HAYATI “KENDİMİZCE” YAŞAMAKYazar - Burcu ÇalışkanHayatınızı nasıl yaşadığınız üzerine hiç düşündünüz mü? Kendi doğrularınıza göre mi yaşıyorsunuz, başkalarının söylemlerine göre mi? Bir başkasının ayak izlerinden mi ilerliyorsunuz yoksa kendiniz yepyeni bir yolda yeni izler mi bırakıyorsunuz? “Bir başkası ne der, ne düşünür” diye dertlenerek mi eylemlerinizi şekillendiriyorsunuz yoksa “Bence doğrusu bu” deyip aksiyon alarak mı? Kabul etmekte fayda var ki pek çoğumuz için hayat yolculuğunda “bildiğimiz gibi” ilerlemek pek kolay değil…
Yaşam, her birimizin kendi yol haritasını çizmesi gerektiği bir yolculuk olsa da çoğu zaman toplumsal baskı, aile fertlerinin beklentileri, gelecek kaygısı, içsel korkular gibi pek çok nedenden bu yolculuğu kendi isteklerimiz doğrultusunda tam anlamıyla şekillendiremiyoruz. Peki, gerçekten de kendi hayatımızı “kendi istediğimiz” gibi yaşamanın bir yolu var mı? Tabii ki… İşte kendi yolunuzda ‘kendinizce’ yaşamak istiyorsanız takip edebileceğiniz adımlar:
Hayatınızın sorumluluğunu alın.
Kendi hayatınızın sorumluluğunu almaya hazır olmak, kendi yolunuzda, kendi doğrularınızla yaşamaya başlamanın ilk adımı. Mevcut koşullarınızı değerlendirin, şu anki durumunuzun farkına varın ve ne istediğinize odaklanarak bunun için neler yapmanız gerektiği üzerine düşünün…
Eğer siz dümenin başına geçmezseniz esen her rüzgâr rotanızı şaşırtmaya çalışır ama siz kendi hayatınızın başında olur o dümeni yeri geldiğinde sıkı sıkıya tutarak yeri geldiğinde sağa-sola döndürerek hareket ettirirseniz, dış kuvvetlerin sizi yönlendirmesi çok zor olacaktır. Unutmayın, kendi hayatınızla ne yaptığınız ve ne yapacağınız yalnızca sizin sorumluluğunuzdadır.
Ne istediğinizi bilin ve yönünüzü çizin.
İçten içe yaşamınızda ne yapmak istediğinizi biliyor olabilir misiniz? Belki yüksek sesle söyleyemediğiniz, belki kendinize bile itiraf edemediğiniz ama aslında ne istediğinizi/istemediğinizi çok iyi bildiğiniz bir şeyler yok mu? Belki istifa etmek ve bambaşka bir kariyer yolu çizmek istiyorsunuz kendinize, belki de bulunduğunuz şehirden gitmek…
Kendinize karşı dürüst olun ve kulaklarınızı başkalarının sözlerine kapatıp sadece kendi kalbinizin söylediklerine odaklanın. İçinizden gelen ses size ne diyorsa, ona ulaşmak için yeni yollar belirleyin. Kendi işinizi kurmak istediğinizi dile getirdiğinizde belki onlarca başarısızlık hikâyesi anlatılmış olabilir size ama bu kez hikaye, sizin hikayeniz, onu siz yazacaksınız, başkalarının deneyimleri, sizin yaşam yolunuzu belirleyemez. O yüzden siz kendi yolunuzu çizin ve sadece o yolda ilerleyin, kulağınıza fısıldayan ‘caydırıcı’ söylemleri ise duymazdan gelmeyi deneyin.
Tutkularınızın peşinden gidin.
Nelerden hoşlandığınızı, nelerin sizi heyecanlandırdığını düşünün. Bu, bir hobi, bir kariyer hedefi veya bir yaşam tarzı olabilir. Tutkularınızı tanımlamak, onları gerçekleştirmek için atacağınız adımları belirlemenize yardımcı olabilir. Tutkularınızı keşfettiğinizde ve onların peşinden gitmek için harekete geçtiğinizde hayatınızı ‘kendinizce’ kurgulamak için de özgün bir yol haritasına ulaşmış olacaksınız. Çünkü, tutkularınız sizin kim olduğunuzun, hayattan ne beklediğinizin ve istediğinizin en derin ifadeleri. Ayrıca, şartlar ne kadar zorlaşsa da motivasyonunuzu da koruyacak en güçlü anahtar yine tutkularınız.
En büyük işlerin bile küçük adımlarla başladığını unutmayın.
Çoğu insanı kendi hedeflerinden, tutkularından, kendi ‘hayat yolunda’ ilerlemekten alıkoyan şeyin aslında ‘büyük’ sıçramalar yapmak gerektiğine olan inançları olduğunu hiç düşündünüz mü? Çoğumuz bir yerlere ulaşmak, bir şeyleri değiştirmek, belki de şu an sahip olduğumuz yaşam tarzının 180 derece tersine sahip olmak istiyoruz ama atladığımız şey bu ‘büyük’ şeylerin arkasında aslında ‘küçük’ adımlar olduğu. Yani, hayatınızı bir gecede değiştiremezsiniz ama hayalinizdeki hayata erişmek için her gün küçük küçük değişimler yapabilirsiniz.
Dolayısıyla kendi yolunuzu çizmek ve yolda hiçbir yere sapmadan, kimsenin rüzgârıyla savrulmadan yürümek istiyorsanız küçük adımların büyük değişimlerin yapıtaşları olduğunu unutmayın. ‘Çok büyük’ bir şey yapmanıza gerek yok; varmak istediğiniz yere doğru ‘küçük bir şey’ yapmanız da yeterli.
Sizi ‘gerçekten’ destekleyecek insanlar bulun.
“Hayat, konfor alanınızın bittiği yerde başlar” sözünü hatırlayın ve istediğiniz o hayatı yaşamak için şu an içinde bulunduğunuz hayattan dışarı adım atmanız gerektiğini fark edin. Yeni insanlar tanımak için yeni ortamlara girin. Sizi destekleyecek, gerçekten ufkunuzu açacak, ilerlemek istediğiniz yolda yol gösterecek ve ilham olacak kimselerle tanışın.
Sizden daha büyük düşünen, belki de geçmişte sizinle benzer hayalleri kurmuş ve bugün o hayallerine ulaşmış başarılı insanlarla sohbet edin. Her gün aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyemeyeceğinizin farkına varın ve konfor alanınızdan çıkıp yeni insanlar, yeni zihinlerle tanışın. Göreceksiniz, doğru insanlarla etrafınızı çevrelediğinizde kendi yolunuzda daha emin adımlarla yürüyeceksiniz.
Kendiniz için en iyisini sadece sizin bildiğinizi hatırlayın.
Etrafınızdaki insanlar, sizi çok seven dostlarınız, anne-babanız, eşiniz veya çocuklarınız şüphesiz sizin iyiliğinizi istiyor olsalar da sizin için neyin iyi, neyin kötü, neyin doğru, neyin yanlış olduğunuz yüzde yüz bilemezler. Bunu bilebilecek tek kişi yine sizsiniz. O yüzden kendi yolunuzu çizmek, hayatı ‘sizce’ yaşamak için, ne size doğru geliyorsa, ne iyi hissediyorsa, neyi yapmayı düşündüğünüzde içiniz pır pır ediyor, midenizde kelebekler uçuşuyorsa onu yapın, çünkü kendinizi en iyi siz bilirsiniz.
Sevgiyle kalın… http://www.hurfikir.com.tr adresinden 22 Kasım 2024, 08:46 tarihinde yazdırılmıştır. |