Anlaşamayarak yollarını ayıran çiftlerin sayısı her geçen gün artıyor. Eskiden kadınlar ekonomik özgürlükleri olmadığı için kötü giden evliliklerini sürdürmek zorunda kalıyorlardı.
Pek çok kadın için bu durum halen değişmemiş olsa bile diğer taraftan çalışan, kendi ayakları üzerinde duran kadınlar boşanma istatistiklerini arttırıyor.
Boşanmadan en çok etkilenenler ise hiç kuşkusuz çocuklar. Ayrılma sürecinde çocukların verdiği tepkilerin yaş gruplarına göre farklılık gösterdiğini söylüyor. Çocukların yaşları ne olursa olsun çoğunda korku, suçluluk, üzüntü, öfke, uyku bozukluğu, ders çalışma isteksizliği görülüyor. Çocuğun bu durumu en hafif şekilde atlatmasında anne ve babaya büyük görev düşüyor.
Zaman değişirken, boşanma sebepleri de değişiyor, çağa uyuyor. Hâlâ 100 boşanma davasından 95’inde gerekçe ‘şiddetli geçimsizlik’ ama gerçek çok farklı. Klasik boşanma sebepleri olan aile içi şiddet, aldatma, ekonomik sıkıntıların yanı sıra, artık internet, cinsel uyumsuzluk, romantizmin bitmesi gibi daha ‘çağdaş’ sebepler öne çıkıyor.
Ya çocuklar!
Boşanmalarda en çok etkilenen taraf ne yazık ki çocuklar oluyor. Çocukların verdiği tepkilerin yaş gruplarına göre farklılık gösterirken ayrılma sürecinden en fazla etkilenen yaş grubunun 3-6 yaş grubu..
Bu yaştaki çocukların kendilerini ailelerinin odak noktası olarak görebilir ve boşanmanın sebebini tamamen kendileri zannedebilirler.. Çocuklarda “Ben akıllı, uslu olmadığım için annem ile babam boşandı” düşüncesi, 7-12 yaş grubundaki çocukların boşanma sebebini anne-baba üstüne attığı, 13-18 yaş grubu ise bu süreci çok zor atlatıyor. Bu yaştaki ergenlerin uyuşturucuya başlama, kendine ya da arkadaşlarına zarar verme, küfür etme, kötü ortamlara girme gibi tepkisel davranışlar gösterebilirler. Boşanma sürecinde çocuktaki görülebilecek tepkisel davranışların beslenme sorunları, derslere odaklanamama, konsantre bozukluğu, ders çalışma isteksizliği, uyku bozuklukları, huzursuzluk, saldırgan davranışlar, hırçınlık, tedirginlik, yatak ıslatma, kekemelik, uyumsuzluk gibi belirtiler olabilir. Çocuk boşanma olayını duyunca kendine evi annem mi, babam mı terk edecek, ben kimle yaşayacağım, bana ne olacak gibi sorular sorabilir. Bu anlamda anne babanın çocuğun aklındaki soruları gidermesi gerekir. Bu süreç açıklanırken ebeveynler çocuğa yalan söylememeli. Söylenilen yalanı anlarsa çocukta aile bireylerine güvensizlik başlayabilir. Çocuğa, ‘biz annen ve baban olarak boşanmaya karar verdik, bu bunun sebebi sen değilsin. Her aile mutlu olmak için evlenir fakat mutsuzluk varsa da boşanma yoluna gider. Biz kendi aramızdaki sorunlarımız yüzünden ayrılmaya karar verdik. Hayatımıza evli devam edersek daha çok zarar göreceksin, bu süreçte en doğru olan ayrılmak. Ayrı evlerde yaşayacağız ama bu birbirimizi hiç görmeyeceğimiz, iletişimimizi koparacağımız anlamına gelmiyor. Belli aralıklarla anne-baba-çocuk olarak buluşup zaman geçireceğiz. Seni sürekli seveceğiz’ şeklinde açıklamalar yapılmalı ve hareketlerle de bu açıklama desteklenmeli.
Çocuğun beklentileri sorulmalı
Boşanma sadece çocuklar için değil, tüm aile bireyleri için ciddi stres yaratıyor. Bu süreci çocuğun öğrenmesi kendi yaşamı ile ilgili önemli bir değişiklik olduğunu algılamasına neden oluyor. Bu dönemde çocuk somut bilgilere ihtiyaç duyuyor. Çocuk az göreceği ebeveynini nasıl bir düzenle göreceğini bilmek ister. Düzenli görüşme şekline ihtiyaç duyar. Boşanma kararını açıklamak için ebeveynlerin birlikte hareket etmesi gerekir. Çocuğa içinde bulundukları durum ve bundan sonraki yaşam şekli somut ve açık cümlelerle anlatılmalı. Çocuğun bu konuda sorusunun olup olmadığı sorulmalı. İtirazları ve soruları bu süreçle ilgili bilgi ve hissettikleri ile ilgili fikir edinmenize yardımcı olur.
Anne babaların ortak bir dil ve tutum içerisinde olması gerekir. Ebeveynlerin boşanmalarının çocuğa olan anne babalık görevlerini değiştirmediğini, onu her zaman sevmeye devam edecekleri göstermesi gerekiyor. Ailelerin de kendi ilişkileri ile ilgili sorunlarını çocuğun önünde çözmemeleri, suçlayıcı, küçük düşürücü ifadelerin çocuğun kendilik algısına da zarar verdiği unutulmamaları gerekiyor.
Çocuk için eski eş ile işbirliği sağlanmalı
Boşanma sürecinin çocuk açısından sağlıklı olması için eski eşe karşı olumsuz duygu ifadesinin kontrol edilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra sakin düzenli bir yaşam stili benimsenmeli, disiplin konusunda eski eş ile iş birliği sağlanmalı. Boşanmadan sonra çocuklar ile zaman geçirirken televizyon, bilgisayar gibi uyaranların en aza indirgenmesi gerekiyor. Çocuk ile bol bol konuşmak, çocuğa hafif sorumluluklar vermek, yaşına uygun etkinlikleri planlamak, ev ödevleri veya okulu ile ilgilenmek ve ziyaretler dışında da çocuk ile iletişimin sürdürülmesi gerekiyor.