Sahte “24 Kasım Öğretmenler Günü” kutlamalarına kanmıyoruz

Açıklamada şunlara yer verildi; 24 Kasım 1928 tarihi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliğini” kabul ettiği gündür. Ama 12 Eylül darbesinden sonra, öğretmenlerin örgütlü olduğu TÖB-DER’ i kapatan, binlerce öğretmeni ve üniversitelerdeki akademisyenleri işinden atıp öğrencilerinden ayıran 12 Eylül rejimi ve anlayışı, 24 Kasım tarihini 1981 yılından itibaren öğretmenler günü olarak kutlamaya başladı dalga geçer gibi.

Peki günümüzde çok mu farklı?  En temel demokratik hak olan gerçek sendikaya üye olduğu için, emeğinin karşılığını alabilmek ve meslek onurunu koruduğu için tepkisini dile getiren, Parasız,  bilimsel, laik ve demokratik eğitimi savunduğu için, ya sürgün edildi, ya açığa alında ya da işinden atıldı.

Bir kişinin öğretmen sıfatı alabilmesi için üniversitelerin eğitim fakültelerini başarıyla bitirmesi gerekir. Ama bizim ülkemizde maalesef öyle olmuyor. Sadece eğitim fakültesini bitirmek yetmiyor. Birde ardından, “sen bu fakülteyi bitirdin ama ben o fakülteye güvenmiyorum sen birde KPSS ye gir bakalım orada yüksek puan al bakalım” deniyor. Peki KPSS den alınan puana göre mi atanıyor öğretmenler? Hayır. Bu da yetmez, “sen hem eğitim fakültesini bitirdin hem KPSS den yüksek puan aldın ama bakalım benim istediğim düşünce tarzında mısın değilmisin ben bir ölçeyim” deniyor. Bunu da mülakat adı altında yapıyorlar. Sonuç olarak bir kişinin öğretmen olarak atanmasında, eğitim fakültesinden başarılı bir şekilde mezun olması ve ardından da KPSS den yüksek puan alması değil, sözlü sınavla belirleniyor. KPSS den en yüksek puanı alsa bile sözlüde başarılı olamayanlar ne oluyor peki. Sen yetersizsin denilen genç öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı nın “benim öğretmene ihtiyacım yok” dediği ama sonra da, öğretmene ihtiyacım yok ama düşük ücretle, iş güvencesi olmadan çalışacak öğretmene ihtiyacım var dediği okullarda düşük ücretle, iş güvencesiz ve SSK sı bile tam yatırılmadan “ücretli öğretmen” olarak çalıştırılıyor.

Performans değerlendirme adı altında, öğretmenleri itibarsızlaştırma çalışmasının yapıldığı süreçten geçiyoruz. Yine mülakat ile müdür olanlara, kendisi gibi düşünmeyen, eğilip el etek öpmek yerine dik duran,  her söylenene “tamam efendim” demeyip “neden” diyenleri, eleştirenleri, performans değerlendirmesi adı altında, o okula liyakat ile geleni, mülakat ile gelene puan verdirilerek, iş güvencesini ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bir süreçteyiz.

Eğitimde bunların yaşandığı, öğretmenin iş güvencesinin elinden alınmaya çalışıldığı, itibarsızlaştırıldığı bir süreçte,  “Tüm yurtta, dış temsilciliklerde ve yavru vatan KKTC de 24 Kasım Öğretmenler günü coşkuyla kutlandı” diye başlayan, telefonlarımıza, rehberlerimizde kayıtlı olmayanlardan gelen,  iyi dilek ve temennilerle dolu mesajlarla süren, kasabamızın, camiamızdaki yöneticilerinden gelen karanfillerle devam eden, öğretmenlik mesleğinin vefakarlık ve cefakarlıklarla dolu olduğundan bahseden güzeeel güzel konuşmaların yapılmasıyla sonlanan bir 24 Kasım Öğretmenler Günü daha geçirmekteyiz.

Eğitim – Sen olarak bizler, öğretmenlerin ekonomik ve özlük haklarını meslek onuruna yaraşır şekilde elde edeceği günlerin geleceğini, o zaman öğretmenler günü kutlamanın daha anlamlı olacağına inanıyoruz.