Özel Medikent Hastanesi doktorlarından Opr. Dr. H. Korhan Altan, böbrek taşı ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.
Dr. Altan “Böbrek taşı, tıpta "nephrolithiasis" ya da , "urolithiasis" olarak bilinen, kalsiyum, oksalat, veya ürik asit gibi maddelerin idrar içerisinde normalden daha yüksek yoğunlukta olmasıyla böbreklerde biriken maddelere verilen addır.
Bu maddeler çeşitli nedenlerle kristaller halinde vücudumuzdaki sıvıyı dışarı atmakta filtre görevi gören böbreklerde birikebilir ve zaman içerisinde büyüyerek böbrek taşını meydana getirirler. Taşlar genelde idrarla birlikte yer değiştirerek idrar kanallarından aşağıya doğru hareket ederek vücuttan atılma eğilimindedirler. Böbrek içerisinde veya idrar kanalının herhangi bir bölümünde takılmaları durumunda idrar akışına engel oluşturarak genellikle korkulan, şiddetli tipik böbrek ağrılarına yol açarlar. Bazı kişilerde kanamaya veya iltihaplanmaya da yol açabilirler.
Üriner sistem, böbrekler, ureterler, mesane ve uretradan oluşmuştur. Böbrekler fasulye şeklinde organlar olup, kaburgaların hemen altında ve belkemiğinin her iki yanında yer alırlar. Böbreklerin asıl görevi vücuttaki fazla suyu ve artık maddeleri idrar şeklinde dışarı atmaktır. Bu işlevi sonunda kandaki bazı dengeleri sabit şekilde tutmayı sağlarlar.
Esas olarak böbrek taşı, idrar içinde çöken kristallerin böbrek iç yüzeyine tutunmasından ve birikmesinden oluşur. Normalde idrar içinde bu kristalleşmeyi ve çökmeyi engelleyen ve İnhibitör denilen maddeler vardır. Bu inhibitörler her insanda yeterli miktarda olmayabilir ve bu da taş oluşumuna yol açar. Diğer bir neden ise idrarın asidik veya bazik oluşudur. Eğer oluşan bu kristaller ve kumlar yeteri kadar küçükse idrar yollarına takılmadan ve de herhangi bir probleme yol açmadan düşerler. Böbrek taşları kimyasal yapıları bakımından birçok maddenin kombinasyonundan oluşmuştur. En çok görülen taş tipi kalsiyum içeren ve fosfat veya oksalat kombinasyonlu taşlardır. Bu maddeler bir insanın normal günlük gıdalarında mutlaka bulunurlar.
20 ile 40 yaş arasındaki erkeklerde daha çok görülen bu rahatsızlığa neden olan etkenler kesin olarak bilinmemektedir.
Böbrek Taşı Oluşmasına Neden Olan Bazı Faktörler
Genetik faktörler (Ailede bu hastalığın olması)
Böbrekte yapısal bozukluklar
Böbrek rahatsızlığı bulunanlar (renal tübüler asidoz, kistik böbrek hastalığı...)
Bazı bağırsak hastalıkları (inflamatuar bağırsak hastalığı...)
Geçirilmiş bağırsak ameliyatları ( jejono ileal by-pass )
Metabolik hastalıklar (örn. Hiperparatiroidizm, gut hastalığı...)
İdrar yolu enfeksiyonları
Yüksek dozda D vitamini alımı ve kalsiyum alımı
Hiperkalsiüri, sistinüri, hiperokzalüri, hiperürikozüri
Yetersiz beslenme alışkanlıkları
Sıcak iklim kuşağında yaşamak (Aşırı su kaybı)
Yetersiz sıvı alımı
Aşırı kilolu olma
Uzun dönem hareketsiz kalma
Bazı ilaçlar (asetazolamide, anti viral ilaçlar....)
Hasta belirtileri, hastalığın tanısı için yardımcı olur; kesin tespit için taşın görüntülenmesi gerekir. Böbrek taşı tespiti için kullanılan belli başlı yöntemler:
DÜSG (Direkt üriner sistem grafisi)
Röntgen
Ultrason
İ.V.P (intravenöz pyelografi - ilaçlı böbrek filmi)
Bilgisayar tomografileri
Kan analizleri
Bu tanı metodları ile taşın yeri ve büyüklüğü belirlenir. Kan ve idrar testleri ile de, hem taşın kimyasal yapısı hem de gelişmiş olan böbrek fonksiyon bozukluklarının tespiti yapılır. Nadiren, belirti vermeyen böbrek taşlarına da rastlanıyor. Bu taşlar ancak kontrol sırasında ya da başka amaçla çekilmiş filmlerde tesadüfen saptanıyor.
Böbrek Taşının Tedavisi
Böbrek taşların çoğu kendiliğinden düşme eğilimindedir. Tüm idrar yolu taşlarının yaklaşık 80'i ilaç tedavisi ile düşer. Taşın düşmesini etkileyen en önemli faktör taşın büyüklüğüdür. 4 mm'nin altında taşın düşmesi beklenirken 6 mm'nin üzerindeki taşlara müdahale gereklidir. Ayrıca taşların şekli ve idrar yolundaki yerleşimi de düşmeyi etkileyen önemli faktörlerdir.
ESWL (Vücut dışından şok dalgalarıyla taş kırma)
Bir makine yardımıyla taşın üzerine şok dalgaları yönlendirilerek taş kırılır. X-ray ve ultrason ile odaklama yapan ESWL (Extracorporeal Shock Wave Lithotripsy) cihazları mevcuttur. Bu yöntemde direkt olarak taşa yönlendirilen yüksek enerjili şok dalgası, cilt ve iç organlara zarar vermeden ilerleyerek taş yüzeyinde kırılma etkisi yapıyor. Bu şok dalga enerjisi ile taşlar kırılarak, küçük parçalar halinde kendiliğinden idrar yoluyla dışarı atılır.
ESWL yöntemi bütün taşlarda başarı sağlayamaz. Yöntemin başarısı taşın cinsine, sertliğine, büyüklüğüne ve idrar yolunda yerleştiği yere göre değişir. Tek bir seansta kırılabilen taşlar olabileceği gibi tekrarlayıcı seanslara da ihtiyaç duyulabilir.
ESWL yöntemi, böbrek taşı hastalarının çoğunluğunda uygulanabilen başlıca yöntemdir. Özellikle böbrek içinde ve üreterin üst tarafında yer alan taşlar için iyi bir tedavi şekli olarak kabul ediliyor. Buna karşın 2 cm'den büyük, sert veya böbreği tümüyle dolduran taşlarda uygun bir yöntem değildir. ESWL tedavisinin mutlak kullanılmaması gereken 2 durum kanama hastalıkları ve gebeliktir. Hipertansiyon kısmı kontrendikasyon teşkil eder. Bu durumda hastanın öncelikle tansiyonunun düzenlenmesi gerekmektedir.
Üreterolitotripsi
Üreter taşları hem ESWL hem de üreterorenoskopi (URS) ile müdahale edilerek temizlenebilir. URS'de herhangi bir kesi yapılmaz. İdrar yolundan özel bir endoskopik alet gönderilerek taş üreterde görüntülenir ve temizlenir. Hastaların çoğu aynı gün evlerine dönüp bir gün sonrada normal yaşamalarına dönebilirler. Özellikle alt ve orta üreterdeki bazen yüksektir. (%96 - %100)
Üst üreterdeki başarılı tedavi işlemi yöntemidir. Ancak 1 cm'den büyük taşlarda başarı düşmektedir.
Tedavi Yöntemleri:
-Furlas
-Helmium Lazer
-Flexible (hareketli uçlu) üreteroskopi ile böbrek içerisindeki 2 cm den küçük taşlara herhangi bir kesi olmadan ulaşılarak kırılabilmektedir.
Genel kural olarak olarak 1 cm' den büyük üreter taşlarında ve 2 cm' den büyük böbrek taşlarında endokopik girişimler daha yararlı ve başarılı olmaktadır.
.
Ayrıca halk arasında böbrek taşını düşürmek için iyi geldiğine inanılan bazı yöntemler:
-Mısır püskülü ve ayrık otu kökünün kaynatılıp içilmesi.
-Kiraz sapının kaynatılıp içilmesi
-Gilaboru denilen meyve ağacının yaprakları kaynatılıp içilmesi.
-Maydanoz'un kaynatılıp suyunun içilmesi.
-Avakado ağacının yaprağının kaynatılıp içilmesi.
-Eşkine denilen balığın gözleri arkasında bulunan 2 adet taşın geceden havanda kırılması ve yarım çay bardağı limon suyu ile karıştırılması ardından sabahleyin aç karnına içilmesi; öğleye kadar sadece bolca su içilmesi.
Böbrek taşının tedavisi için yapılabilecekler
-Günlük olarak en az 2-2,5 litre su içmek.
-Kola, gazoz gibi asitli içecekleri tüketmekten kaçınmak.
-Çay, kahve tüketimini azaltmak.
-Greyfurt suyu ve elma suyunu az, limon suyunu çok içmek.
-Süt, yoğurt, peynir gibi besinleri makul ölçülerde tüketmek.
-Tuz kullanımını azaltmak.
-Bol lifli besinleri (armut vb) tercih etmek.
-Yüksek oksalat içeren pancar, soya, kara çay, çikolata, kakao, kuru incir, karabiber, fındık, maydanoz, haşhaş tohumu, ıspanak, çilek, böğürtlen vb besinleri aşırı tüketmemek.
-Alkollü içecekler, ançuez, sardalya, sakatat, kuru bakliyat, mantar, ıspanak, kuşkonmaz, karnı bahar ve et tüketimini kısıtlamak.
-Aç karnına yoğurt suyu içmek.
-Vücudu terli bırakmamak.
-Aşırı soğuk su içmemek.
-Çıplak ayakla yere basmamak.
-Islak saçlarla dışarı çıkmamak.
-Bol bol hareket edip vücudu incitmeyecek şekilde egzersizler yapmak.
Haber Merkezi