuzla iftihar ediciyim.''(İbn-i Mace)
Dünya ve ahiret saadetimizin vesilesi dinimiz İslâm’a göre nikâh ve âile müessesesi; nefsin tatmini,neslin devamı, evlât terbiyesi, neslin muhâfaza edilmesi ve insanlığın şeref haysiyetinin korunması bakımından son derece lüzumlu ve vazgeçilmesi mümkün olmayan en önemli değerlerin başında gelir.
İslâm dini bu değere o kadar ehemmiyet vermiştir ki, onu yok etmeye kasteden gayrı meşru, çirkin ve aşağılık münâsebetleri tamamen reddetmiş ve haram kılmıştır.
Bu itibarla “zinâ” fiilini, en keskin ve ağır bir şekilde yasaklamış, ona yaklaştıracak olan bütün yolları da kapatmıştır. Zira bu pis ve çirkin hâl; nikâhın meşrûiyetine,gerekliliğine saldırma ve gelecek temiz nesilleri yok eden acımasız bir cinayettir. Nikâh gibi hem dünya hemde ahiret saâdetini ve huzur dünyasını, fuhşun ve günahın kötülüğüne,batağına, pisliğine değişmek kadar büyük bir cehâlet ve ahmaklık olamaz.
EVLİLİK ve AİLE MÜESSESESİ
Evlilik, hem bedenen hem de ruhen bir ihtiyaç, hem de insan hayatının mânevî gelişimin en esaslı zeminidir. Zira evlilik hayatı, insanın nefsinden kaynaklanan ama bedeni ihtiyacının ihtiyaç ve arzularını meşrû ölçü ve gâyelerle tatmin ederek hayırlı nesillerin yetiştirilmesinede vesîle olur.
Alemlerin Rabbi olan Allah Kur’an-ı Kerim’de bu mesele ile ilgili olarak bizlere:
“…Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl!” (Furkân suresi 74) duâsını öğretmiş ve yapmamızı buyurmuştur.
ANNEYİ ve KADINI DEĞERLİ YAPAN HUSUSİYETİ
Bir hanımın en kıymetli, hattâ paha biçilmez varlığı, edebi,namusu ve iffetidir. Kadının şeref ve haysiyetini koruması ancak iffetli olması sâyesinde mümkündür.
Dinimiz İslâm kadının iffetine ziyadesiyle ehemmiyet vermiş ve korumasını istemiştir.Hz. İsa’nın(Aleyhisselam)annesi Meryem Vâlidemiz, iffeti sebebiyle Kur’ân-ı Kerîm’de “İffetini koruyan Meryem”(Tahrim sûresi 12) beyânıyla medhedilmiş ve onun ismi tam 34 yerde zikredilmiştir. Bu da gösteriyor ki, bir kadını en değerli yapan hususiyeti özelliği, iffetidir. İffetin kaybedilmesi ise; insanlık haysiyetini zâyî etmek ve aşağı düşmek demektir.
AİLEDE MUTLU ve HUZURLU OLMANIN ŞARTLARI
Dinimiz İslâm insanoğlunu dünya hayatında huzura,saâdete, hem de ahirette mutluluğa ulaştıracak şartları en güzel şekilde tayin etmiş ve Peygamber efendimizin(Aleyhisselam) şahsında bizlere huzurlu bir âile yuvasının en mükemmel örneğini ortaya koymuştur.Rabbimiz Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur; “And olsun ki, sizden Allah'a ve Ahiret Günü'ne kavuşmayı uman ve Allah'ı çokça zikredenler için, Allah'ın Resul'ünde iyi bir örnek vardır.”
(Ahzab sûresi 21)
Dolayısıyla İslâmî bir âile hayatının tesisi ve devamı için Allah Resûlü’nün müstesnâ güzelliklerle dolu âile hayatından örnekler vardır bunları almak ve hayatımıza tatbik etmek zarûrîdir.
Peygamber Efendimiz’in(Aleyhisselam)hayatında yokluk vardı, lâkin her zaman haline şükrederdi. Nitekim bir defasında çok sevdiği kızı Hz.Fâtıma(Radiyallahu anha)arpa ekmeği pişirip kendisine getirmiş, Peygamber Efendimiz;”Kızım, üç gündür babanın midesine giren ilk lokma bu olmuştur.”(mukâbelesinde bulunması, O’nun gönül huzuruyla kanaat ettiği hayat şartlarına tipik bir misâldir.(İbni Saad Tabakat)
Yine ümmetinin huzur ve saâdete kavuşması için olağanüstü gayret ederken; “…Allah yolunda hiç kimsenin görmediği eziyetlere mâruz kaldım…” buyurmuştur (Tirmizî) . Fakat hiçbir zaman hâlinden,çektiği sıkıntılardan şikâyet etmemiştir,hayatı boyunca dâimâ Rabbine şükretmiş, rızâ ve tevekkülün zirvesinde, huzur dolu bir hayat yaşamıştır.
AİLEDE SIKINTILAR VE ÇÖZÜM YOLLARI
Şunu asla unutmayalım dünya hayatı,devamlı düz ve istikrarlı bir şekilde devam etmez.
Zaman zaman iniş ve çıkışlar mutlak surette olur. Gün gelir gönüller sevinç,huzur,mutluluk ve saâdetle dolar, gün gelir sıkıntı,dert, hüzün ve kederli zamanlar olur.
Bu sebeple anne-babaların, yarını şekillendirecek ve ihya edecek olan evlâtlarının yetişmesinde, onlara hayatın sadece güzel ve tatlı yanlarını toz-pembe manzaralarını göstermeleri büyük bir hata olur.Esasın da bu tavır da ilâhî terbiyeye terstir zira öyle olsaydı, Alemlerin Rabbi olan Allah en sevdiği kulları olan peygamberlerini rahatlık içinde yetiştirir,yaşatır ve onlara hiç sıkıntı yaşatmazdı. Fakat Allah onları insanoğlunun karşılaşabileceği en ağır sıkıntı ve musibetlerle karşılaştırmış ve bununla olgunlaştırmıştır.
Meselâ Rabbimiz Hazret-i Yûsuf’un (Aleyhisselam)önce kuyuya sonra da zindana atılmasını takdir etmiş, bu yaşadıkları İle imtihan etmiş ve bunun necticesinde Mısır’a sultan olmasını murâd eylemiştir.
Hazret-i İbrahim (Aleyhisselam)malı, canı ve evlâdı hususundaki zor imtihandan geçmiş,Nemrut tarafından ateşe atılmış ve Cenâb-ı Hak ile dostluk makamına yükseltmiştir.
Hazret-i Eyyûb (Aleyhisselam) maruz kaldığı dert ve belâlar karşısında sabretmiş isyan etmemiş ve, “…Ne güzel kul!..” (Sâd sûresi 44) hitâbına mazhar olmuştur.
Yapmamız gereken evlâtlarımızı yetiştirirken çektiğimiz sıkıntıların,çilenin ve imtihanların da hayatın bir gerçeği olduğunu, bunlara da sabır ve tahammül göstermemiz gerektiğini öğretelim.
ÇEKTİĞİMİZ SIKINTILARA AİT ÇÖZÜM YOLLARI
1- Namus dediğimiz kavram tek taraflı olan ve tek taraflı taşınması gereken bir durum değildir. Hem kadınlar hem de erkekler namuslarını korumak zorundadırlar, ahlâk ve namus kavramları kadına aittir denilen bir toplumda ahlaksızlık artar ve aile yapısı bozulur.
2- Herkesin evde olduğu bir zaman diliminde ve ev ortamında samimi,sıcak,karşılıklı olarak sohbet etmek gerekir.
3- Kendi ailenize verdiğiniz değeri eşinizin ailesine de gösterin,ne kadar değer verirseniz o kadar değerli olursunuz.
4- Evinize girerken bolluk,bereket ve Allah’ın rahmetinin olması için selam verin.
5- Evdeki aile fertlerini ilgilendiren konularda sohbet edin.
6- Çıkan anlaşmazlıklarda hatayı sadece karşı tarafta aramayın en az onun kadar benimde hatam vardır' diye düşünün.
7- Eşler birbirlerini takdir etmelidirler.
(Ne güzel yemek yaptın eline sağlık gibi)
Küçük bir teşekkür karşınızdakinin gönül dünyasını güzelleştirir ve mutlu eder.
8- Eşinize ve çocuklarınıza zaman ayırın,unutmayın ki zaman ayırılmayı en başta hakedenler kişinin kendi ailesidir.
9- Aile fertleri olarak sohbet edin, birbirinizi dinleyin istişare edin ve sıkıntılara birlikte çözüm yolları bulmaya çalışın,sıkıntılar ve dertler paylaşarak azalır.
10- Eşler birbirine iltifat etmelidir.
İltifat marifete tabi olsa da kişiyi marifetli kılan yapılan iltifatlardır.
11- Eşler, arasındaki sevgi ve muhabbet bağlarının korunması için gayret edilmelidir.
12- Eşler çevrelerine kulak vererek birbirlerine karşı tavır takınmaktan uzak durmalı ve yuvalarını kavga ve çekişme alanı haline getirmekten kaçınmalıdırlar.
13- Eşler arasında kesinlikle boşanma konusu gündeme gelmemeli, talak kavramının adı bile telaffuz edilmemelidir. Zira boşanmanın, Allah Teâlâ’nın sevmediği ve hoşlanmadığı helallerden olduğu, zorunlu olmadıkça bu yola başvurulmaması gerektiği bilinmelidir.
14- Kadını layık olduğu makama oturtup haklarını bahşeden ve cennetin annelerin ayaklarının altında olduğunu müjdeleyen İslamın hükümlerine göre hareket edildiğinde, aile içerisinde önemli bir sorun yaşanmadığı gibi, takva üzerine yükselen aile hayırlı nesillerin yetiştiği bereketli bir mekteb haline dönüşecektir. İşte bu, Allah Teâlâ’nın ve Resulünün hoşlandığı ve İslam’ın numune olarak gösterdiği ailedir.

TEŞEKKÜR EDİYORUM
28.01.2024 Pazar günü Kızım Sümeyye Erdem'in ve damadımız Burak Kızılet’in düğün merasimine uzaktan-yakından bizzat katılarak, buruk sevincimizi bizimle paylaşan; telefon ederek, mesaj yoluyla tebrik ve duâlarıyla yanımızda olan tüm büyüklerim, kardeşlerim, akrabalarım ve dostlarıma cân-ı gönülden teşekkür ederiz.
Her biriniz bizi şerefyâb ettiniz
Rabbimiz razı olsun…
Alemlerin Rabbi olan Allah’ın kutsal kitabımızda bize öğrettiği dua ile;
“Rabbimiz! Bizlere eşlerimizden ve zürriyetimizden göz aydınlığı olacak kimseler nasip et ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl.” diyerek dua ediyoruz.
Amin…Amin…Amin…
Ya Rabb-el Âlemîn

……

Filistin’de Gazze’de,Doğu Türkistan’da ve dünyanın farklı coğrafyalarında zulüm gören mazlum müslümanları feraha ve felaha kavuştursun.
Dünyayı kana bulayan siyonist yahudileri mahv-u perişan eylesin.
Amin…Amin…Amin…
Ya Rabb-El Âlemin.
Yazımıza önümüzdeki hafta devam edeceğiz inşaAllah…
Selam ve dua ile
Eyyup Sabri Erdem

http://www.hurfikir.com.tr adresinden 25 Kasım 2024, 07:05 tarihinde yazdırılmıştır.